2014/11214

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GÖKTAŞ YASSI MADDE MAMÜLLERİ SAN. TİC. A.Ş. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/11214)

 

Karar Tarihi: 21/6/2017

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Recai AKYEL

Raportör Yrd.

:

İsmail Emrah PERDECİOĞLU

Başvurucu

:

Göktaş Yassı Madde Mamülleri San. Tic. A.Ş.

Temsilcisi

:

Mustafa EROL

Vekili

:

Av. Murat YILMAZ

 

 

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, kamu kurumundan alacağın tahsil edilememesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlanmaması ile alacağın tahsilinde faiz uygulanmaması nedenleriyle adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 4/7/2014 tarihindeyapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik hususu karara bağlanmadan dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın 10/3/2016 tarihinde sunduğu görüşüne karşı başvurucu süresi içinde beyanlarını sunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu tarafından 5/12/2003 tarihinde Kocaeli Vergi MahkemesindeGebze Gümrük Müdürlüğü aleyhine açılan iptal davasında başvurucu, ilgili idarenin işlemi sonucu ithal ettiği eşyanın yanlış gümrük tarife istatistik pozisyonu altında beyan edildiğinden bahisle ortaya çıkan ek vergi tahakkukunun düzeltilmesi talebinin reddine dair işlemin iptalini istemiştir.

9. Yapılan değerlendirme sonucu Kocaeli Vergi Mahkemesi 19/3/2004 tarihli ve E.2003/951, K.2004/236 sayılı kararı ile davanın reddine hükmetmiş; karara karşı temyiz talebinde bulunulmuş ancak talep, Danıştay Yedinci Dairesince 5/4/2006 tarihli ve E.2004/1573, K.2006/1080 sayılı ilam ile süre aşımı gerekçesiyle reddedilmiş; karar düzeltme aşamasında ise aynı Dairenin 23/11/2012 tarihli ve E.2006/3655, K.2012/6152 sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına hükmedilmiştir.

10. Bozma ilamı üzerine Kocaeli 1. Vergi Mahkemesince yeniden yapılan değerlendirme sonucu 3/6/2013 tarihli ve E.2013/418 ve K.2013/502 sayılı karar ile davanın kabulüne ve dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

11. Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinin iptal kararının ardından başvurucu, Gebze 1. İcra Müdürlüğü nezdinde ilgili idare aleyhine ilamsız icra takibi başlatarak ek vergi tahakkuku nedeniyle ilgili idareye ödediği 1.239.690,43 TL'nin ödeme tarihi olan 4/9/2006 tarihinden itibaren icra takibinin başlatıldığı tarih olan 27/6/2013'e kadar işlemiş faizi ile birlikte 3.232.947,35 TL olarak iadesini talep etmiştir.

12. Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinin ilgili işlemin iptaline ilişkin 3/6/2013 tarihli kararı, Danıştay Yedinci Dairesinin 7/5/2014 tarihli ilamı ile onanmış ve karar düzeltme istemi aynı Dairenin 8/12/2014 tarihli ve E.2014/3308, K.2014/6949 sayılı ilamı ile reddedilmiş; böylece yargılama süreci sona ermiştir.

13. Başvurucu tarafından 2/11/2016 tarihinde ve ilgili idare tarafından 4/11/2016 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunulan dilekçelerle söz konusu icra takip dosyası borcunun en son 31/12/2014 tarihinde yapılan ödeme ile sona erdiği beyan edilmiştir. Başvurucu ve ilgili idare tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan söz konusu dilekçelerde ayrıntılı olarak yer verilen ödeme bilgilerine göre ilgili icra dosyasına idarece çeşitli tarihlerde asıl alacak ile birlikte başvurucu tarafından talep edilen faizi de kapsayan toplam 3.635.564,17 TL ödeme yapılmış, bu miktardan toplam 80.601,95 TL cezaevi harcı ve damga vergisi kesintisi yapılarak başvurucuya toplam 3.554.602,28 TL aktarılmıştır.

