2016/334 K. 2016/534 T. 11.5.2016

VDDK., E. 2016/334 K. 2016/534 T. 11.5.2016

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/334
Karar No.: 2016/534
Karar tarihi: 11.05.2016
 

İstemin_Özeti : Davacı adına, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek Ocak ilâ Aralık 2002 dönemleri için re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri davaya konu yapılmıştır.

İzmir 4.Vergi Mahkemesi 3.6.2009 gün ve E:2007/387, K:2009/871 sayılı kararıyla; katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerektiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda re’sen araştırma ilkesi benimsendiği ve aynı Kanunun 31'inci maddesinin atıfta bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275'inci maddesinde, hakimin özel bilgi ve uzmanlık isteyen bir konuda bilirkişi incelemesi yaptırmaya yetkili olduğunun kurala bağlandığı, olayda, yükümlünün, defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle re’sen takdire gidilmesi yerinde olmakla birlikte, defter ve belgelerin sonradan bulunduğu ve ibraz edilebileceğinin belirtilmesi ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu hükmünün bulunması karşısında yukarıda sözü edilen re’sen araştırma ilkesi gereği yükümlünün, ibraz edeceği defter ve belgelerden davalı idarenin haberdar edilmesi suretiyle söz konusu belgelerin gerçekten alış yaptığı emtialara ait alış faturaları olup olmadığının araştırılması ve gerçek alış faturaları göz önüne alınarak ödenecek verginin tespiti için bu defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak duruma göre bir karar verilmesi amacıyla verilen 16.4.2008 günlü ara karar ile davacıdan yasal defter ve belgelerinin istenildiği, ibraz edilen defter ve belgeler hakkında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor Mahkemelerince de benimsenmiş ise de davalı idare tarafından ibraz edilen faturalar tamamının akaryakıt faturası olduğu, faaliyetin özelliği göz önüne alındığında akaryakıt giderinin, yapılan işle uyumlu olup olmadığının tespit edilemediği, bilirkişi raporunda da bu yönde bir belirleme yapılmadığı belirtildiğinden, 8.4.2009 tarihli ara kararla ilgili defter ve belgeler davalı idareye gönderilerek gerekli görülmesi halinde söz konusu belgelerin gerçekliğinin araştırılması istenmesine karşın bu yönde davalı idarece herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı, dolayısıyla imkan tanınmasına rağmen, davalı idarenin; belgelerin gerçekliği araştırılmadan, söz konusu giderlerin yapılıp yapılmadığının belli olmadığı yönündeki itirazının yerinde görülmediği, bu haliyle bilirkişi tarafından belirtilen tutarları aşan vergiler ile bu vergilerin bir katını aşan vergi ziyaı cezalarında hukuka uyarlık görülmediği, nitekim davacı tarafından yasal defterler Mahkemeye ibraz edilmiş bulunduğundan vergi ziyaı cezasının tek kat üzerinden hesaplanacağının tabii olduğu, uyuşmazlık konusu davanın sebep unsurunu davacının defter ve belgelerini ibraz etmeme fiili oluşturduğu için dava konusu olayda davalı idareye bir kusur atfetmek mümkün olmadığından, hakkaniyet gereği yargılama giderlerinin tamamının dava açılmasına sebebiyet veren davacı üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle tarhiyatı azaltmıştır.

Tarafların temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 7.5.2013 gün ve E:2009/9908, K:2013/4291 sayılı kararıyla; vergi idaresinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların, kararın, tarhiyatın kaldırılan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmediği, katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerektiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda re'sen araştırma ilkesi benimsendiği, olayda, davacı tarafından defter ve belgelerin sunulabileceğinin dava dilekçesinde ileri sürülmesi üzerine verilen ara kararı gereği ibraz edilen defter ve belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapora istinaden karar verilmiş ise de temyiz dilekçesi ekinde, mahkemeye sunulamayan ancak, muhasebecilerinin arşiv kayıtlarında sonradan bulunan bir kısım gider faturalarının eklendiği görülmüş olup, mahkemece re'sen araştırma gereği, söz konusu belgelerin gerçekten katlanılan giderlere ve alış yapılan emtiaya ait olup olmadığının araştırılması, gerekirse defter ve faturalar üzerinde ek bilirkişi incelemesi de yaptırılarak hasıl olarak duruma göre yeniden bir karar verilmek üzere davalı idarenin temyiz istemini reddetmiş; davacının temyiz istemini kabul ederek kararın, redde ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş; vergi idaresinin karar düzeltme istemini reddetmiştir.

