2013/2763

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET TURGUT BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/2763)

 

Karar Tarihi: 9/3/2016

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

M. Emin KUZ

Raportör Yrd.

:

Gökçe GÜLTEKİN

Başvurucu

:

Mehmet TURGUT

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, Adnan Menderes Üniversitesi (Üniversite) aleyhine yürütülen ilamlı icra takibine rağmen kamu mallarının haczinin mümkün olmaması nedeniyle alacağını tahsil edemediğini belirten başvurucunun, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 22/4/2013 tarihinde Aydın 1. İdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 17/7/2013 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm tarafından 22/11/2013 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvurunun bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın 8/1/2014 tarihli görüş yazısı 13/2/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanlarını süresi içindeibraz etmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu, Üniversitede yardımcı doçent olarak çalışmakta iken görev süresinin uzatılmaması nedeniyle Üniversite aleyhine açtığıiptal ve tam yargı davasında lehine karar verildiğini belirterek çalışamadığı süreye ilişkin döner sermaye katkı payı ve farkı ile faizinden kaynaklanan maddi tazminatın ödenmesi istemiyle 8/1/2009 tarihinde Aydın 1. İdare Mahkemesinde tam yargı davası açmıştır.

8. Mahkemenin 14/1/2009 tarihli ve E.2009/36, K.2009/31 sayılı kararıyla mevzuat uyarınca döner sermaye katkı paylarının ödenmesinde fiilen yapılan katkının esas alınmasının gerektiği, bununla birlikte somut olayda başvurucunun fiilen katkısını engelleyen görevine son verilmesine dair idari işlemin yargı kararı ile hukuka aykırı olduğunun ortaya konulduğu, başvurucunun döner sermaye katkı payından hukuka aykırı işlem nedeniyle yoksun kaldığı bu nedenle dava konusu katkı payının iptal kararı uyarınca tazminat olarak ödenmesi gerektiği belirtilerek toplam 10.541,01 TL maddi tazminat ile anapara tutarı olan 6.651,01 TL tutarın 1/5/2003 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte başvurucuya ödenmesine karar verilmiştir.

9. Karar, temyiz ve karar düzeltme incelemeleri sonucunda 18/11/2011 tarihinde kesinleşmiştir.

10. Başvurucu, Aydın 1. İcra Müdürlüğünün E.2012/1539 sayılı dosyasında Mahkemenin 14/1/2009 tarihli ilamına dayanarak takip başlatmıştır. İcra Müdürlüğünün 7/2/2012 tarihli icra emrinde toplam borç miktarı 26.215,13 TL olarak tespit edilmiş ve icra emri Üniversiteye tebliğ edilmiştir.

11. İcra Müdürlüğünün 12/3/2012 tarihli yazısında, E.2012/1539 sayılı dosyanın bakiye borç miktarının 6.899,04 TL ve ferileri olduğu, ödeme yapılmaması durumunda icrai işlemlere devam edileceği Üniversiteye bildirilmiştir.

12. Üniversitenin 29/3/2012 tarihli yazısında 14/1/2009 tarihli Mahkeme kararından kaynaklanan maddi tazminat olarak 10.541,01 TL ile anapara tutarı olan 6.651,01 TL tutarın faizinin hesaplandığı, 17/2/2012 tarihinde brüt 25.482,96 TL üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi kesintileri yapıldığı, net 20.218,18 TL'nin aynı tarihte başvurucunun hesabına yatırıldığı bildirilmiş; ödemeye ilişkin dekont İcra Müdürlüğüne sunulmuştur.

13. Başvurucu 3/5/2012 tarihinde Üniversiteye sunduğu yazıda, Aydın 1. İcra Müdürlüğünün 12/3/2012 tarihli yazısının gereğinin yerine getirilmesi talebinde bulunmuştur.

14. Üniversitenin, Efeler Vergi Dairesi Müdürlüğüne gönderdiği 7/5/2012 tarihli yazıda; başvurucu hakkında verilen 14/1/2009 tarihli Mahkeme kararına dayanılarak yapılan döner sermaye katkı payı ve faiz ödemelerinden sehven gelir vergisi kesintisi yapıldığı belirtilerek 5.096,59 TLtutarın iadesi talep edilmiştir.

15. Efeler Vergi Dairesi Müdürlüğünün, Üniversiteye gönderdiği 18/5/2015 tarihli yazıda; başvurucuya yapılan ödemeden gelir vergisi kesintisi yapılmasının vergi mevzuatına uygun olduğu, yapılacak herhangi bir iade işleminin bulunmadığı bildirilmiştir.

16. Başvurucu, alacağının vergi kesintisine tabi tutulan kısmının tahsilini sağlamak maksadıyla Üniversitenin banka hesabı üzerinde haciz işlemi uygulamıştır.

