2016/11806 K. 2018/10049 T. 10.12.2018

11. CD., E. 2016/11806 K. 2018/10049 T. 10.12.2018

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2016/11806
Karar No.: 2018/10049
Karar tarihi: 10.12.2018
 

TÜRK MİLLETİ ADINA

1-Sanık hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura kullanma suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında suça konu faturaların gerçek alışverişlere dayandığını beyan ederek suçlamaları kabul etmemesi, sanık hakında düzenlenen 28.06.2013 tarihli 2013-A-2009/38 sayılı vergi suçu raporu ve eklerinde sahte faturaları düzenleyen mükelleflerden bazıları hakkında vergi suçu raporları düzenlendiği belirtilmekle birlikte, bu mükelleflere ilişkin 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan tanzim edilmiş vergi inceleme raporlarının dosya içerisinde mevcut bulunmaması ve sahte fatura düzenleyicisi olduğu belirtilen mükellefler hakkında bu suçlardan dava açılıp açılmadığının dosya kapsamından anlaşılamaması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu faturaları düzenleyen mükellefler hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan tanzim edilen vergi inceleme raporlarının dosyaya getirtilmesi, bu mükellefler hakkında ilgili takvim yılına ilişkin olarak dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açıldığının tespiti halinde dava dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içerisine konulmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

2-Kabule göre de;

a)5271 sayılı CMK'nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 04.11.2013 tarih ve 2013/37854 Soruşturma-2013/19983 Esas sayılı iddianamesi ile iddianame anlatımı doğrultusunda, 213 sayılı Yasanın 367. maddesine göre dava şartı olan Gaziantep Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı‘nın 11.07.2013 tarih ve 2013/191 sayılı rapor değerlendirme komisyonu mütalaasına uygun olarak sanık hakkında, "2009 takvim yılında sahte fatura kullanma" suçundan kamu davası açıldığı, sanık hakkında “sahte fatura düzenleme” suçundan açılmış bir dava ve yargılama koşulu olan mütalaa bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan "sahte fatura düzenlemek" ve “sahte fatura kullanma” suçları birbirine dönüşemeyeceği halde, kararın gerekçe kısmında sahte fatura kullanma suçundan bahsedilip, hüküm kısmında ise “sahte fatura düzenleme“ suçundan hüküm kurulduğu belirtilmek suretiyle hükümde çelişkiye yol açılmış olması,

b)Aynı takvim yılı içerisinde birden fazla sahte fatura kullanma eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında TCK'nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

c)Hüküm fıkrasında uygulama maddesi olarak 213 sayılı Yasa‘nın 359/b maddesi yerine, 359/2-b maddesi yazılması,

d)“25.09.2009“ olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “2009“ şeklinde eksik yazılması,

e)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibariyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 10.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.