2016/12144 K. 2019/532 T. 16.1.2019

11. CD., E. 2016/12144 K. 2019/532 T. 16.1.2019

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2016/12144
Karar No.: 2019/532
Karar tarihi: 16.01.2019
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet

HÜKÜM : Sanıklar ..., ... haklarında mahkumiyet

Sanık ... hakkında beraat

Sanıklar hakkında 2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından açılan davada, sanıkların suça konu şirket ile bir ilgilerinin olmadığını, iş vaadi ile kandırılarak noterde belge imzaladıklarını savunmaları karşısında, suç unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;

1- Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların kanaat oluşturacak sayıdaki asılları getirtilip sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde;

a)Sanıkların yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,

b)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,

Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,

2- Kabule göre de;

a) 213 sayılı VUK'nin iştirak başlıklı 360. maddesinde "Birden fazla kişi 359. maddede sayılan fiillerin icrasına iştirak ettikleri takdirde fiili irtikap edenlerden veya doğrudan doğruya beraber işlemiş olanlardan her biri maddi menfaat gözetmek şartıyla, o fiile mahsus ceza ile cezalandırılır. Söz konusu fiilleri işlemeye azmettirenlere de aynı cezalar hükmolunur. Bu fiillere maddi menfaat gözetmeksizin iştirak edenlere fiile mahsus cezanın yarısı hükmolunur." şeklindeki düzenleme karşısında; sahte fatura düzenleyicileri olan şirketin yetkilisi olan sanıklar hakkında tayin olunan cezalardan yasal olarak mümkün olmamasına rağmen indirim yapılması,

b)Sanıklar ... ve ... hakkında 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek eylemleri nedeniyle, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Kanun'un 359. maddesinin (b) fıkrası uyarınca, hüküm kurulması gerekirken, uygulama maddesinin 359/b-1 olarak hatalı gösterilmesi,

c)5237 sayılı TCK'nin 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında, “erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenilmesi durumunda, ertelenen bir önceki bentteki cezasının aynen çektirilmesine” karar verilerek infazın kısıtlanması,

d) Hükmolunan erteli hapis cezalarının uzun süreli olduğu gözetilmeden 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası gereğince aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 16.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.