17. Üniversite,haciz işlemi uygulanan banka hesabının kamuya özgülenen taşınır mal statüsünde olduğunu belirterek 16/8/2012 tarihinde şikâyet yoluna başvurmuştur. Aydın 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 15/11/2012 tarihli kararıyla mevzuat hükümleri uyarınca Üniversitenin taşınır ve taşınmaz mallarının devlet malı niteliğinde olduğu, devlet mallarının haczedilemeyeceği belirtilerek şikâyetin kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.

18. Temyiz üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 7/3/2013 tarihli ve E.2012/31750, K.2013/7961 sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesinin kararı onanmıştır.

19. Karar, başvurucuya 26/3/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.

20. Başvurucu 22/4/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

21. 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Haczi caiz olmıyan mallar ve haklar” kenar başlıklı 82. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi şöyledir:

“Aşağıdaki şeyler haczolunamaz:

Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar,”

22. 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Ücretin tarifi:" kenar başlıklı 61. maddesininbirinci ve ikinci fıkraları şöyledir:

"Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. "

23. 193 sayılı Kanun'un "Vergi tevkifatı:" kenar başlıklı 94. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan edemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre,

...

% 25 vergi tevkifatı yapılır. "

24. 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Vergilendirme hataları: " kenar başlıklı 118. maddesi şöyledir:

"Vergilendirme hataları şunlardır:

1. Mükellefin şahsında hata: Bir verginin asıl borçlusu yerine başka bir kişiden istenmesi veya alınmasıdır;

2. Mükellefiyette hata: Açık olarak vergiye tabi olmıyan veya vergiden muaf bulunan kimselerden vergi istenmesi veya alınmasıdır;

3. Mevzuda hata: Açık olarak vergi mevzuuna girmiyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasıdır.

4. Vergilendirme veya muafiyet döneminde hata: Aranan verginin ilgili bulunduğu vergilendirme döneminin yanlış gösterilmiş veya süre itibariyle eksik veya fazla hesaplanmış olmasıdır. "

25. 213 sayılı Kanun'un "Düzeltme talebi:" kenar başlıklı 122. maddesi şöyledir:

"Mükellefler, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilirler.

Bunların posta ile taahhütlü olarak gönderilmesi caizdir."

26. 213 sayılı Kanun'un "Dülzeltmede zamanaşımı:" kenar başlıklı 126. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"114 üncü maddede yazılı zamanaşımı süresi dolduktan sonra meydana çıkarılan vergi hataları düzeltilemez."

27. 213 sayılı Kanun'un "Zamanaşımı süreleri:" kenar başlıklı 114. maddesi şöyledir:

"Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmiyen vergiler zamanaşımına uğrar."

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

28. Mahkemenin 9/3/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

29. Başvurucu 14/1/2009 tarihinde Aydın 1. İdare Mahkemesi kararı ile lehine hükmedilen tazminatın aradan altı yıl geçmesine rağmen ödenmediğini, kendisine hiçbir ödeme takvimi veya planı sunulmadığını, icra takibi kapsamında uygulanan haciz işleminin kamu mallarının haczinin mümkün olmaması nedeniyle Mahkemece kaldırıldığını, bu şekilde icra takibinin de sonuçsuz kaldığını belirterek eşitlik ve hukuk devleti ilkeleri ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş; Üniversitenin banka hesabına haciz uygulanmasına ve İcra Mahkemesi kararının yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, her ne kadar Aydın 1. İdare Mahkemesinin 14/1/2009 tarihli kararının uygulanmadığından ve kendisine ödeme yapılmadığından şikâyet etmekte ise de yapılan incelemede Üniversitenin İcra Müdürlüğüne sunduğu yazıda(bkz. § 12), Mahkeme kararı uyarınca hesaplanan brüt 25.482,96 TL üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi kesintileri yapılmasının ardından net 20.218,18 TL tutarın 17/2/2012 tarihinde başvurucunun hesabına yatırıldığının İcra Müdürlüğüne bildirdiği anlaşılmıştır. Başvurunun, mülkiyet ve adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesiuygun görülmüştür. Bununla birlikte ödeme yapılan kısım yönünden mülkiyet hakkının ihlal edildiği şikâyetinin değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

a. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

31. Başvurucu 14/1/2009 tarihinde Aydın 1. İdare Mahkemesi kararı ile lehine hükmedilen tazminatın 6.899,04 TL tutarındaki kısmının aradan altı yıl geçmesine rağmen ödenmediğini, kendisine hiçbir ödeme takvimi veya planı sunulmadığını, icra takibi kapsamında uygulanan haciz işleminin kamu mallarının haczinin mümkün olmaması nedeniyle Mahkemece kaldırıldığını, icra takibinin de sonuçsuz kaldığını ileri sürmüştür.

