2013/8105

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

YUSUF YAZICI VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/8105)

 

Karar Tarihi: 14/4/2016

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

Raportör Yrd.

:

Gökçe GÜLTEKİN

Başvurucular

:

1. Yusuf YAZICI

 

 

2. Gülseren YAZICI

 

 

3. Murtaza Mutlu YAZICI

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; Suriye Arap Cumhuriyeti (Suriye) sınırları içerisinde kalan taşınmazların, Suriye devleti tarafından bedel ödenmeksizin kamulaştırılması sonucunda uğranılan zararın 28/5/1927 tarihli ve 1062 sayılı Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye'deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında Kanun çerçevesinde giderilmesi istemiyle açılan davada verilen Mahkeme kararının uygulanmaması nedeniyle mülkiyet hakkının, bu nedenle Ankara 6. İdare Mahkemesinde açılan tam yargı davasının reddedilmesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlanmaması nedenleriylede adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurular 8/11/2013 ve 11/4/2014 tarihlerinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Komisyon tarafından başvurunun kabul edilebilirlik incelemelerinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 15/1/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvurucular tarafından yapılan 2013/8105, 2014/5070, 2014/5072 numaralı bireysel başvuru dosyaları aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmiş, incelemeye 2013/8105 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam edilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü 16/3/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.

7. Bakanlık tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş; başvurucu Yusuf Yazıcı'ya 13/4/2013 tarihinde, diğer başvuruculara ise 28/1/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucular, Bakanlığın görüşüne karşı beyanlarını sunmuşlardır.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

8. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

9. Suriye devleti tarafından 27/9/1958 tarihli ve 161 sayılı Suriye Toprak Reformu Kanunu'na göre Türk vatandaşlarının ve diğer yabancıların bir kısım taşınmaz malları bedel ödenmeksizin kamulaştırılmıştır.

10. Suriye makamlarıyla yürütülen müzakerelerden sonuç alınamaması üzerine mütekabiliyet esaslarına göre Türk vatandaşlarının zararının giderilmesi ve 1062 sayılı Kanun'un uygulanması amacıyla Bakanlar Kurulunun 1/10/1966 tarihli kararı ile "Suriye Uyrukluların Mallarının Tesbiti ve Bu Mallara El Konulması Hakkında Yönetmelik" yürürlüğe girmiş, Suriye uyruklu gerçek veya tüzel hukuk kişilerine ait olan taşınır ve taşınmaz mallar ve bunlara müteferri hak ve menfaatlarine el konulmasına karar verilmiştir.

11. Anılan Yönetmeliğin uygulanması çerçevesinde Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hazinece El Konulan Mallarının İdaresi Hakkında Yönetmelik6/11/1967 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

12. Emlak sorunu hakkında Suriye devleti ile gerçekleştirilen görüşmeler çerçevesinde 26/2/1971 tarihli Suriye Uyrukluların Malları Üzerine Konan Kısıtlayıcı Tedbirlerin Kısmen Kaldırılması Hakkındaki Protokol düzenlenmiş, anılan Protokol uyarınca Türklerin Suriye'de bulunan taşınmaz mallarının gelirini gösteren listelere göre ve listelerde adı bulunan bazı hak sahiplerine 1971 yılında ödeme yapılmıştır.

13. Türk vatandaşlarının Suriye’deki malvarlığı değerleri ile Suriye vatandaşlarının Türkiye'deki varlıklarını belirlemek amacıyla 9/5/1972 tarihinde Türkiye Suriye Emlak Komisyonu Hakkında Protokol imzalanmış 22/12/1972 tarihinde ise Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Emlak Sorunlarının Çözülmesine Dair Sözleşme ile Sözleşmeye ek Ödeme Protokolü düzenlenmiştir.

