2014/43 K. 2015/503 T. 8.12.2015

CGK., E. 2014/43 K. 2015/503 T. 8.12.2015

T.C. Yargıtay Başkanlığı - Ceza Genel Kurulu
Esas No.: 2014/43
Karar No.: 2015/503
Karar tarihi: 08.12.2015
 

Mahkemesi : .... (...) Asliye Ceza

Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan sanık ...'ün beraatine ilişkin, .... Asliye Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay ... Ceza Dairesince ... gün ve ... sayı ile;

"2003 yılına ait defter ve belgelerini tebligata rağmen ibraz etmeyen sanığın imzaladığı 17.01.2006 tarihli tutanakta, 2003 takvim yılına ilişkin defterleri tüm aramalara rağmen bulamadığının ve ibraz edemediğinin belirtilmesi, defter ve belgeleri çaldırdığını ileri sürerek ibrazdan kaçınmış olması karşısında; 213 sayılı Kanunun 139/1. madde ve fıkrasındaki incelemenin işyerinde yapılması zorunluluğu bulunmadığı gibi sanığın defter ve belgelerinin 18....2005 tarihinde işyerine giren hırsız tarafından çalındığını beyan ederek, ... İlçe Emniyet Müdürlüğünün 18.11.2005 tarihli olay yeri inceleme ve tespit tutanağı ve aynı tarihli müşteki ...'ün ifadesini havi tutanağı ibraz etmiş ise de; hırsızların yararlanamayacağı şeyleri çalmalarının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, olay yeri inceleme ve tespit tutanağı ve aynı tarihli müşteki ...'ün ifadesini havi tutanak içeriğinde defter ve belgelerin çalındığı hususundan bahsedilmemesi, yine sanık tarafından hukuk mahkemelerine müracaatla usulünce alınmış bir zayi belgesinin bulunmaması karşısında; soyut beyana dayanan hırsızlık müracaatının tek başına zayi belgesi olarak kabulünün mümkün bulunmadığı ve bu durumun mücbir sebep ya da irade dışı kaybolmayı kanıtlayıcı kuvvet ve nitelikte bulunmadığı, bu nedenlerle savunmanın geçerli sayılamayacağı cihetle, sanığın unsurları itibariyle oluşan suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel mahkeme ise ... gün ve ... sayı ile;

"Sanığın 2003 takvim yılına ait serbest meslek kazanç defteri ibraz edilmediği iddiası bu davanın konusunu oluşturmaktadır. Sanık vergi incelemesi sırasında düzenlenen 17.01.2006 tarihli tutanakta, 2003 yılına ait defter tuttuğunu ama tüm aramalara rağmen bulamadığını, bu nedenle ibraz edemediğini savunmuş, vergi müfettişine bulamamasının gerekçesi olarak iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayının delili olarak kolluk görevlisinin 18.11.2005 tarihli tutanağı ve aynı tarihli hazır bulunan ...'ün kolluktaki anlatım örneğini sunmuştur. Sözü edilen hırsızlık olayına ilişkin herhangi bir mahkeme kararı bulunmadığı gibi sanığın çalındığını iddia ettiği defterlerinin zayi olduğuna ilişkin herhangi bir mahkeme kararı da sunmamıştır. Ancak sanık hakkında bu yıla ilişkin vergi dairesince kesilen vergi cezasına yönelik savunma ve bu yönde vergi mahkemesinde yaptığı başvuruda 2003 yılına ait ticari faaliyetlerini 2001 yılına ait tasdikli defterlere işlediğini, diğer bir deyişle 2003 yılına ait ticari faaliyetlerinin vergilendirilmesine olanak sağladığını belirtmiş ve bu savunması ... Vergi Mahkemesi'nin... gün ve 2007/176-2010/174 sayılı kararıyla da doğrulanmış ve vergi cezası kaldırılmıştır.