32. Bakanlık görüş yazısında, Üniversitenin; Mahkeme kararının gereklerini yerine getirdiği, vergi kesintisi yapılan kısmın ödenmesi amacıyla Efeler Vergi Dairesi Müdürlüğünden iade isteminde bulunduğu fakat Efeler Vergi Dairesi Müdürlüğünce ödenen alacağın verginin kapsamında olduğunun ve ödeme yapılmayacağının Üniversiteye bildirildiği ifade edilmiştir.

33. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı cevabında; ödenmesi gereken 6.899,04 TL tutarın kapsamında kesinti yapılan verginin dışında icra işlemlerinden doğan masraflar ile mahkeme masraflarının ayrıca vekalet ücretinin de bulunduğunu, davalı Üniversitenin yargılama giderlerinden sorumlu olduğunu, kalan tutarın da ödenmesi gerektiğini en azından yargılama giderlerinin ödenmesi gerektiğini ifade etmiştir.

34. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ve 30/03/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden herkese Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapma hakkı tanınmıştır. Anayasa'nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasında ise bireysel başvuruda bulunulmadan önce ihlal iddiasının dayanağı olan işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş olan idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Temel hak ihlallerini öncelikle derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olması, kanun yollarının tüketilmesi koşulunu zorunlu kılar (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, §§ 19, 20)

35. Başvuru konusu olayda başvurucunun, Üniversitede yardımcı doçent olarak çalışmakta iken görev süresinin uzatılmaması nedeniyle Üniversite aleyhine açtığıiptal ve tam yargı davasında lehine karar verildiğini belirterek çalışamadığı süreye ilişkin döner sermaye katkı payı ve farkı ile faizinden kaynaklanan maddi tazminatın ödenmesi istemiyle açtığı dava Aydın 1. İdare Mahkemesinin 14/1/2009 tarihli kararıyla kabul edilmiş, temyiz ve karar düzeltme incelemeleri sonucunda 18/11/2011 tarihinde karar kesinleşmiştir.

36. Üniversite tarafından 14/1/2009 tarihli Mahkeme kararından kaynaklanan maddi tazminat olarak 10.541,01 TL ile anapara olan 6.651,01 TL tutarın faizinin hesaplandığı, 17/2/2012 tarihinde brüt 25.482,96 TL üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi kesintileri yapıldığı, net 20.218,18 TL'nin aynı tarihte başvurucunun hesabına yatırıldığı, ödemeye ilişkin dekontun İcra Müdürlüğüne sunulduğu tespit edilmiştir (bkz. §12).

37. Somut olayda, Üniversitenin İcra Müdürlüğüne sunduğu 29/3/2012 tarihli yazıda kesintilerin gelir vergisi ve damga vergisini kapsadığının belirtildiği, yargılama giderlerine yönelik bir kesintiden bahsedilmediği, ihtilaf konusu olan ve Vergi Dairesine ödenen kesintilerin iadesinin talep edildiği, vergi mevzuatına uygun olduğundan bahisle iade isteminin Vergi Dairesince kabul görmediğianlaşılmıştır (bkz. §§ 14, 15). Dolayısıyla Mahkeme kararına konu olan alacağın Üniversitenin uhdesinden çıktığı, uyuşmazlığın Mahkeme ilamına dayanan alacağın vergilendirme kapsamında olup olmadığı, yargılama giderlerinin kesinti yapılan tutar içerisinde yer alıp almadığı yönünden incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

38. 213 sayılı Kanun'un 118. maddesinde vergilendirme hataları düzenlenmiş olup aynı Kanun'un 122. maddesinde mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebileceği hüküm altına alınmıştır (bkz. §§ 24-27). Vergi dairesinin işlemlerine karşı ise idari yargıda dava açılabileceği açıktır.

39. Başvurucunun Mahkeme ilamına dayananve vergi tevkifatına tabi tutulan alacağının vergilendirme kapsamında olup olmadığının, vergiye tabi bir alacak hakkının varlığı söz konusu olduğu takdirde hangi tutarda tevkifatın yapılacağı, başvurucuya yapılan ödemeye yargılama giderlerinin dahil edilip edilmediği hususlarının tespiti idari makamlara ve derece mahkemelerine aittir.

40. Bireysel başvuru dosyasının incelenmesinde başvurucunun vergi tevkifatının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla idari ve yargısal yollara başvurmadığı anlaşılmıştır. Mahkeme ilamına dayanan alacağın ödenmemesi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiği iddiasının incelenebilmesi için, kanunda öngörülmüş olan idari (bkz. §§ 24-27) ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmemiş olduğu anlaşılmaktadır.

