2016/3491 K. 2016/5003 T. 7.6.2016

21. CD., E. 2016/3491 K. 2016/5003 T. 7.6.2016

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 21. Ceza Dairesi
Esas No.: 2016/3491
Karar No.: 2016/5003
Karar tarihi: 07.06.2016
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na muhalefet

HÜKÜM : Asıl Karar: mahkumiyet,

Ek Karar: Temyiz isteminin reddi

Sanığın yokluğunda hükmün verildiği, gerekçeli kararın sanığın sorgusunda belirtmiş olduğu adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi dışındaki maddeler uyarınca tebligat çıkarılması, burada bulunamaması halinde Kanunda gösterilen şartlara uygun araştırma yapılması ve yeni adresinin yine de tespit edilememesi durumunda diğer koşulların da bulunması halinde 35. madde uyarınca tebliğ işlemi yapılması gerekirken, hükmün ...... tarihinde anılan adreste doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca tebliği geçersiz olduğundan, sanığın öğrenme üzerine vaki temyizinin süresinde olduğunun kabulü gerektiği cihetle, hukuki dayanaktan yoksun olarak verilen .... gün ve ....Esas, .... Karar sayılı 'temyiz talebinin reddine' dair ek karar kaldırılarak yapılan incelemede gereği görüşüldü;

1- .... ve .....isimli şahısların sahte fatura ticareti yaptıklarına dair ihbar sonucu bu şahıslara ait .....Madencilik Ltd. Şti. isimli işyerinde yapılan aramada kurumun almış olduğu gider faturalarının ele geçirildiği, söz konusu gider faturalarının alındığı firmalardan birinin de sanığın firması olan dava konusu .....Otomasyon Ltd. Şti. olduğu, vergi denetmenleri tarafından yapılan inceleme sonucu davanın dayanağını oluşturan .... tarih ve VDENR-2.... sayılı vergi suçu ve tekniği raporlarında anılan şirketin müdürü olan sanığın iş yeri ve ikametgah adreslerinde bulunmadığı ve tanınmadığının, faaliyette olduğuna dair hiç bir veri elde edilemediğinin, buna rağmen KDV beyannamelerinin yüksek miktarda matrahlar içerdiğinin belirlenmesi, sanığın 2005 yılı Mart ayında ......'da bir büroda çaycılık yaptığını, orada bulunanların "seni sigortalı yapacağız" dediklerini, ikametgah ve nüfus cüzdanını verdiğini, daha sonra kendi adına şirket kurulduğunu öğrendiğini, kendisinin sahte fatura düzenlemediğini savunması karşısında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkartılması bakımından;

Sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan ...... Madencilik Ltd Şirketi hakkında inceleme yapıldığı ve vergi tekniği raporlarının düzenlenildiği anlaşılmakla şirket yetkilileri hakkında dava açılmış olup olmadığının ilgili vergi dairesinden araştırılması, açıldığının tespiti halinde mümkünse birleştirilmesi mümkün olmadığı takdirde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların asılları ve onaylı suretleri getirtilerek yasada ön görülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin incelenmesi, faturaları kullananlar belirlenip sanıktan alınıp alınmadığı hususlarında ifadelerine başvurulması, faturalardaki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığı hususunda yazı ve imza incelemesi yaptırılarak suça konu fatura koçanlarının hangi matbaada basıldığı, teslim alanın kim olduğu hususları araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

2- Kabul ve uygulamaya göre;

Suç tarihinde yürürlükte bulunan 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile değişiklik öncesi 213 sayılı Kanunun 359/b-1. maddesinde belirlenen hürriyeti bağlayıcı ceza "18 aydan üç yıla kadar hapis" olduğu halde değişiklik sonrası dikkate alınarak yazılı şekilde sanık aleyhine fazla cezaya hükmolunması,

3- Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura kullanmak biçimindeki eylemlerin her bir takvim yılı için ayrı ayrı zincirleme suçu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı,

4- T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 07.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.