2014/5357

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

VEDAT ERSÖZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/5357)

 

Karar Tarihi: 8/11/2017

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör

:

Mehmet Sadık YAMLI

Başvurucu

:

Vedat ERSÖZ

Vekili

:

Av. Baki DEMİRBAŞ

 

 

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, cezalı vergi tarhiyatına karşı açılan davada emsal kararlara aykırı şekilde davanın reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 17/4/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Başvurucuya ait 2014/5358 ve 2014/5359 başvuru numaralı dosyaların 2014/5357 başvuru numaralı dosya ile birleştirilmesine, belirtilen dosyaların kapatılmasına, incelemenin 2014/5357 başvuru numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.

5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. İnşaat malzemeleri satışı faaliyetinde bulunan başvurucunun 2004 yılı hesaplarının incelenmesi sonucunda sahte belge düzenleyerek piyasaya sürdüğü tespit edilen mükelleften sahte belge aldığı ve kullandığı kanaatine varılarak başvurucu adına, 2004 ve 2005 yıllarının farklı dönemleri için vergi zıyaı cezalı katma değer vergisi (KDV) tarhiyatı yapılmıştır.

9. Başvurucu söz konusu tarhiyatın iptali için üç ayrı dava açmıştır. Ankara 3. Vergi Mahkemesi (Mahkeme) 24/3/2010 tarihli kararlarıyla, öncelikle ilgili dönemlerde trilyonlarca lira tutarında matrah beyanına karşın işi organize edecek işyeri, depo, araç ve işçilerin bulunmadığının inceleme raporları ile ortaya konulduğunu tespit etmiştir. Bu bağlamda düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimine dayanmaksızın tanzim edildiği sonucuna ulaşan Mahkeme, bu faturalara isabet eden katma değer vergileri tutarının reddi suretiyle yeniden düzenlenen beyannamelere istinaden salınan vergi ve kesilen cezada yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

10. Başvurucu tarafından temyiz edilen bu kararlar; Danıştay Dördüncü Dairesinin24/1/2011 tarihli ilamlarında başvurucu tarafından uyuşmazlık konusu fatura karşılıklarının banka kanalıyla ödendiğinin belirtilmesi ve buna ilişkin belgeler sunulmasına karşın vergi inceleme raporu ve davalı idare savunmasında bu hususa değinilmediği,lehe olan bu hususun Mahkemece değerlendirilmediği, eksik inceleme ve varsayıma dayalı vergi ve cezanın kaldırılması talebiyle açılan davanın reddinin hukuka aykırı olduğu gerekçeleriyle bozulmuştur.

11. Bozma kararına uymayan Mahkeme 8/7/2011 tarihli kararlarıyla, kuruluşundan beri gerçek bir ticari faaliyette bulunmadığı açık olan firmanın mal tesliminde bulunmasının mümkün olmayacağı, ayrıca banka sisteminin ödeme aracı olarak kullanılmasının da tek başına ilgili firmadan mal alımında bulunulduğunu göstermeyeceği gerekçeleriyle önceki kararlarında ısrar etmiştir.

12. Başvurucu tarafından temyiz edilen bu ısrar kararları, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 27/2/2013 tarihli ilamlarıyla onanmıştır.

13. Başvurucunun karar düzeltme talepleri, aynı Kurulun 11/12/2013 tarihli ilamlarıyla reddedilmiştir. Bu kararlar başvurucu vekiline 21/3/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

14. Başvurucu 17/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Mahkemenin 8/11/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

16. Başvurucu; mal alımı yaptığı şirketin sahte belge düzenleyicisi olduğuna ilişkin tespit dolayısıyla 2004 yılı hesaplarına ilişkin vergi incelemesi yapılarak cezalı KDV tarhiyatı yapıldığını, bu tarhiyata karşı açtığı davaların reddedildiğini, yargılama süreçlerinde ödemeleri bankalar aracılığıyla yaptığına ilişkin iddia ve belgeler ile malların nakliyesine ilişkin belgeler dikkate alınmaksızın aleyhine karar verildiğini, aynı şirketten mal alan bir başka firmanın 2004 yılı hesaplarının incelenmesi sonucunda yapılan cezalı KDV tarhiyatına karşı açılan davanın kabul edildiğini belirterek eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve mahkeme kararının bozulması talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

17. Anayasa Mahkemesi olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun, kararların emsal kararlara aykırı olması nedeniyle eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine ilişkinşikâyetinin derece mahkemelerinin hukuka aykırı kararlar vermiş olduğu iddiasına yönelik olması sebebiyle adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

18. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ileuyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

19. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup Mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

20.Öte yandan benzer konularda aynı derecedeki yargı mercileri arasındaki içtihat farklılıkları tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceği gibi derece mahkemeleri veya temyiz mercilerinin, uyuşmazlıklara ilişkin olarak tarafların talepleri ve delilleri arasındaki yorum farklılıkları da tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemez (Miraş Mümessillik İnş. Taah. Reklam. Paz. Bas. Yay. San. Tic. A.Ş., B. No: 2012/1056, 16/4/2013, § 36).

21. Açıklanan nedenlerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 8/11/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.