10 yılı doldurmadan veya 10 yılı doldurduktan sonra sigortanın sonlandırılması durumunda birikimlerin toplu olarak bir defada ödenmesi veya sigorta sü
Özelge: 10 yılı doldurmadan veya 10 yılı doldurduktan sonra
sigortanın sonlandırılması durumunda birikimlerin toplu
olarak bir defada ödenmesi veya sigorta süresinin sonunda
(10 yıl dolduktan sonra) ödemenin toplu olarak değil de
ömür boyu aylık şeklinde
Sayı:
B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-75-1-571
Tarih:
20/07/2011
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-75-1-571 20/07/2011
Konu : 2010-GVK-75-1
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Eylül/2000 tarihinden itibaren, özel bir sigorta şirketine
birikimli hayat sigortası yaptırdığınızı belirterek, 10 yılı doldurmadan veya 10 yılı doldurduktan
sonra sigortanızı sonlandırıp birikimlerinizin toplu olarak bir defada tarafınıza ödenmesi veya
sigorta süresinin sonunda (10 yıl dolduktan sonra) ödemenin toplu olarak değil de ömür boyu aylık
şeklinde yapılması hallerinde nasıl vergilendirileceğiniz konusunda Başkanlığımızdan görüş talep
ettiğiniz anlaşılmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde ücretin tanımı yapılmış olup, aynı Kanunun,
4697 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önceki, 4369 sayılı Kanunla değişik 25 inci maddesinin 3
üncü bendinde ise "Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz olan emekli sandıklarınca kendilerine
zat aylığı bağlananlara aylıkları dışında, kanunları veyastatüleri gereğince verilen emekli, dul, yetim
ve evlenme ikramiyeleri veya iade olunan mevduatı ve sürelerini doldurmamış bulunanlarla dul ve
yetimlerine toptan ödenen tazminatlar ile on yıl süre ile prim veya aidat ödenmiş olmak kaydıyla
Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından
iade olunan mevduat veya toptan yapılan ödeme tutarı (Kamu idare ve müesseseleri ile kanunla
kurulan sosyal güvenlik kurumları dışında kalan tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları ile sigorta
şirketleri ve yardım sandıkları tarafından ödenen tazminat, yardım ve toptan yapılan ödemeler en
yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek ödeme tutarından fazla ise aradaki fark ücret olarak
vergiye tabi tutulur. Bu mukayesede gerek muhtelif emekli sandıkları ile sigorta şirketleri ve
yardım sandıklarından gerek aynı emekli sandığı ile sigorta şirketleri ve yardım sandıklarından
muhtelif zamanlarda alınan ikramiye, tazminat ve toptan yapılan ödemeler topluca dikkate alınır.)"
nın gelir vergisinden istisna edileceği belirtilmiştir.
Yine Gelir Vergisi Kanununun 4697 sayılı Kanunla değişmeden önceki 23 üncü maddesinin 11
numaralı bendinde; "Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz bulunan emekli sandıkları ile on yıl
süre ile prim veya aidat ödenmiş olmak kaydıyla Türkiye' de kain ve merkezi Türkiye' de bulunan
sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından ödenen emekli, maluliyet, dul ve yetim aylıkları
(Tüzel kişiliği haiz muhtelif emekli sandıkları ile sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından
ödenen aylıklar toplamı, en yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek ödeme tutarından fazla ise
aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur.) (Genel, katma ve özel bütçelerden ödenen bu nevi
aylıklar dahil)" nın gelir vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
10.7.2001 tarihli ve 24458 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 7.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren
"Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" nun geçici 1 inci maddesinde; " Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce;
a) Faaliyete başlamış olan emekli ve yardım sandıklarına ödenen primler ile bu sandıklardan
iştirakçilerine yapılan ödemeler,
b) Akdedilmiş şahıs sigorta poliçelerinin ilgili olduğu prim ve ödemeler,
bakımından Gelir Vergisi Kanununun 23, 25, 63, 75, 89 ve 94 üncü maddelerinin bu kanunla
değişiklik yapılmadan önceki hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükme göre, 4697 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin yürürlüğe girdiği 07.10.2001
tarihinden önce akdedilmiş sigorta poliçelerine ait aylık veya toplu ödemelerin vergilendirilmesinde
GelirVergisi Kanununun 4697 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önceki 23/11 ve 25/3 üncü
maddeleri hükümlerinin uygulanması gerekir.
4369 sayılı Kanunla yapılan düzenlemelere ilişkin olarak, 27.12.1998 tarihli ve 23566 sayılı Resmi
Gazete'de yayımlanan 216 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde gerekli açıklamalar yapılmış
bulunmaktadır.
Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinde, maddede bentler halinde sayılan
iratların menkul sermaye iradı olduğu hüküm altına alınmış olup, söz konusu maddenin birinci
fıkrasının 6 numaralı bendinde ise her nevi alacak faizlerinin menkul sermaye iradı olduğu hükme
bağlanmıştır.
Yine aynı Kanunun 86 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1/d) bendi ile bir takvim yılı içinde elde
edilen ve toplamı 2010 yılı için 1.090 TL' yi aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu
olmayan menkul sermaye iratları için yıllık beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname
verilmesi halinde de bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Bu açıklamalara göre,
a) 7 Ekim 2001 tarihinden önce düzenlenen şahıs sigorta poliçeleri için 10 yıl süre ile
prim ödenmiş olmak şartıyla, şahıs sigorta şirketleri tarafından yapılan;
1-Toptan ödemelerin, en yüksek Devlet memuruna (Başbakanlık Müsteşarına) ödenen en yüksek
ödeme tutarı kadar olan kısmı,
2) Aylıkların, en yüksek Devlet memuruna (Başbakanlık Müsteşarına) ödenen en yüksek ödeme
tutarı kadar olan kısmı,
gelir vergisinden istisna olup, bu tutarları aşan kısımların ise ücret geliri olarak ödemeyi yapan
sigorta şirketlerince tevkifata tabi tutulması gerekmektedir.
b) 7 Ekim 2001 tarihinden önce düzenlenen şahıs sigorta poliçeleri için 10 yıl süre ile
prim veya aidat ödenmeden ayrılınması halinde şahıs sigorta şirketleri tarafından yapılan
ödemeler;
0n yıldan daha az süre ile prim veya aidat ödeyerek ayrılmanız halinde sigorta şirketince tarafınıza
yapılan ödemelerin nemalandırılmadan geri ödenen tutarı, aynen iade olunan mevduat olarak gelir
vergisine tabi tutulmayacak ancak, tarafınıza mevduat tutarının üzerinde bir ödeme yapılması
halinde ilave tutar, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının 6 numaralı bendi
çerçevesinde menkul sermaye iradı (alacak faizi) sayılacak olup yıllık beyanname ile beyan
edilecektir.
Bu itibarla yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, 2010 yılı içerisinde alacak faizi
geliri elde etmeniz ve tutarının 1.090 TL yi aşması halinde söz konusu gelirinizin 2011 yılının Mart
ayında yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.