2016/11653 K. 2020/1819 T. 26.2.2020

11. CD., E. 2016/11653 K. 2020/1819 T. 26.2.2020

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2016/11653
Karar No.: 2020/1819
Karar tarihi: 26.02.2020
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Sahte fatura kullanma

HÜKÜM : Mahkumiyet

Katılan vekilinin temyiz talebinin vekalet ücreti verilmesine, sanık müdafinin temyiz talebinin ise mahkûmiyet hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek inceleme yapılmıştır.

Katılan vekilinin 20.01.2015 tarihli dilekçesi üzerine, Mahkemenin 29.01.2015 tarihli ek kararı ile katılan kurum lehine vekalet ücreti tayinine karar verilmiş ise de, hüküm verilerek dosyadan el çekildikten sonra verilen ek kararın hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu anlaşılmıştır,

5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Yapılan duruşmaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz nedenlerinin reddine, ancak;

Kendisini vekille temsil ettiren katılan idare lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Yasaya aykırı; sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküme "Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesiyle uyarınca 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine" cümlesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, sanık hakkında TCK'nin 43.maddesine göre zincirleme suç hükümlerinin uygulanması yönünde Başkan ...'in karşı oyu ve oy çokluğuyla 26.02.2020 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Temyiz incelenmesine konu olan somut olayda; sanık ... baştan beri yaptığı bir plan dahilinde 7600175441 vergi kimlik numaralı vergi mükellefiyetliliğini tesis ederek, ... Taş.Turizm ve Tic.Ltd.A.Ş. adına şahıs şirketi kurmuştur. Vergi mükellefiyetinin avantajları ile hukuki ve fiili kesinti söz konusu olmaksızın; 2009 , 2010 ve 2011 yıllarında gerçek bir mal teslimine dayanmaksızın komisyon karşılığı sahte fatura kullanma şeklinde sübut bulan eylemi gerçekleştirmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Doktrin “aynı suç işleme kararı”nı tesbit etmek için sanığın baştan itibaren yaptığı bir PLAN içinde hareket etmesi gerektiği görüşündedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında, suçların oluşumu bakımından takvim yılının esas alınmasını gerektirir herhangi bir düzenleme bulunmaması, 5237 sayılı TCK'nin genel hükümlerinin uygulanmasında zorunluluk bulunması, zincirleme suç hükmüne ilişkin 5237 sayılı TCK'nin 43.maddesinde belirlenen esasların gözetilmesi gerektirmektedir.

5237 sayılı TCK'nin 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi, işlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması ve bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekir.

Yüksek 11.Ceza Dairemizde yapılan temyiz incelemesi sonucunda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 359. maddesinde düzenlenen vergi kaçakçılığı suçundan Mersin 2.Asliye Ceza Mahkemesince 2009 , 2010 ve 2011 yıllarında devam eden eyleminden her üç takvim yılı için kurulan tek bir hükmün; her takvim yılı için ayrı ayrı üç kez hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına dair kararın,  her bir takvim yılının ayrı bir suç olduğuna dair herhangi bir yasal düzenleme  bulunmaması, 5237 sayılı TCK'nin genel hükümlerinin uygulanmasının gerekmesi, sanığın eylemlerinin   her birinin  yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçlar olduğuna dair yeterli kanıt olmaması,  5237 sayılı TCK'nin 43.maddesindeki zincirleme suç hükmü gereğince, 2009, 2010 ve 2011 yıllarında zincirleme biçimde sahte fatura kullanma suçunu işlediğinden sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 61. maddesine göre cezanın belirlenerek TCK’nin 43. maddesinin de uygulanarak sonuç cezanın belirlenmesi gerektiğinden sanık hakkında üç kez hüküm kurulmasına ilişkin sayın çoğunluğun Düzeltilerek Onama kararına katılmıyorum. 26.02.2020