2016/1120 K. 2016/790 T. 28.9.2016

VDDK., E. 2016/1120 K. 2016/790 T. 28.9.2016

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/1120
Karar No.: 2016/790
Karar tarihi: 28.09.2016

İstemin_Özeti : Dava; 19.9.2013 tarih ve 28770 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, Çin Halk Cumhuriyeti, İtalya ve Sırbistan menşeli olup 8516.10.80.00.19 gümrük tarife ve istatistik pozisyonunda sınıflandırılan "termosifonlar - elektrikli, depolu su ısıtıcıları" cinsi eşya için dampinge karşı verginin yürürlüğe konulmasına dair 2013/17 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğin 4'üncü maddesinin 5'nci ve 6'ncı fıkraları, 18'nci ve 36'ncı maddeleri ile İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 26'ncı maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Yedinci Dairesi, 23.2.2016 gün ve E:2015/789, K:2016/1900 sayılı kararıyla; 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 10 ve 13'üncü maddeleri, İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 5, 6, 7, 9, 10, 11, 17, 19, 26, 28, 31 ve ek 1'inci maddelerine değindikten sonra; ithalatın dampingli olduğunun kabulü için, hesaplanan normal değerin ihraç fiyatından fazla olması gerektiği, normal değerin imalat maliyetine genel, idari ve satış giderleri eklenmesinden oluşan tutardan daha düşük olamayacağı, bu hesaplamaların esas itibarıyla üretici tarafından tutulan kayıtlar esas alınarak yapılacağı ancak, ithalatın piyasa ekonomisi uygulamayan ülkelerden yapılması durumunda, üretici firmanın piyasa ekonomisi koşullarında üretim ve satış yaptığını ispatlayamaması durumunda normal değer hesaplamasında firma verileri yerine, üçüncü ülkelerden elde edilen veriler yahut Türkiye'de benzer mal için fiilen ödenmiş veya ödenmesi gereken fiyat yahut birim imalat maliyetine genel, idari ve satış giderleri ile makul bir kâr eklenerek elde edilen verilerin kullanılabileceği, ihraç fiyatının, ihracatçı ile ithalatçı arasında ortaklık veya telafi edici bir düzenleme bulunması halinde, bağımsız ilk alıcıya yeniden satış fiyatı esas alınarak belirlenebileceği, ihraç fiyatı ile normal değer arasındaki karşılaştırmanın aynı ticari aşamada tercihen fabrika çıkış aşamasında yapılacağı, dampingli olduğu iddia edilen ithalatın Türkiye'deki benzer malın fiyatlarını düşürücü ya da fiyat artışlarını engelleyici etkisinin bulunup bulunmadığının maddi zarar tespiti sırasında incelenmesi gerektiği, bir ürünün aynı anda birden fazla ülkeden ithal edilmesi ve aynı soruşturma kapsamında incelenmesi durumunda, bu ithalatın iç piyasaya etkisinin, ülke bazında değerlendirilmesi yerine, soruşturmaya konu tüm ülkelerden yapılan ithalatların toplu olarak değerlendirilebileceği, zarar tespiti yapılırken, piyasa payı, yatırım hasılatı, kapasite kullanımındaki fiili veya potansiyel azalma ile büyüme veya yatırımları artırma yeteneği üzerindeki olumsuz etkiler de incelenerek ithalatın yerli üretim dalına zarar verip vermediğinin ortaya konmasının zorunlu olduğu, dampingli olduğu ileri sürülen ithalatın etkisinin en dar mal grubu ya da yelpazesinin incelenmesi suretiyle belirleneceği, soruşturmanın re'sen veya şikayet üzerine başlatılabileceği, şikayet üzerine soruşturma açılabilmesi için başvuru sahibinin makul olarak temin edebileceği bilgi ve belgelerin başvuruda yer alması gerektiği, yeterli delillerle desteklenmeyen iddiaların şikayet olarak değerlendirilemeyeceği, soruşturma sırasında işbirliğine gelmeyen taraflar bakımından işbirliğine gelenlere göre daha fazla dampinge karşı vergi konulabileceği, dosyanın ve dosyada yer alan şikayet başvurusu, soruşturma raporu ve sair belgelerin incelenmesinden, soruşturmanın, Çin Halk Cumhuriyeti, İtalya ve