2016/498 K. 2016/405 T. 13.4.2016

VDDK., E. 2016/498 K. 2016/405 T. 13.4.2016

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/498
Karar No.: 2016/405
Karar tarihi: 13.04.2016

İstemin Özeti : Davacı adına, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek Ocak ilâ Aralık 2000 dönemleri için re'sen salınan ve gecikme faizi eklenerek kesilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 2005 yılı için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355'inci maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası davaya konu yapılmıştır.

İstanbul 2. Vergi Mahkemesi 12.2.2010 gün ve E:2006/127, K:2010/475 sayılı kararıyla; defter ve belge isteme yazısının, şirket müdürü K1'un, ikametgah adresinde annesi K2'a imzadan imtina etmesi üzerine önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edilmesinin, şirketlerine usulüne uygun şekilde yapılmış tebliğ sayılamayacağının iddia edilmesi üzerine, davacı şirketten 2000 takvim yılına ilişkin defter ve belgelerin istenmesine ilişkin 19.11.2007 tarihli ara kararı, 22.5.2008 tarihinde davacı şirkete tebliğ edilmesine rağmen, ilgili yıl defter ve belgelerin Mahkemeye ibraz edilmediği, bu durumda, re’sen tarh olunan katma değer vergisinde hukuka aykırılık görülmediği ancak, 213 sayılı Kanunun 344'üncü maddesinin atıfta bulunduğu 359'uncu maddesinde yer alan koşullar bir arada gerçekleşmediğinden vergi ziyaı cezasının bir kat olarak uygulanması gerektiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı karşısında, vergi ziyaı cezasının gecikme faizi eklenerek belirlenen kısmında ve defter ve belge isteme yazısı davacı şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğinden ibraz yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden söz edilerek kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle katma değer vergisi ile verginin bir katına isabet eden vergi ziyaı cezası yönünden davayı reddetmiş; belirtilen tutarı aşan vergi ziyaı cezası ile özel usulsüzlük cezasını kaldırmıştır.

Tarafların temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 28.11.2013 gün ve E:2010/3692, K:2013/10858 sayılı kararıyla; davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaların, kararın, özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediği, katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerektiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda re'sen araştırma ilkesi benimsendiği, aynı Kanunun 31'inci maddesinin atıfta bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275'inci maddesinde, hakimin özel bilgi ve uzmanlık isteyen bir konuda bilirkişi incelemesi yaptırmaya yetkili olduğunun kurala bağlandığı, davacı şirket tarafından temyiz dilekçesinde, 2000 yılına ait defter ve belgelerin istenmesi halinde ibraz edebileceklerinin belirtildiği, mücbir sebep bulunmaksızın, defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle re'sen tarh nedeni bulunmakla birlikte, re'sen araştırma ilkesi karşısında davacının Mahkemeye ibraz edeceğini beyan ettiği defter ve belgelerin ara kararı ile istenilmesi, ibraz edilmesi halinde davalı idarenin haberdar edilmesi ve bunun sonucunda sözkonusu belgelerin gerçekten alış yaptığı emtiaya ait olup olmadığının araştırılması, gerçek alış belgeleri gözönüne alınarak ödenecek verginin tespiti için bu defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, böyle bir araştırma yapılmadan verilen kararda yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle davacı temyiz istemini kabul ederek kararın, katma değer vergisi ve kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkralarının bozulmasına, davalı idare temyiz isteminin reddine karar vermiş, vergi idaresinin karar düzeltme istemini ise reddetmiştir.

Bozma kararına uymayan ve özel usulsüzlük cezasının kesinleştiğini belirten İstanbul 2. Vergi Mahkemesi, 26.10.2015 gün ve E:2015/1940, K:2015/1997 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle; gecikme faizi eklenerek kesilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri yönünden ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; vergi ziyaı cezasının üç kat kesilmesi gerektiği ileri sürülerek ısrar kararının vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti Savunma verilmemiştir.

Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan İstanbul 2. Vergi Mahkemesinin 26.10.2015 gün ve E:2015/1940, K:2015/199 sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 13.4.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Davacı adına, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek Ocak ilâ Aralık 2000 dönemleri için re'sen salınan ve gecikme faizi eklenerek kesilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 2005 yılı için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355'inci maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davada; Vergi Mahkemesince verilen ısrar kararının ceza fazlasının kaldırılmasına ilişkin kısmı vergi idaresi tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı adına kesilen vergi ziyaı cezasının üzerinden hesaplandığı vergi, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle indirimlerinin kabul edilmemesinden kaynaklanmış ve davanın, katma değer vergisine ilişkin kısmının reddi yolundaki hükümle, davacının defter ve belgelerini ibrazdan kaçındığı hükmen sabit olmuştur.

Vergi Usul Kanununun 253'üncü maddesinde, bu Kanuna göre defter tutmak mecburiyetinde olanların, tuttukları defterlerle üçüncü kısımda yazılı vesikaları ilgili bulundukları yılı izleyen takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmek; 256'ncı maddesinde ise mükelleflerin, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve kayıtları muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmek zorunda oldukları hükme bağlanmıştır. Katma değer vergisinin indirilebilmesi ise verginin yüklenildiğinin 3065 sayılı Yasanın 29 ve 34'üncü maddelerinde öngörüldüğü şekilde belgelendirilmesi koşuluna bağlanmıştır. Davacı adına, indirim konusu yapılan vergilerin gerçekten yüklenildiğinin defter ve belgelerin ibrazı suretiyle kanıtlanamaması nedeniyle salınan katma değer vergisi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası davacı tarafından temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden, defter ve belgelerin hukuken korunmayı gerektiren bir nedene dayanmaksızın ibraz edilmediği de kabul edilmiş olmaktadır.

Vergi Usul Kanununun 359'uncu maddesinin vergilendirme döneminde yürürlükte bulunan (a-2) işaretli bendinde, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerde sabit olduğu halde defter ve belgelerin vergi incelemesi yapmaya yetkili kimselere ibraz edilmemesi "gizleme" eylemi olarak tanımlanmış ve vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter ve belgeleri gizleyenler hakkında 359'uncu madde hükümlerinin uygulanacağı, 344'üncü maddesinin üçüncü fıkrasında ise vergi ziyaına 359'uncu maddedeki fiillerle yol açılması halinde vergi ziyaı cezasının üç kat kesileceği hükme bağlanmıştır.

Defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle gizleme fiilinin gerçekleştiği olayda 344'üncü maddenin ikinci fıkrası uyarınca üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, ısrar kararının, vergi aslının bir katı tutarındaki vergi ziyaı cezasının gecikme faizi hariç fazlasının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.

Açıklanan nedenlerle; vergi idaresinin temyiz isteminin kısmen kabulü ile ısrar kararının, vergi aslının gecikme faizi hariç bir katını aşan cezanın kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, cezanın gecikme faizi eklenerek belirlenen kısmına yöneltilen temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.

XX - KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.