14. Nusaybin Tapu Sicil Muhafızlığı tarafından başvurucuların kök murisleri Nizamettin Efendizade Seyyid Necip Efendi adına kayıtlı olan; Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Suriye devleti sınırı ayrımında Suriye topraklarında kalan taşınmazları gösteren31/10/1958 tarihli "senedi hakani" kayıtları düzenlenmiştir.

15. Başvurucuların kök murisleri, Nizamettin Efendizade Seyyid Necip Efendi adına düzenlenen senedi hakani kayıtlarına dayanarak mağduriyetlerinin giderilmesi istemiyle Türkiye-Suriye Emlak Komisyonuna başvurmuştur. Türk tarafı; müracaat sahiplerininkendilerine ait hisseler üzerindeki mülkiyet haklarının Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Emlak Sorunlarının Çözülmesine Dair Sözleşme'nin 5. maddesine göre tanınması yönünde görüş bildirmiştir. Buna karşın Suriye tarafı ise görüşünü, talepte belirtilen bölgelerin kadastro gördüğünü, Haseke ilinde bu bölgenin bulunmadığı yönünde sunmuştur. Müraacat hakkında uzlaşma sağlanamaması üzerine başvuru Türkiye-Suriye Karma Komisyonuna intikal etmiştir.

16. Bireysel başvuru dosyasında yer alan bilgi ve belgeler çerçevesinde; Türkiye-Suriye Emlak Komisyonunda Türk müracaatçılar adına 2411 adet dosyanın oluşturulduğu, bunlardan 2108 adet dosyanın bu Komisyonda görüşüldüğü ve 1121 dosyanın olumlu bulunduğu, 276 adet dosyanın reddedildiği, başvurucuların murisleri tarafından yapılan müracaatı da içeren 711 adet dosyanın ise Türkiye-Suriye Karma Komisyonuna intikal ettirildiği anlaşılmıştır.

17. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Emlak Sorunlarının Çözülmesine Dair Sözleşme ile Sözleşmeye ek Ödeme Protokolü onay belgelerinin iki ülke arasında karşılıklı olarak teati edilememesi nedeniyle yürürlüğe girememiştir.

18. Başvurucuların miras bırakanı M.A.Y., kök murisleri Nizamettin Efendizade Seyyid Necip Efendi'ye ait olduğunu iddia ettiği ve Suriye sınırları içerisinde kalan taşınmazlara Suriye devleti tarafından el konulması nedeniyle uğradığı zararın 1062 sayılı Kanun çerçevesinde giderilmesi istemiyle 20/11/2000 tarihinde Dışişleri Bakanlığına,15/2/2001 tarihinde Başbakanlığa, 8/1/2001 tarihinde Devlet Bakanlığına, 22/2/2001 tarihinde Maliye Bakanlığına başvurmuştur. Diğer kurumlara sunulan dilekçeler ilgisi nedeniyle Maliye Bakanlığına iletilmiştir.

19. Maliye Bakanlığının 17/5/2001 tarihli işlemiyle başvurucuların miras bırakanının talebi; Suriye uyruklulara ait olan mallardan elde edilen gelirlerin millî bir bankada Suriye uyrukluların nam ve hesabına bloke edildiği, bu hesaplardan ödeme yapılmasının her iki ülke arasındaki emlak sorunlarında anlaşma sağlanması hâlinde mümkün olacağı gerekçesiyle reddedilmiştir.

20. Başvurucuların miras bırakanı, anılan işlem nedeniyle Ankara 3. İdare Mahkemesinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne, Maliye Bakanlığına, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına ve Dışişleri Bakanlığına karşı iptal ve tam yargı davası açmıştır.

21. Mahkemenin 12/4/2002 tarihli ve E.2001/892, K.2002/702 sayılı kararıyla idari işlemin iptaline karar verilmiştir. Mahkeme kararının ilgili kısımları şöyledir:

 "....

