2016/509 K. 2016/633 T. 25.5.2016

VDDK., E. 2016/509 K. 2016/633 T. 25.5.2016

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/509
Karar No.: 2016/633
Karar tarihi: 25.05.2016

İstemin Özeti : Davacı adına, İstanbul Atatürk Havalimanında çeşitli alanlarda faaliyet gösteren diğer firmalarla imzaladığı alan tahsis sözleşmelerine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen damga vergisi beyannamesine dayanılarak 2014 Ocak dönemi için fazladan tahakkuk ettirilen damga vergisinin kaldırılması ve ödenen kısmın iadesi istemiyle dava açılmıştır.

İstanbul 10. Vergi Mahkemesi, 30.5.2014 gün ve E:2014/597, K:2014/1400 sayılı kararıyla; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 ve 2'nci maddeleri, 14’üncü maddesinin 3’üncü fıkrası ile ekli (1) sayılı tablonun “I. Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 fıkrası hükümlerine değindikten sonra; davacı şirket ile diğer firmalar arasında imzalanan alan tahsis sözleşmelerinin "tahsis süresi" başlıklı 2.2. maddesinde, sözleşme süresinin başladığı tarihten itibaren bir yıl olduğu, tahsis süresinin bitiminden 30 gün önce yazılı olarak sözleşmeyi yenilememe ihbarında bulunulmadığı takdirde tahsis süresinin tahsis bedeli hariç bir yıl daha uzayacağı; aynı sözleşmenin "Tahsis Bedeli" başlıklı 3.1. maddesinde ise sözleşme bedelinin her yıl DHMİ tarafından onaylanacak ücret tarifesine uygun olarak artırma hakkının davacı şirkete tanındığı hususlarının yer aldığı, sözleşmenin taraflarınca, sözleşme süresinin bitiminden 30 gün önce ihbarda bulunmamak suretiyle icra edilen olumsuz edime bağlı olarak müteakip yıl için yeni bir sözleşmenin kurulduğu ve bu yeni sözleşmedeki tahsis ücretinin de (DHMİ'ince o yıl için belirlenen ücret tarifesine göre) yeniden kararlaştırıldığının kabulü gerekeceği; diğer bir deyişle, şartları eski sözleşmedeki tarafların olumsuz edimine ve DHMİ'nce her yıl için yeniden belirlenen ücret tarifesine bağlı yeni bir sözleşme kurulduğundan bu yeni şartları içeren sözleşme için yeniden damga vergisi tahakkuk ettirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi 7.11.2014 gün ve E:2014/8906, K:2014/7256 sayılı kararıyla; uyuşmazlığın esasını, yeni bir sözleşme imzalanmadan ya da eski sözleşme üzerine herhangi bir şerh konulmadan kendiliğinden veya sözleşmedeki bir hüküm dolayısıyla sözleşmenin süresinin uzaması durumunda süresi uzayan sözleşme için yeniden damga vergisinin doğup doğmayacağı hususunun oluşturduğu, damga vergisinin doğması için öncelikle kanunda belirlenmiş bir kağıt veya elektronik ortamda düzenlenmiş bir belge ya da veri olması, bu kağıt, belge ya da verinin imzalanmış ya da imza yerine geçecek bir işaret konmuş olması gerekmekte olup, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesi durumunda ise sadece bu kağıtların yenilenmesine ilişkin mektup ve şerhlerin damga vergisine tabi olduğu, Damga Vergisi Kanununun 2'nci maddesinde şerhlerden bahsedilmekle birlikte mektup ve şerhin yasal tanımının yapılmadığı, bir anlatım veya yorumlama, bir şeyi açıklamak amacıyla bir kağıda yazılmış olan ifade olarak tanımlanabilecek olan şerhin yazılı olan bir kağıdın, herhangi bir yerine, boşluğuna konulabileceği; önceden düzenlenmiş bulunan kağıdın altına veya arkasına bir boşluğa, bu kağıdın hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine, devrine veya bozulmasına ilişkin şerh konulması halinde bu kağıdın damga vergisine tabi olacağı, olayda, davacı şirketin imzalamış olduğu alan tahsis sözleşmelerinde yer alan "yeni dönem için yenilememe ihbarında bulunulmadığı takdirde tahsis süresi, tahsis bedeli hariç olmak üzere aynı hüküm ve koşullarla 1 (bir) yıl daha uzayacaktır" şeklindeki maddenin, damga vergisine konu kağıdın hükümlerinin yenilenmesine ilişkin kağıda konulmuş bir şerh olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle, sözleşmede bulunan bu hüküm gereğince süresi kendiliğinden uzayan sözleşmenin Damga Vergisi Kanununun aradığı anlamda damga vergisine tabi bir sözleşme olarak kabul edilemeyeceği, aksi düşüncenin, verginin kanuniliği ilkesine aykırı olarak kanunda yazılı olmayan bir durumun yorum yoluyla genişletilerek vergi alınmasına yol açacağı sonucuna ulaşıldığı, bu durumda, içerdiği bir madde uyarınca süresi kendiliğinden uzayan alan tahsis sözleşmeleri için yapılan dava konusu damga vergisi tahakkukunda hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuş; davalı idarenin karar düzeltme istemini reddetmiştir.

İstanbul 10. Vergi Mahkemesi 7.1.2016 gün ve E:2016/25, K:2016/4 sayılı kararıyla; ilk kararında ısrar etmiştir.

Davacı tarafından; damga vergisinin kağıtlar üzerine inşa edilmiş bir vergi olduğu, süre uzatımı için yeni bir kağıt düzenlenmediği, mevcut sözleşmeye bir şerh düşülmediği veya mektup teatisi olmadığı sürece tarafların pasif kalmak suretiyle sözleşmenin kendiliğinden uzaması halinin damga vergisinin konusuna girmeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Davacı adına, İstanbul Atatürk Havalimanında çeşitli alanlarda faaliyet gösteren diğer firmalarla imzaladığı alan tahsis sözleşmelerine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen damga vergisi beyannamesine dayanılarak 2014 Ocak dönemi için tahakkuk ettirilen damga vergisinin kaldırılması ve fazladan ödenen kısmının iadesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ısrar kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen 7.11.2014 gün ve E:2014/8906, K:2014/7256 sayılı kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekce uyarınca temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin 7.1.2016 gün ve E:2016/25, K:2016/4 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 25.5.201 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.