Sırbistan'dan yapılan ithalatların dampingli olduğu ve iç piyasada zarara neden olduğu iddiasıyla yapılan ve buna ilişkin bilgileri ihtiva eden şikayet başvurusu üzerine başlatıldığı, 1.1.2011 ilâ 31.12.2011 tarihleri arasının soruşturma, 1.1.2009 ilâ 31.12.2011 tarihleri arasının ise soruşturmaya ilişkin veri toplama dönemi olarak belirlendiği, soruşturma konusu ürünün yerli üreticileri ile bilinen ithalatçı ve ihracatçılarına soru formlarının gönderildiği, soru formu gönderilen 24 ithalatçı firmadan 16'sının soru formlarına cevap verdiği, 16 firmadan 5'inin cevabı yeterli görülerek işbirliğinde bulunduğunun kabul edildiği, üretici/ihracatçı firmalardan F1 (China) Co. Ltd. (Çin Halk Cumhuriyeti), davacı firma (İtalya), F4 S.p.A. (İtalya) ve F3 D.O.O. (Sırbistan) firmalarının soru formunu cevaplandırdığı, bunlardan F3 D.O.O. firması dışındakilerin işbirliğinde bulunduğunun kabul edildiği, şikayetçi firma F2 Fabrikaları Anonim Şirketi ile üretici/ihracatçı firmalar F1 S.p.A, (davacı firma), F4 S.p.A. ile ithalatçı firmalar F1 Isıtma ve Soğutma Sistemleri İthalat İhracat ve Dağıtım Limited Şirketi, F4 Isıtma ve Klima Sistemleri Sanayi Ticaret ve Servis Anonim Şirketi nezdinde yerinde doğrulama soruşturmalarının gerçekleştirildiği, ilgili firma temsilcilerinin katılımı ile dinleme toplantılarının yapıldığı, soruşturma konusu eşya ile yerli üretim dalı tarafından üretilen soruşturma konusu eşyanın benzer ürün olarak kabul edildiği, Çin Halk Cumhuriyeti'nde yerleşik firmaların işgücü temin şekli, fabrika arazi ve binalarının maliki ve hammaddeki devlet müdahalesi nedenlerinden dolayı piyasa ekonomisi koşullarında faaliyet göstermediği kabul edilerek, normal değerin, Yönetmeliğin 7'nci maddesi çerçevesinde belirlendiği ancak, Çin Halk Cumhuriyeti'nde yerleşik diğer firmalardan farklı olarak F1 (China) Co. Ltd. firmasının kendi verilerine göre bu firma için ayrı hesaplama yapılarak firma lehine bir durum oluşturulduğu, davacı firma, F1 (China) Co. Ltd. ve F4 S.p.A. firmalarının Türkiye'de ticari ilişki içinde olduğu ithalatçı firmaların bulunması nedeniyle, ihraç fiyatının bu firmalar yönünden, Yönetmeliğin 9'uncu maddesinin 2'nci fıkrasına göre belirlendiği, damping marjlarının, normal değer ile ihraç fiyatlarının ağırlıklı ortalamalarının karşılaştırılması yöntemiyle hesaplandığı, ülke bazında ithalat miktarı ve hesaplanan damping marjının ihmal edilebilir oranların üzerinde olduğu, sözkonusu ülkelerden ithal edilen soruşturma konusu ürünün ortalama birim fiyatının yerli üreticilerin birim satış fiyatlarını önemli ölçüde kırdığı, ithal edilen ürün ile yerli üreticiler tarafından üretilen benzer ürünün rekabet içinde olduğu, soruşturma döneminde İtalya'dan yapılan ithalatın miktar olarak azalmasına rağmen birim fiyat olarak Çin Halk Cumhuriyeti menşeli ürünlerin altında olması nedeniyle iç piyasa fiyatlarını önemli ölçüde kırdığının tespit edildiği, bu nedenlerden dolayı, Çin Halk Cumhuriyeti, İtalya ve Sırbistan'dan yapılan ithalatın yerli üretim dalı üzerindeki etkisinin toplu olarak değerlendirildiği, inceleme döneminde soruşturmaya konu ülkelerden yapılan ithalatın miktar bazında toplam ithalat içerisindeki payının 2009 yılında %74, 2010 yılında %81 ve 2011 yılında %96 olduğu, dampingli ithalatın pazar payının sürekli artış gösterdiği, 2009 yılında %31 olan pazar payının 2010 yılında %39'a, 2011 yılında %43'e yükseldiği, zarar inceleme döneminde yerli üretim dalının üretim, yurt içi satışlar, ihracat, kapasite ve kapasite kullanım oranları, istihdam, kârlılık ve büyüme endekslerinde gerileme olduğu, aynı dönemde yurt içi tüketimin %14 oranında artmasına karşın, soruşturmaya konu ülkelerin pazar