Bu oluş ve deliller karşısında; sanığın 2003 yılına ait defterleri ibraz edememesinin elinde olmayan nedenlere (bulamaması/hırsızlık) dayandığı, öte yandan 2003 yılına ait ticari faaliyetlerin 2002 yılına ait onaylanmış defterlere işlendiğinden vergi denetiminin amacının gerçekleştiği, böylece defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun konuluş amacı olan defter ve belgeleri ibraz etmeyerek muhtemel vergi kaçırma durumunun tespitinin olanaksız hale getirilmesinin somut olayda gerçekleşmediği; dahası savunmanın dile getirdiği üzere, suçun yasal unsurlarından birisi defter ve belgelerin ibraz edilmemesi hususunun birlikte gerçekleşmesi gerekmekte olup, somut olayda sanığın 2003 yılı belgelerini ibraz ettiği ancak defteri ibraz edemediğinin anlaşıldığı" gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.

Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.01.2014 gün ve 275158 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa yüklenen Vergi Usul Kanununun 359/a-2. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespitine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususunun önsorun olarak ele alınması gerekmektedir.

Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;

a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,

b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,

c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,

d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,

Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.

İncelenen dosya kapsamından;

Sanığın beraatine ilişkin verilen ilk hüküm Özel Dairece, 2003 yılına ait defter ve belgelerin çalındığı iddiasıyla ibraz etmeyen sanığın savunmasının mücbir sebep yada irade dışı kaybolmayı kanıtlayıcı kuvvet ve nitelikte bulunmadığından savunmaya itibar edilemeyeceğinden mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmuş, yerel mahkemece önceki kararda yer almayan "...2001-2002 yıllarına ait meslek kazanç defterlerini ibraz ettiğinden bahisle ve yine 2004 yılında vergi mükellefliği bulunmadığından bu yıllara ait defter ve belgelerin ibraz edilmemesi fiili suçlama dışı görülmüş ve kabul edilmiştir. 2003 takvim yılına ait serbest meslek kazanç defteri ibraz edilmediği iddiası bu davanın konusunu oluşturmaktadır. Sanık vergi incelemesi sırasında düzenlenen 17.01.2006 tarihli tutanakta, 2003 yılına ait defter tuttuğunu ama tüm aramalara rağmen bulamadığını, bu nedenle ibraz edemediğini savunmuş, vergi müfettişine bulamamasının gerekçesi olarak iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayının delili olarak kolluk görevlisinin 18.11.2005 tarihli tutanağı ve aynı tarihli hazır bulunan ...'ün kolluktaki anlatım örneğini sunmuştur. Sözü edilen hırsızlık olayına ilişkin herhangi bir mahkeme kararı bulunmadığı gibi sanığın çalındığını iddia ettiği defterlerinin zayi olduğuna ilişkin herhangi bir mahkeme kararı da sunmamıştır. Ancak sanık hakkında bu yıla ilişkin vergi dairesince kesilen vergi cezasına yönelik savunma ve bu yönde vergi mahkemesinde yaptığı başvuruda 2003 yılına ait ticari faaliyetlerini 2001 yılına ait tasdikli defterlere işlediğini, diğer bir deyişle 2003 yılına ait ticari faaliyetlerinin vergilendirilmesine olanak sağladığını belirtmiş ve bu savunması ... Vergi Mahkemesi'nin... gün ve 2007/176-2010/174 sayılı kararıyla da doğrulanmış ve vergi cezası kaldırılmıştır. Bu oluş ve deliller karşısında sanığın 2003 yılına ait defterleri ibraz edememesinin elinde olmayan nedenlere (bulamaması/hırsızlık) dayandığı, öte yandan 2003 yılına ait ticari faaliyetlerin 2002 yılına ait onaylanmış defterlere işlendiğinden vergi denetiminin amacının gerçekleştiği, böylece defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun konuluş amacı olan defter ve belgeleri ibraz etmeyerek muhtemel vergi kaçırma durumunun tespitinin olanaksız hale getirilmesinin somut olayda gerçekleşmediği; dahası savunmanın dile getirdiği üzere suçun yasal unsurlarından birisi defter ve belgelerin ibraz edilmemesi hususunun birlikte gerçekleşmesi gerekmekte olup, somut olayda sanığın 2003 yılı belgelerini ibraz ettiği ancak defteri ibraz edemediğinin anlaşıldığı" şeklinde yeni ve değişik gerekçeyle direnme kararı verilmiştir.

İlk hükümde yer almayan bu yeni ve değişik gerekçe Özel Dairece denetlenmemiş olup, Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bir konunun ilk kez Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanuni imkân bulunmamaktadır.

Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

.... Asliye Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay ... Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.12.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.