Dosyanın incelenmesinde, Suriye'nin 1958 tarihli Zirai İslahat Kanunu çerçevesinde Türk vatandaşlarının ve diğer yabancıların taşınmazlarını bedel ödemeksizin kamulaştırdığı ve vatandaşlarımızın 300 hektarı geçen arazilerine el koyduğu, mallarına el konulan vatandaşlarımıza tazminat ödenmesi için Suriye makamları nezdinde yapılan girişimlerin olumsuz sonuç vermesi üzerine Suriye Uyrukluların Mallarının Tespiti ve Bu Mallara El Konulması Hakkında Yönetmelik uyarınca Suriyelilerin Türkiye'deki taşınmaz mallarına idarece el konulduğu, bu arada, bir kısmı dava dosyasına ibraz edilmiş bulunan senedi hakani kayıt örneklerine nazaran Suriye devleti hudutları içinde kaldığı ve el konulmak suretiyle istifade hakkının ortadan kaldırıldığı, Türkiye Cumhuriyeti Emlak Komisyonu Türk Heyetinin Haseke Alt Komisyon raporunda sabit olan davacının miras bırakanından intikal eden taşınmazların mevcut olduğu, 1971 tarihli Suriye Uyrukluların Malları Üzerine Konulan Kısıtlayıcı Tedbirlerin Kısmen Kaldırılması Hakkında Protokol'ün belirlediği şekil ve şartlarda Suriye'deki taşınmaz mallarına el konulan hak sahibi vatandaşlara 1971 yılında ödeme yapıldığı, emlak sorunları konusunda her iki ülke arasında başlatılan çalışmaların devam ettiği, 9/5/1972 tarihinde Ankara'da 'Türkiye Suriye Emlak Komisyonu Hakkında Protokol' ve 22/12/1972 tarihinde de 'Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Emlak Sorunlarının Çözümlenmesine Dair Sözleşme ile eki Ödeme Protokolü'nün imzalandığı, bu protokolün 1937 sayılı Kanun ile kabul edildiği, Bakanlar Kurulu'nun 28/2/1983 tarihli ve 83/6123 sayılı Kararıyla onaylandığı ancak onay belgelerinin her iki ülke arasında karşılıklı olarak teati edilmemesi nedeniyle yürürlüğe giremediği, her iki ülke arasındaki emlak sorunlarının adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması amacıyla yapılan çalışmaların Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütüldüğü, bu aşamada idarelerce başvuru üzerine herhangi bir işlem yapılmaması nedeniyle görülmekte olan iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, murislerinden intikal eden Suriye'deki taşınmazlarına ait el konulan ve böylece tasarruf etmesi o ülke tarafından engellenen davacının gelir kaybına uğradığı açık olup, yukarıda anılanmevzuat hükümleri uyarınca ilgilinin mağduriyetinin giderilmesinde müştereken kusurlu olarak davrandıkları sabit olan davalı idarelerce, 1062 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye'deki emlaklerinden elde edilen ve bankada bloke olarak tutulan gelirlerden, davacıya kanıtlayacağı nispetteki zararının ödenmesi gerekirken bu yoldaki istemin kabul edilmemesinde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamıştır."

22. Temyiz üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin 7/10/2002 tarihli ve E.2002/4517, K.2002/3520 sayılı ilamıyla hüküm onanmıştır.

23. Karar düzeltme talebi, aynı Dairenin 19/4/2005 tarih ve E.2003/2599, K.2005/1958 sayılı ilamıyla reddedilmiştir.

24. Başvurucuların miras bırakanı M.A.Y. 14/2/2004 tarihinde vefat etmiştir.

25. Başvurucuların, Ankara 3. İdare Mahkemesi kararına dayanarak İdareyeyaptıkları başvuru reddedilmiştir.

26. Başvurucular, Ankara 3. İdare Mahkemesinin 12/4/2002 tarihli kararınınuygulanmaması ve üst soylarına ait Suriye Devleti sınırlarında kalan taşınmazlar nedeniyle 5.170.963,05 TL maddi ve 1.000.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi, ayrıca 1971 yılında yapılan tevziattan murislerine verilmeyen payın bugünkü değerinin yasal ve gecikme faizleriyle birlikte ödenmesi istemiyle 29/12/2005 tarihinde Maliye Bakanlığına, Dışişleri Bakanlığına, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne karşıAnkara 6. İdare Mahkemesinde tam yargı davası açmışlardır.

