2015/2886 K. 2015/5187 T. 7.10.2015

19. CD., E. 2015/2886 K. 2015/5187 T. 7.10.2015

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 19. Ceza Dairesi
Esas No.: 2015/2886
Karar No.: 2015/5187
Karar tarihi: 07.10.2015
 

Tebliğname No : 11 - 2013/6904

SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

I- O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz istemine yönelik olarak yapılan incelemede;

O Yer Cumhuriyet Savcısının, CMUK'nın 310. maddesi hükmüne göre, Asliye Ceza Mahkemesi kararlarını “bir ay” içinde temyiz etmesi gerektiği halde, yasal süresinden sonra 19.04.2012 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,

II- Sanık Müdafiilerinin temyiz istemine yönelik olarak yapılan incelemeye gelince;

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1- Ç... Tavukçuluk.. Ltd Şti.yetkilisi sanığın gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifası almadan 2005 takvim yılında sahte faturalar kullandığının kabul edildiği olayda; sanığın kullandığı faturaları düzenleyen E. İ. hakkında vergi tekniği raporu düzenlendiği görülmekle bu şahıs hakkında kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde mümkünse davaların birleştirilmesi, birleştirme mümkün olmadığı takdirde dava dosyasının intikali sağlanarak ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi, ayrıca sahte fatura kullanma suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ''Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır'' şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi inceleme ve tekniği raporlarında faturaların varlığından söz edilmesine rağmen dosya içine konulmadığının anlaşılması karşısında; suça konu faturaların onaylı suretleri getirtilip incelenmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yetinilerek mahkumiyet kararı verilmesi,

2- Kabule göre de;

a) Gerekçeli karar başlığında suça konu faturaların 2005 yılı Aralık ayına ilişkin kurumlar vergisi bildiriminde kullanılması karşısında suç tarihinin takip eden yılın nisan ayının 16. günü olduğu gözetilmeden suç tarihinin 16.04.2006 yerine 2005 olarak gösterilmesi,

b) 2005 takvim yılında birden fazla sahte fatura kullanılması nedeniyle sanığa verilen ceza üzerinden 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesi uyarınca arttırım yapılmaması,

c) Sahte fatura kullanmak eylemi bakımından 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4369 sayılı Kanun ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, aynı eylemin düzenlendiği 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b maddesinde ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü nazara alındığında, suç tarihinde sahte fatura kullanmak suçunun temel cezasının 18 ay hapis olduğu ve bu haliyle sanığın lehine olduğu cihetle, uygulamalı yasa karşılaştırması yapılmadan temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,

d) TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesi tarihine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kanuna aykırı ve sanık müdafiilerinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca ceza yönünden kazanılmış hakkın korunmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.