2016/1336 K. 2017/4 T. 25.1.2017

VDDK., E. 2016/1336 K. 2017/4 T. 25.1.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/1336
Karar No.: 2017/4
Karar tarihi: 25.01.2017

İstemin_Özeti : Davacı şirketin finansal kiralama sözleşmesine istinaden kiraladığı N1 plakalı araç üzerine, finansal kiralama şirketinin kesinleşmiş borcu nedeniyle konulan haczin kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İstanbul 5. Vergi Mahkemesi, 13.3.2012 gün ve E:2011/1994, K:2012/493 sayılı kararıyla; davacı tarafından, 27.12.1996 tarihli finansal kiralama sözleşmesi ile F1 Finansal Kiralama Anonim Şirketinden kiralanan N1 plaka numaralı aracın trafik kaydına, anılan şirketin borçları sebebiyle, sözleşme süresinin dolmasından sonra, 28.12.2010 tarihli haciz bildirisi ile konulan haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine dava açıldığının anlaşıldığı, olayda, finansal kiralama sözleşmesinin sona ermesi ile birlikte aracın zilyedliğinin mülkiyetin devri maksadıyla davacıya devredildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, zira, aynı araca F1 Finansal Kiralama Anonim Şirketinin borçları sebebiyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanlığınca (TMSF) konan haczin bu sebeple kaldırıldığı hususunun TMSF Fon Tahsilat Daire Başkanlığı ile TMSF II. Tahsilat Daire Başkanlığının yazıları ile sabit olduğu, bu itibarla, mülkiyeti davacıya ait olduğu anlaşılan araç üzerine finansal kiralama şirketinin borçları sebebiyle haciz konulması olanaksız olup, bu çerçevede yapılan başvurunun reddine dair dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlemi iptal etmiştir.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 22.10.2015 gün ve E:2012/4517, K:2015/11005 sayılı kararıyla; finansal kiralama sözleşmesinin, finansal kiralamaya konu olan malın mülkiyetini değil, belli şartlar ve sınırlar dahilinde zilyetliğinin devrini öngören özel bir kira akdi niteliğinde olduğu; 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 9'uncu maddesinde finansal kiralamaya konu olan malların mülkiyetinin sözleşme süresinin sonunda kiracıya devredilebileceği hükme bağlanmış olup, taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesinin 6'ncı maddesinde davacıya, sözleşme süresi sonunda kiralananı satın alma hakkı tanındığı, davacı tarafından söz konusu hüküm nedeniyle üzerine haciz konulan finansal kiralamaya konu aracın mülkiyetinin kendilerine geçtiği iddia edilmişse de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20'nci maddesi uyarınca aracın mülkiyetinin devri, ancak noterler tarafından yapılabileceğinden; finansal kiralama sözleşmesi ile aracın mülkiyeti devredilemeyeceği gibi sözleşme sonunda mülkiyetin devrinin kendiliğinden gerçekleşmesinin de mümkün olmadığı, bu durumda, söz konusu aracın davacının mülkiyetine geçtiğinden bahisle dava konusu işlemin iptali yönünde verilen vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.

İstanbul 5. Vergi Mahkemesi, 27.6.2016 gün ve E:2016/1617, K:2016/1393 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Davacı şirketin finansal kiralama sözleşmesine istinaden kiraladığı N1 plakalı araç üzerine, finansal kiralama şirketinin kesinleşmiş borcu nedeniyle konulan haczin kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair işlemin iptali yolunda verilen ısrar kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 25.1.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Davacı şirketin, finansal kiralama sözleşmesine istinaden kiraladığı N1 plakalı aracın trafik kaydına, finansal kiralamayı yapan F1 Finansal Kiralama Anonim Şirketinin kesinleşmiş borcu nedeniyle, 28.12.2010 tarihli haciz bildirisi ile konulan haczin kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 6.10.2011 tarih ve 28711 sayılı işlemin iptali yolunda verilen ısrar kararı temyiz edilmiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 763'üncü maddesinde taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri dışında herhangi bir şekil şartı aranmamışsa da 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20'nci maddesinin (d) bendinde tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak noterlerce yapılacağı, bu satışın noterlerce tescil belgesine tarih konularak ve tasdik edilmek suretiyle işleneceği, noterde yapılmayan her çeşit satış ve devrin geçersiz olduğu, (e) bendinde ise tescilli araçları satın ve devir alanların, gerekli bilgi ve belgeleri sağlayarak ilgili tescil kuruluşundan bir ay içinde adlarına tescil belgesi almak zorunda oldukları kurala bağlanmıştır.

