2016/3152 K. 2016/7500 T. 10.11.2016

11. CD., E. 2016/3152 K. 2016/7500 T. 10.11.2016

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2016/3152
Karar No.: 2016/7500
Karar tarihi: 10.11.2016
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet

HÜKÜM : Sanık ... hakkında: Beraat Sanık ... hakkında: Mahkumiyet

1- Sanık ... hakkında 2005 takvim yılında “sahte fatura düzenleme” suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,

2- Sanık ... hakkında 2004 takvim yılı içerisinde “sahte fatura düzenlemek” suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri uyarınca; sanığa yüklenen “sahte fatura düzenlemek” suçun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4. ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4. ve 104/2. ve 5271 sayılı Kanun'un 223/8.maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,

3- Sanık ... hakkında “sahte fatura düzenlemek” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

a- Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ''Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun'un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır'' şeklindeki düzenlemeye göre faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, 2004,2005 yılına ait fatura ayrıntılarının Vergi Dairesi'nden sorularak kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin istenerek, maddi gerçeğin, lehe yasanın ve zamanaşımı süresinin kuşkuya yer vermeyecek biçimde tespiti bakımından dosya arasında bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi ve sahte düzenlendiği iddia olunan faturaların aslı veya onaylı örnekleri dosya içerisine alınarak düzenlenen en son fatura tarihi de belirlenip, ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 05.03.2002 gün ve 28/179 sayılı kararında açıklandığı üzere 2004, 2005 takvim yıllarında "sahte fatura düzenlemek" suçundan açılan kamu davasında her takvim yılında zincirleme biçimde ayrı ve bağımsız suçların oluştuğu gözetilerek her bir takvim yılı için, zamanaşımı da göz önüne alınarak ayrı ayrı hüküm kurulması yerine tek suç kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

b- Vergi tekniği ve kaçakçılık suçu raporlarında gösterilmeyip bilirkişi raporunda bahsedilen suça konu faturaların, gerçek alım-satım karşılığı düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi bakımından, mal ve para akışını gösteren taşıma ve sevk irsaliyeleri, teslim-tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan banka hesapları ve kasa mevcudu ile uyumlu geçerli belgeler olup olmadığı ayrıca faturaları kullananlar hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa düzenlenen raporlar, açılmışsa dava dosyaları getirilip incelenerek özeti duruşma tutanağa geçirilip bu dosyayı ilgilendirilen delilerin onaylı örnekleri dosyaya aktarılıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,

c-Kabule göre ise;

aa)- Suç tarihinde yürürlükte bulunan 213 sayılı Yasanın 359/b-l. maddesinin 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngördüğü gözetilmeden ve lehe aleyhe değerlendirme yapılmadan, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Yasanın 359/b-l. maddesinde öngörülen 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasının alt sınırından ayrılmayı gerektirir bir husus bulunmadığı belirtildiği halde, sanık hakkında 3 yıl hapis cezasına hükmedilmesi, yasaya aykırı,

bb)- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenemeyen hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 10.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.