2015/20476 K. 2015/9690 T. 30.12.2015

19. CD., E. 2015/20476 K. 2015/9690 T. 30.12.2015

Malatya 3. Asliye Ceza Mahkemesi - 19. Ceza Dairesi
Esas No.: 2015/20476
Karar No.: 2015/9690
Karar tarihi: 30.12.2015
 

Tebliğname No : 11 - 2012/315623

SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

5237 sayılı TCK'nın 51. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz" şeklindeki hüküm karşısında; yapılan uygulama ile 2 yıl denetim süresi veren mahkemenin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamenin bu hususa ilişen düzeltme görüşüne iştirak olunmamıştır.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1-Sahte fatura kullanmak suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ''Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır'' şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi inceleme raporlarında faturaların varlığından söz edilmesine rağmen dosya içine konulmadığının anlaşılması karşısında;

Öncelikle; suça konu 2008 takvim yılına ilişkin faturaların onaylı suretlerinin getirtilip incelenmesi, faturaların mevcut olmadığının yada kanunda öngörülen şekil şartlarını taşımadığının tespiti halinde beyannameye fatura eklenmesinin zorunlu olmaması nedeniyle sanığın gerçeğe aykırı beyanname vermesi şeklinde gerçekleşen eyleminin özel usulsüzlük cezasını gerektireceği ve faturaların şekil şartlarını taşıdığının tespiti halinde ise; sanığın, 2008 takvim yılında kullandığı iddia olunan faturaları düzenleyen beş ayrı firma hakkında düzenlendiği belirtilen vergi inceleme raporları ve eklerinin aslı veya onaylı örnekleri getirtilerek, anılan raporlarla ilgili olarak faturaları düzenleyenler hakkında ''2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek'' suçundan dava açılmış olup olmadığının ilgili vergi dairesinden araştırılması, açıldığının tespiti halinde mümkünse birleştirilmesi mümkün olmadığı takdirde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,

2-Kabule göre ise;

a-Mütalaa ve ekindeki vergi suçu raporuna uygun olarak 2008 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan kamu davası açılmasına ve mahkemenin de gerekçesinde bu şekilde kabul etmesine karşın uygulama maddesinin VUK' nın 359/b-1 yerine aynı Kanun'un 359/a-2 olarak yazılması,

b-Sahte fatura kullanmak eylemi bakımından 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 4369 sayılı Kanun ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/b maddesinde ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü nazara alındığında, suç tarihinde sahte fatura kullanmak suçunun temel cezasının 3 yıl hapis olduğu gözetilmeden temel cezanın 18 ay olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,

c-Aynı takvim yılında değişik tarihlerde birden fazla sahte fatura kullanılması halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

d-Suça konu son fatura tarihi itibariyle suç tarihinin, 25.01.2009 olduğunun gözetilmemesi,

e-Kasıtlı suçtan erteli kısa süreli olmayan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E, 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,

Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak hükmün BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.