6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 67'nci maddesinde; haczedilen mal borçlunun elinde olmayıp da o mal üzerinde mülkiyet ve rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs elinde ise keyfiyetin haczi yapan memur tarafından haciz zaptına geçirileceği, malın borçluya ait olduğu iddiasında bulunan tahsil dairesince keyfiyetin alacaklı amme idaresine bildirileceği, alacaklı amme idaresinin bildirme tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açmadığı takdirde istihkak iddiasının kabul edilmiş sayılacağı, 68'inci maddesinde de istihkak davalarına bakmaya, haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu mahal mahkemesinin salahiyetli olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Vergi mahkemesinde açılan bu dava, 6183 sayılı Kanuna göre tesis edilen haciz işleminin unsurlarında hukuka aykırılık bulunduğu iddiasına değil, davacının, finansal kiralama sözleşmesi süresinin sonunda mülkiyeti kendisine geçen aracın maliki olduğu iddiasına dayanmaktadır. Hacze konu borç; F1 Finansal Kiralama Anonim Şirketine, alacak ise tahsil dairesi olan vergi dairesine ait olduğundan, davacı üçüncü kişi durumundadır. Davacının, finansal kiralama sözleşmesine dayanılarak fiilen tasarruf ettiği ancak, trafikte adına kayıtlı olmayan araca, haciz tarihinde kimin, ne şekilde malik olduğu hususu, davanın çözümü yönünden önem taşımaktadır.

Taşınır mülkiyetinin intikal şekli ve zamanı ile asıl borçlunun borcu nedeniyle trafik sicil kaydına konulmuş olan haciz şerhinin, aracın maliki olduğunu iddia eden davacıya olan

etkisinin değerlendirilmesi; yukarıda yer verilen kurallar uyarınca, taşınır mülkiyeti ile ilgili uyuşmazlıkları çözümlemekle görevli adli yargı mahkemelerinin görev alanına girdiğinden, davanın görev yönünden reddi gerekirken işin esası incelenerek verilen ısrar kararının bu nedenle bozulması gerektiği oyuyla Kurul kararının gerekçesine katılmıyoruz.

XX - KARŞI OY

Davacı şirketin, finansal kiralama sözleşmesine istinaden kiraladığı N1 plakalı aracın trafik kaydına, finansal kiralamayı yapan F1 Finansal Kiralama Anonim Şirketinin kesinleşmiş borcu nedeniyle, 28.12.2010 tarihli haciz bildirisi ile konulan haczin kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 6.10.2011 tarih ve 28711 sayılı işlemin iptali yolunda verilen ısrar kararı temyiz edilmiştir.

6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 67'nci maddesinde; haczedilen mal borçlunun elinde olmayıp da o mal üzerinde mülkiyet ve rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs elinde ise keyfiyetin haczi yapan memur tarafından haciz zaptına geçirileceği, malın borçluya ait olduğu iddiasında bulunan tahsil dairesince keyfiyetin alacaklı amme idaresine bildirileceği, alacaklı amme idaresinin bildirme tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açmadığı takdirde istihkak iddiasının kabul edilmiş sayılacağı, 68'inci maddesinde de istihkak davalarına bakmaya, haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu mahal mahkemesinin salahiyetli olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Olayda, F1 Finansal Kiralama Anonim Şirketinin borçları nedeniyle, davacının bu şirketten kiraladığı aracın trafik kaydına uygulanan hacze karşı davacı tarafından söz konusu aracın kendisine ait olduğu iddiasıyla 4.10.2011 tarihinde vergi dairesi müdürlüğüne yapılan başvurunun 6.10.2011 tarihli işlem ile reddi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, 28.12.2010 tarihli haciz bildirisine istinaden gerçekleştirilen haciz uygulamasına karşı, 6183 sayılı Kanunun 67'nci maddesine göre üçüncü kişi konumunda olan davacı tarafından davalı idareye başvurularak aracın kendisine ait olduğu iddiasında bulunulduğundan, uyuşmazlık hakkında anılan Kanun'un 62, 64 ve 67'nci maddeleri çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, aracın malikinin davacı olduğunun kabulü suretiyle verilen ısrar kararının bu nedenle bozulması gerektiği oyuyla Kurul kararının gerekçesine katılmıyorum.