14. İlgili idare tarafından söz konusu icra dosyası kapsamında ödemeler asıl alacakla birlikte faizi de kapsayacak nitelikte yapılmış ancak Gebze 1. İcra Hukuk Mahkemesinin E.2014/30 sayılı dosyasında faiz yönünden icra emrine itiraz edilmiş ve Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2014/27 sayılı dosyasında faiz yönünden menfi tespit davası açılmış, bu süreçler ise henüz sonuçlanmamıştır.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Mahkemenin 21/6/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adil Yargılanma Hakkı ile Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

16. Başvurucu, hatalı ek vergi tahakkukunun iptali istemiyle açtığı davanın makul sürede sonuçlanmadığını ve iptal kararının ardından alacağının tahsilinin geciktiğini belirterek adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

1- Kabul Edilebilirlik Yönünden

17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

18. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin yargılamalar ile hukuk sisteminde yer alan mevzuat hükümleri gereğince “kamu hukuku” alanına dâhil olan ancak sonucu itibarıyla medeni haklar ve yükümlülükler üzerinde belirleyici olan uyuşmazlıkları konu alan davaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek bir davadaki yargılama süresinin makul olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususların dikkate alınacağı belirtilmiştir (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, §§ 54-60).

19. Öte yandan bir alacağın; mahkeme hükmü, hakem kararı veya idari bir kararla yeterli derecede icra edilebilir kılındığının ortaya konulması hâlinde mülk olarak kabul edilmesi gerekir. Bu kapsamda kamu kurum ve kuruluşlarının borç ikrarı içeren alacakları ödememesi, mülkiyetten barışçıl yararlanma ve mülkiyete saygı ilkesinin ihlali anlamında gelecektir (Mehmet Zeki Genç, § 30, § 40).

20. Anılan ilkeler doğrultusunda somut olayda icra aşamasını da kapsayacak şekilde 11 yılı aşan sürenin makul olmadığı dikkate alındığında adil yargılanma hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmalıdır.

B. Alacağa Faiz İşletilmemesi Nedeniyle Anayasal Hakların İhlal Edildiğine İlişkin İddia

21. Başvurucu, haksız olarak tahsil ettiği ödemelerin iade edilmesi söz konusu olduğunda ilgili idarenin faiz ödemekten kaçındığını belirterek adil yargılanma hakkının, mülkiyet hakkının, hak arama özgürlüğünün, eşitlik ilkesinin ve ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

22. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir(İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).

23. Somut olayda başvurucudan haksız olarak tahsil edildiği yargı kararı ile ortaya çıkan meblağın ilgili idare tarafından faiz işletilerek başvurucuya ödendiği (bkz. § 13), ayrıca ilgili idare tarafından faiz ödenmesine ve uygulanan faiz oranına ilişkin davalar açılmasına karşın henüz bu davaların sonuçlanmadığı görülmektedir (bkz. § 14).

24. Bu durumda başvurucuya iddiasının aksine faiz ödendiği, ödenen faize ilişkin itirazların ise henüz yargı makamlarınca değerlendirilme aşamasında olduğu, değerlendirmenin sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır.

25. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”

27. Başvurucu 1.000.000 TL maddi tazminat ile birlikte alacak kapsamında kendisine ödeme yapılırken cezaevi harcı ve damga vergisi olarak kesilen toplam 80.601,95 TL'nin maddi tazminat olarak ödenmesi talebinde bulunmuştur.

28. Somut olayda, adil yargılanma hakkı ile mülkiyet hakkınınihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

29. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya 15.800 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

30. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucu alacağı kendisine ödenirken kesinti yapıldığından bahisle maddi zarara uğradığını ileri sürmüşse de olayda, icra aşamasını da kapsayacak şekilde makul olmayan uzunluktaki süre nedeniyle tespit edilen ihlal ile başvurucunun maddi tazminat talebi arasında illiyet bağı bulunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

31. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Adil yargılanma hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Alacağa faiz işletilmemesi nedeniyle anayasal hakların ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı ile Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 15.800 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Dilovası Gümrük Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE,

F. Kararın bir örneğinin Kocaeli 1. Vergi Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.