2016/240 K. 2016/412 T. 13.4.2016

VDDK., E. 2016/240 K. 2016/412 T. 13.4.2016

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/240
Karar No.: 2016/412
Karar tarihi: 13.04.2016

İstemin Özeti: Davacı tarafından, kurumlar vergisi mükellefiyetinin re'sen terk tarihi olarak belirlenen 28.7.2010 tarihinin, 2006 yılının Ağustos ayı olarak düzeltilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 6.1.2011 tarih ve 188 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

Kayseri Vergi Mahkemesi 27.9.2011 gün ve E:2011/504, K:2011/1548 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 160'ıncı maddesi ile bu maddeye dayanılarak Maliye Bakanlığınca çıkarılıp yürürlüğe konulan 2004/13 sayılı Uygulama İç Genelgesinin I/C-1 maddesine değindikten sonra; davacı şirketin iş yerinde 21.9.2006 tarihinde yapılan yoklamayla, 30.8.2006 tarihinden itibaren şirketin herhangi bir faaliyetinin olmadığı; 28.7.2010 tarihinde yapılan yoklamayla da iş yerinin 2006 yılının Ağustos ayında devredildiği, anılan tarih itibarıyla şirketin faaliyetinin bulunmadığı ancak, Aralık 2008 dönemine kadar vergi beyannamelerinin yasal süresi içerisinde verildiğinin tespit edildiği, su aboneliğinin 23.11.2006 tarihinde kapatıldığına dair 16.12.2006 tarihli Kırşehir Belediye Başkanlığı yazısı ile elektrik aboneliğinin 4.9.2006 tarihinde feshedildiğine dair F1 Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinden alınan 17.12.2010 tarihli yazı, 23.12.2010 tarihli başvuru dilekçesine eklenmek suretiyle mükellefiyet kaydının re'sen terk tarihinin 2006 yılının Ağustos ayı olarak düzeltilmesi talebiyle yapılan başvurunun dava konusu işlemle reddedildiği, her ne kadar davalı idarece, davacı tarafından 2006 ilâ 2008 yıllarına ait kurumlar vergisi beyannamelerinin verildiği, 2007 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde de kâr beyan edildiği, 2007 yılı envanter ve yevmiye defterlerinin tasdik ettirildiği, 20.3.2007 tarihinde beyannamelerin elektronik ortamda verilmesi için şifre talep edildiği, 14.12.2010 tarihli dilekçe ile bir cilt müstahsil makbuzunun kaybedildiğinin beyan edildiği belirtilmekte ise de ileri sürülen iddiaların tek başına davacının 30.8.2006 tarihinden sonra da faaliyette bulunduğunu ispatlamadığı, davacı şirketin yeniden iş yeri açarak başka bir adreste fiilen ticari faaliyette bulunduğu tespit edilmediği, faaliyetini terk ettiği tarihten sonra verilen beyannamelerde ödenecek vergi borcu çıkmadığı, beyannamelerin, geçmiş yıl zararlarının gösterilmesi ve şirket mevcutlarının elden çıkarılması amacıyla verildiği, ticari faaliyetine 30.8.2006 tarihi itibarıyla son verdiği yoklama tutanaklarıyla tespit edilen, fiili imkansızlıklar nedeniyle tasfiye sürecini başlatıp sonlandıramayan davacı şirketin vergi mükellefiyetinin bu tarih itibariyle re'sen terkin edilmesi gerektiği gerekçesiyle davaya konu işlemi iptal etmiştir.

Vergi idaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 25.3.2015 gün ve E:2011/5251, K:2015/1660 sayılı kararıyla; 213 sayılı Kanunun 153 ve 160'ıncı maddelerine değindikten sonra; davalı idare tarafından dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinden; davacının Kırşehir Ticaret ve Sanayi Odası ile Kırşehir Ticaret Sicil Memurluğundaki kaydının devam ettiği, tasfiyeye girmediği, 2008 yılının Aralık dönemine kadar katma değer vergisi, 2006 ilâ 2008 yıllarına ilişkin kurumlar vergisi ile geçici vergi beyannamelerinin verildiği, 2007 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde kâr beyan edildiği, 2007 yılına ait yevmiye ve envanter defterlerinin tasdik ettirildiği, 20.3.2007 tarihinde beyannamelerin elektronik ortamda verilebilmesi için şifre talep edildiği, 14.12.2010 tarihli dilekçesiyle bir cilt müstahsil makbuzunun kaybedildiğinin bildirildiğinin anlaşıldığı bu durumda, 2006 yılının Ağustos ayından sonra da vergiye ilişkin yükümlüklerini yerine getiren davacının, mükelefiyetinin re'sen terk edildiği 28.7.2010 tarihine kadar faaliyetini sürdürdüğünün kabulü gerekeceği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Kayseri Vergi Mahkemesi, 10.11.2015 gün ve E:2015/968, K:2015/1086 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; davacının 2006, 2007 ve 2008 yılı kurumlar vergisi beyannamelerini verdiği ve 2007 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde kâr beyan ettiği, beyannamelerin elektronik ortamda verilebilmesi için şifre talep edildiği, yevmiye ve envanter defterlerinin tasdik ettirildiği, 14.12.2010 tarihli dilekçesiyle bir cilt müstahsil makbuzunun kaybedildiğinin bildirildiği, bu nedenle 28.7.2010 tarihinde yapılan yoklamaya istinaden mükellefiyet kaydının re'sen terkin edilmesinin yasal olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: K1

Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Davacı tarafından, kurumlar vergisi mükellefiyetinin re'sen terk tarihi olarak belirlenen 28.7.2010 tarihinin 2006 yılının Ağustos ayı olarak düzeltilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 6.1.2011 tarih ve 188 sayılı işlemin iptaline ilişkin ısrar kararı vergi idaresi tarafından temyiz edilmiştir.

Danıştay Üçüncü Dairesinin, yukarıda yer verilen 25.3.2015 gün ve E:2011/5251, K:2015/1660 sayılı kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile Kayseri Vergi Mahkemesinin 10.11.2015 gün ve E:2015/968, K:2015/1086 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 13.4.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.