Bozma kararına uymayan İzmir 4.Vergi Mahkemesi, 8.10.2015 gün ve E:2015/952, K:2015/1241 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; 2577 sayılı Kanunun 16'ncı maddesine değindikten sonra; defter ve belgelerin Mahkemeye ibraz edilebileceği hususunun dava dilekçesinde belirtilmesi üzerine verilen 16.1.2008 tarihli ara karar ile davacıdan, bahsi geçen defter ve belgelerin dosyaya sunulmasının istenildiği, ibraz edilmemesi hâlinde dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre karar verileceğinin ihtaren bildirildiği, ilgili dönem defterlerin ve bir kısım faturaların sunulması üzerine, 12.3.2008 tarihli ara kararı ile davacıya; sadece bir şirketin faturalarının sunulmuş olduğu, yevmiye defterinde hangi mükelleflerden mal ve hizmet alımı yapıldığı ve bu firmalara ait fatura numaraları belli olduğundan, söz konusu firmalara ait faturalardan birer fotokopi temin edilmek suretiyle sunulması, aksi halde sunulmayan belgelerle ilgili olarak, dosyada bulunan mevcut bilgi ve belgelere göre karar verileceğinin ikinci kez ihtaren bildirildiği, davacı tarafından ikinci ara kararı üzerine herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, belgelerin teminine ilişkin ek süre talebinde bulunulmadığı yahut ara karar gereği olarak temin etmesi gereken bilgi ve belgeleri temin edememiş olduğuna dair haklı bir sebep ileri sürülmediği, Mahkemelerinden de sözkonusu belgelerin temin edilmesine yönelik olarak verilen süre içinde bir talepte bulunulmadığı, ara kararının süresi geçtikten sonra yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen rapora ilişkin olarak davacı tarafından verilen 6.3.2009 tarihli itiraz dilekçesinde; defterlerde yer alan belgelerin Mahkemece istenebileceği yönünde beyanda bulunulmuş ise de bu itirazın, davacının sunmuş olduğu defter ve belgeler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesini kusurlandırıcı mahiyette olmadığı sonucuna varılarak yargılamaya devam olunduğu, bu durumda; ara kararlarına rağmen yerine getirmesi gereken görevleri yerine getirmeyen davacının herhangi bir mücbir sebep ileri sürmeksizin replik-düplik aşamaları ve dosyanın tekemmülünden, yargılamaya ilişkin tüm aşamalar tamamlanıp kararın verildiği tarihten sonra bir kısım bilgi ve belgelere ulaştığını ifade etmek suretiyle sunmuş olduğu belgelerin incelenerek yeniden bir değerlendirme yapılmasına hukuki açıdan olanak bulunmadığı gerekçesiyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; mahkemenin ilk kararı ile ısrar kararının çelişkili olduğu, davanın açılmasında kusurları bulunmadığından aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi : Temyiz edilen ısrar kararı vergi idaresi lehine verilen bir karar olduğundan, temyiz isteminde menfaati olmayan vergi idaresinin ısrar kararının, davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin incelenmeksizin reddi ancak, ilk kararın tarhiyatın kaldırılan ve vergi idaresi aleyhine herhangi bir yargılama gideri yükletilmeyen hüküm fıkrasının kesinleştiği göz ardı edilerek, ısrar kararında, vergi idaresi aleyhine yargılama giderlerinin paylaştırılması yargılama hukukuna uygun görülmediğinden, ısrar kararının yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Davacı adına, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek Ocak ilâ Aralık 2002 dönemleri için re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerine karşı açılan davada; tarhiyatın azaltılmasına ilişkin ilk kararın davanın reddine yolundaki hüküm fıkrasında ısrara dair karar vergi idaresi tarafından temyiz edilmiştir.

İdari yargı yerlerince verilen kararlara karşı taraflarca temyiz yoluna başvurulabilmesi için, haklarında verilen kararın aleyhlerine sonuçlanmış olması gerekmektedir.

Davalı idare tarafından ısrar kararının bozulması istenmiş ise de vergi mahkemesi kararının ısrar edilen hüküm fıkrası, davanın reddine ilişkin olup söz konusu hüküm fıkrasının temyiz edilmesinde davalı durumundaki vergi dairesi müdürlüğünün hukuksal yararı ve menfaati bulunmamaktadır.

Vergi mahkemesinin ilk kararında; uyuşmazlık konusu davanın sebep unsurunu davacının defter ve belgelerini ibraz etmeme fiili oluşturduğu için dava konusu olayda davalı idareye bir kusur atfetmek mümkün olmadığı gerekçesiyle yargılama giderlerinin tamamının dava açılmasına sebebiyet veren davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Tarafların temyiz istemi üzerine Danıştay Dokuzuncu Dairesinin, 7.5.2013 gün ve E:2009/9908, K:2013/4291 sayılı kararıyla, davacının temyiz istemi kabul edilerek kararın, redde ilişkin hüküm fıkrasının bozulduğu, vergi idaresinin temyiz ve karar düzeltme istemlerinin ise reddedilmesi suretiyle tarhiyatın kaldırılan kısmının kesinleştiği saptanmaktadır.

Temyiz istemine konu yapılan ısrar kararı, davanın reddine ilişkin bozulan hüküm fıkrası olup, ilk kararın, tarhiyatın kaldırılan ve vergi idaresi aleyhine herhangi bir yargılama gideri yükletilmeyen hüküm fıkrası kesinleşmiş olmasına karşın ısrar kararında, vergi idaresi aleyhine yargılama giderlerinin paylaştırılması, yargılama hukukuna uygun görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, İzmir 4. Vergi Mahkemesinin 8.10.2015 gün ve E:2015/952, K:2015/1241 sayılı ısrar kararının, davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin incelenmeksizin reddine, yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrasının ise bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 11.5.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.