41. Açıklanan nedenlerle başvurucu tarafından mülkiyet hakkının ihlali iddiasına ilişkin olarak kanunen öngörülmüş olan başvuru yolları tüketilmeksizin bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

42. Başvurucu, Aydın 1. İdare Mahkemesinin 14/1/2009 tarihli kararının aradan altı yıl geçmesine rağmen icra edilmediğini, icra takibi kapsamında uygulanan haciz işleminin kamu mallarının haczinin mümkün olmaması nedeniyle Mahkemece kaldırıldığını bu şekilde icra takibinin de sonuçsuz kaldığını ileri sürmüştür.

43. Bakanlık görüş yazısında, Üniversitenin Mahkeme kararının gereklerini yerine getirdiği bildirilmiştir.

44. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı cevabında 7/2/2012 tarihli icra emri uyarınca 20.218,18 TL tutarın ödendiğinibildirmiştir.

45. Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

46. Anayasa’nın 138. maddesinin 4. fıkrası şöyledir:

“Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”

47. Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrası şöyledir:

“İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.”

48. Sözleşme’nin “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir.”

49. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısımları şöyledir:

“Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”

50. Başvurucunun, Mahkeme kararı ile lehine hükmedilen tazminatın geç ödenmesi nedeniyle yaptığı şikâyet Anayasanın 36. maddesi bağlamında hak arama hürriyetinin kapsamı içinde değerlendirilmekle birlikte yine Anayasa'nın 138. maddesinin dördüncü fıkrası hükmü ve 125. maddesinin son fıkrası hükmü dikkate alındığında söz konusu şikâyetin, başvurucunun korunmaya değer bir menfaatini ortaya koyduğu açıktır. Bununla birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de mahkemeye erişim hakkından yola çıkarak yargı kararlarının yerine getirilmesini adil yargılanma hakkı kapsamına değerlendirmektedir (Arman Mazman, B. No: 2013/1752, 26/6/2014, § 68).

51. Yargı kararlarının yerine getirilmesinde gecikmenin başvurucuların adil yargılanma haklarına bir müdahale olduğu kabul edilirken söz konusu gecikmenin başvurucuların haklarını ihlal eder boyuta varmasında ödeme zamanının ve yargılama sürecinin somut koşullarının da dikkate alınması gerekmektedir (Arman Mazman, § 66).

52. Başvurucu 14/1/2009 tarihli Mahkeme ilamının icra edilmediğinden şikâyet etmektedir.

53. Başvuru konusu olayda başvurucunun, Üniversitede yardımcı doçent olarak çalışmakta iken görev süresinin uzatılmaması nedeniyle Üniversite aleyhine açtığıiptal ve tam yargı davasında lehine karar verildiğini belirterek çalışmadığı süreye ilişkin döner sermaye katkı payı ve farkı ile faizinden kaynaklanan maddi tazminatın ödenmesi istemiyle açtığı dava, Aydın 1. İdare Mahkemesinin 14/1/2009 tarihli kararıyla kabul edilmiş; temyiz ve karar düzeltme incelemeleri sonucunda 18/11/2011 tarihinde karar kesinleşmiştir.

54. Başvurucu 14/1/2009 tarihli Mahkeme ilamına dayanarak takip başlatmıştır. İcra Müdürlüğünün 7/2/2012 tarihli icra emrinde toplam borç miktarı 26.215,13 TL olarak tespit edilmiş ve icra emri Üniversiteye tebliğ edilmiştir (bkz. § 10).

55. Üniversitenin 29/3/2012 tarihli yazısında Mahkeme kararından kaynaklanan maddi tazminat olarak brüt 25.482,96 TL üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi kesintileri yapıldığı, net 20.218,18 TL'nin 17/2/2012 tarihinde başvurucunun hesabına yatırıldığı bildirilmiş, ödemeye ilişkin dekont İcra Müdürlüğüne sunulmuştur (bkz. § 12).

56. Sonuç olarak yukarıda sayılan hususlar gözönünde bulundurulduğunda somut olayda, başvurucunun çalışmadığı süreye ilişkin döner sermaye katkı payı ve farkı ile faizinden kaynaklanan maddi tazminatın ödenmesi yönünde kesinleşmiş yargı kararının üzerinden üç ay geçtikten sonra tazminat tutarından vergi kesintileri yapılarak bedelinin ödendiği, yapılan kesintinin ise Üniversitenin uhdesinden çıktığı ve vergi dairesine ödendiği, Üniversitenin İcra Müdürlüğüne sunduğu 29/3/2012 tarihli yazıda kesintilerin gelir vergisini ve damga vergisini kapsadığının belirtildiği, yargılama giderlerine yönelik bir kesintiden bahsedilmediği, kesintiye tabi tutulan kısmın ihtilaflı olduğu gözönünde bulundurulduğunda başvurucunun adil yargılanma hakkına yönelik bir ihlal tespit edilememiştir.

57. Açıklanan nedenlerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği açık olduğundan açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

9/3/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.