payının %38 oranında arttığı, buna karşın yerli üretim dalının ve diğer ihracatçı ülkelerin pazar paylarının azaldığı, dampingli ithalatın fiyatlarının yerli üretim dalının fiyatlarını kırması ve dampingli ithalattaki artış eğilimi ile yerli üretim dalında görülen olumsuz gelişmelerin eş zamanlı olarak ortaya çıkması nedeniyle dampingli ithalat ile yerli üretim dalı üzerinde oluşan zarar arasında illiyet bağı olduğu sonucuna varılarak, dampingli ithalatın yerli üretim dalına zarar verdiği ve nedensellik bağının mevcut olduğu belirlendiğinden, tanımı belirtilen ürünün Türkiye'ye ithalatında menşe ülke ve üretici/ihracatçı firmaya göre değişen oranlarda dampinge karşı önlemin yürürlüğe konulmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, 3577 sayılı Kanunun “Şikayet ve inceleme” başlıklı 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında, dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatla ilgili şikayet ve incelemeye ilişkin usul ve esasların Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelikle tespit edileceğinin hükme bağlandığı, bu hüküm esas alınarak yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin iptal istemine konu “İşbirliğine gelinmemesi” başlıklı 26’ncı maddesinin, Kanunun belirlediği çerçevede düzenlemeler getirdiği anlaşıldığından sözkonusu düzenlemede hukuka aykırılık görülmediği, öte yandan 2013/17 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğin 4'üncü maddesinin 5'nci ve 6'ncı fıkralarının, 18'nci maddelerinin is dampinge karşı verginin, üretici ve/veya ihracatçı firma bazında saptanan damping marjları esas alınarak ayrı ayrı belirlenmesi ve işbirliğine gelen üretici ve/veya ihracatçı firmalar nezdinde de işbirliğine gelmeyenler aleyhine, tespit edilen damping marjlarından yüksek olanının uygulanmasının, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması 1994'ün VI’ncı Maddesinin Tatbikine İlişkin Anlaşmanın anılan hükümlerine uygun olduğu, ithalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 23’üncü maddesinde “ithalatçılar” ilgili taraf olarak kabul edilmişse de Anlaşma uyarınca damping marjlarının belirlenmesinde üretici ve/veya ihracatçı firmalardan elde edilen bilgi ve belgelere dayanılması esas olduğundan, davacının; ithalatçı sıfatıyla kendilerine gönderilen soru formunu ve belgeleri eksiksiz teslim etmelerine rağmen işbirliğine gelmemiş sayılmalarının hukuka uygun olduğu, 36'ncı maddesinin ise ilgili yerli üretici firma tarafından makul olarak elde edilebilecek ve soruşturma başlatılmasına yetebilecek asgari bilgileri içeren şikayet başvurusu üzerine açılan ve 3577 sayılı Kanuna ve ilgili Yönetmeliğe uygun olarak yürütüldüğü anlaşılan soruşturma sonucunda elde edilen veriler ışığında yapılan hesaplamalar ve değerlendirmeler uyarınca, yerli üretim dalında meydana gelen zararla arasında illiyet bağı bulunan dampinge konu ithalatın neden olduğu haksız rekabetin önlenmesi ve bu çerçevede yerli üretim dalının korunması amacıyla yürürlüğe konulduğu anlaşıldığından, sözü edilen düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Davacı tarafından; soru formu ve belgeler eksiksiz teslim edilmesine rağmen işbirliğinde bulunmadıkları kabul edilerek dampinge karşı belirlenen önlemin kendileri ve diğer şirketler aleyhine yüksek belirlendiği, bu durumun, Yönetmeliğin 26'ncı maddesinin eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği, farklı oranlar belirlenmesinin 3577 sayılı Kanunun amacına aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Yedinci Dairesinin, 23.2.2016 gün ve E:2015/789, K:2016/1900 sayılı kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, 28.9.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.