27. Mahkemenin 11/7/2007 tarihli ve E.2005/2740, K.2007/1258 sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararının ilgili kısımları şöyledir:

"....

Bakılan davada; Ankara 3. İdare Mahkemesince, davacıların murisi İ.Y.'nin mirasçıları adına açılan davada, tazminat ödenmesi isteğiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin idari işlemin iptaline karar verilmiş olup, yukarıda anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca, anılan yargı kararının uygulanması ve ilgililerin üst soyunun Suriye sınırlarında kalan taşınmazları nedeniyle 1062 sayılı Kanun hükümleri uyarınca zararlarının karşılanması gerekmekte ise de, sözü edilen kararın gerekçesinde; '... Murislerinden intikal eden Suriye'deki taşınmazlarına ait el konulan ve böylece tasarruf etmesi o ülke tarafından engellenen davacının gelir kaybına uğradığı açık olup, yukarıda anılanmevzuat hükümleri uyarınca ilgilinin mağduriyetinin giderilmesinde müştereken kusurlu olarak davrandıkları sabit olan davalı idarelerce, 1062 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca Suriye uyruklu vatandaşlarının Türkiye'deki emlaklerinden elde edilen ve bankada bloke olarak tutulan gelirlerden, davacıya kanıtlayacağı nispetteki zararının ödenmesi..' gerektiği ifadelerine yer verilmiş olup, bu haliyle; anılan kararın uygulanması ve ilgililerin zararının karşılanması için, zararın davacı tarafından kanıtlanması, buna ilişkin bilgi ve belgelerin ibrazı zorunlu bulunmaktadır.

Nitekim, 1062 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca yürürlüğe konulan 6/7/1927 günlü 5416 sayılı İcra Vekilleri Heyeti Kararnamesi eki Talimatname'de ; Mahkeme kararı gerekçesinde yer aldığı üzere; zararauğradığını iddia eden Türk tebaasının, ödemeye esas alınacak zarar miktarını belirlemek amacıyla ibraz edilmesi gereken belgeler belirlenmiş, 'Tebaanın zarar gördüğü ülke mahkemelerince verilen ilâm, aynı ülke kanunları uyarınca yetkili makamlar tarafından verilen ve şüpheye yer bırakmayacak dayanakları olan her türlü belge, gayrimenkuller için; tasarruf senedi, onaylı tapu kayıtları, vergi tezkereleri'nin ibrazı gerektiği açıkça ortaya konulmuştur.

Bakılan davada; Ankara 3. İdare Mahkemesince verilen iptal kararı üzerine,İ.Y.'nin mirasçıları adına davayı açan M.A.Y.'nin mirasçıları tarafından anılan zararın tazmini isteğiyle başvuruda bulunulmuş, başvuru ekinde de üst soy olan 'Nizamettin zade Seyyid Necip Efendi' adına kayıtlı bulunan taşınmazları gösteren ve Nusaybin Tapu Sicil Muhafızlığı tarafından düzenlenen 1958 tarihli tapu kayıt örnekleri sunulmuş ise de, yukarıda anılan 6/7/1927 tarihli 5416 sayılı Kararname eki Talimatnamede belirtilen belgelerden hiçbirinin idareye sunulmadığı göz önüne alındığında; belgeyle isbatı zorunlu olan zarar miktarına ilişkin belge ibraz edemeyen davacıların, bu aşamada zararlarının tazmin edilme olanağı bulunmamaktadır."

28. Temyiz üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin 1/1/2010 tarihli ve E.2007/8339, K.2010/7240 sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesinin kararı onanmıştır.