2016/3999 K. 2016/5338 T. 8.6.2016

11. CD., E. 2016/3999 K. 2016/5338 T. 8.6.2016

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2016/3999
Karar No.: 2016/5338
Karar tarihi: 08.06.2016
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet

HÜKÜM : Mahkumiyet

I- Sanık ...'nun Vergi Usul Kanununa muhalefet suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Sanığın yokluğunda verilip usulüne uygun 05.01.2012 tarihinde tebliğ edilen hükmü 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 31.01.2012 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla, temyiz isteminin aynı Kanunun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,

II- Katılan vekilinin sanık hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

1- 2005, 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın savunmasında, suçlamayı kabul etmediğini ve belirtilen tarihlerde herhangi bir faaliyette bulunmadığını beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme yapılmadığı görülmekle, bu şirketler hakkında düzenlenmiş ise vergi tekniği raporları ve eklerinin onaylı örnekleri getirtilerek, anılan raporlarla ilgili olarak faturaları kullanan şirket yetkilileri hakkında dava açılıp açılmadığının ilgili vergi dairesinden araştırılması, açıldığının tespiti halinde mümkünse birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları kullananların yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları kullanan şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması; sahte fatura düzenlemek suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ''Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun ...Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır'' şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerektiği, dosya içine 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 yılına ait sahte olduğu iddia edilen faturaların konulmadığı görülmekle; suça konu faturaların onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi ve birden fazla faturanın düzenlenmiş olduğu belirlendiği takdirde her takvim yılında zincirleme biçimde işlenmiş ayrı suçların oluşacağı da gözetilerek tüm bu araştırmaların sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken hangi takvim yılında işlenen suçtan hüküm kurulduğu da açıklanmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,

Kabule göre de;

2- Defter ve belge ibraz etmemek suçunda, suç tarihi itibariyle 213 sayılı Yasanın 359/a-2 maddesinde öngörülen temel cezanın alt sınırının 18 ay olduğu gözetilmeden temel cezanın 6 ay hapis olarak belirlenmesi suretiyle ile eksik ceza tayini,

3- Sanık hakkında "defter ve belgeleri gizleme" eylemi nedeniyle CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasına engel oluşturabilecek somut bir zararın bulunmadığı cihetle, ertelemeye göre daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılmaması, yasaya aykırı,

4- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.