2016/5280 K. 2018/10323 T. 13.12.2018

11. CD., E. 2016/5280 K. 2018/10323 T. 13.12.2018

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2016/5280
Karar No.: 2018/10323
Karar tarihi: 13.12.2018
 

TÜRK MİLLETİ ADINA

A-Sanık K1 hakkında defter ve belge ibraz etmeme suçundan kurulan beraat hükmü yönünden katılan kurum vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi:

5271 sayılı CMK'nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilerek, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 21.03.2012 tarih ve 2012/2299 Esas sayılı iddianamesi ile 213 sayılı Kanun'un 367. maddesine göre dava şartı olan mütalaa ve vergi suçu raporuna uygun olarak sanık K1 hakkında, "2009,2010,2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek" suçundan kamu davası açıldığı, “defter ve belge ibraz etmeme" suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden, iddianame dışına çıkılarak sanık hakkında “defter ve belge ibraz etmeme" suçundan beraat hükmü kurulması,

B-Sanık K2 hakkında defter ve belge ibraz etmeme suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelemesi:

1-213 sayılı VUK'nin 139. maddesine göre; vergi incelemeleri, esas itibarıyla incelemeye tabi olanın iş yerinde yapılır. İş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin yerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede yapılabilir. İş yeri faal olan mükelleflere gönderilen, defter ve belgelerin vergi dairesine getirilmesi yönünden yapılan tebligatlar usulüne uygun olmadığından suçun unsurları oluşmayacaktır. Somut olaya gelince, vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesi için çıkarılan tebligatın sanığa 09.12.2010 tarihinde iş yeri ve ikamet adresinde yapıldığı, defter ve belgelerin incelenmek üzere ibrazı için denetmenlik adresine getirilmesinin istenerek sürecin mükellef aleyhine tersine çevrildiğinin anlaşılması ve sanığın defter belge isteme yazısının tebliğinden sonra defter ve belgeleri vergi dairesine götürdüğü ancak vergi dairesinde görevli olan K3'nun iş yoğunluğu sebebiyle daha sonra isteyeceğini söyleyerek kendisini gönderdiğini bir daha da defter ve belge isteme yazısı gelmediğini, defter ve belgelerinde herhangi bir usulsüzlük olmadığını ve istendiği takdirde ibraz edebileceğini savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti açısından; suç tarihinde, hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı Kanun'un 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin, iş yerinde faaliyetin devam edip etmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulması, iş yeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespiti varsa belgesinin dosyaya ibrazının istenmesi, aksi takdirde yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

2-Kabule göre ise; defter ve belgelerini, vergi incelemesine esas olmak üzere istenmesine rağmen merciine teslim etmediği iddia olunarak, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/a-2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılan sanık hakkında; düzenlenen vergi inceleme raporunda somut bir zarara yer verilmediği, vergi ve cezaların eylemden doğan zarar niteliğinde olmadığı; sanık hakkında "defter ve belgeleri gizlemek" eylemi nedeniyle CMK'nin 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasına engel oluşturabilecek somut bir zararın meydana geldiğinin kanıtlanamadığı gözetilmeden; engel sabıkası bulunmayan, sabıkasız geçmişi nedeniyle hakkında takdiri indirim nedeni uygulanan ve hükmolunan hapis cezası “bir daha suç işlemekten çekineceği” kanaatiyle ertelenen sanık hakkında, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 08.02.2008 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 562. maddesiyle değişik CMK'nin 231. maddesinin uygulanmaması,

C-Sanık K2 hakkında 2009, 2010, 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanığın, sanık K1 hakkında 2009,2010,2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan kurum vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde:

Sanıkların, suç konusu faturaları düzenleyen şirketin ortağı olduklarını ancak sahte fatura düzenlenmediklerini savunmaları nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;

1-Sanıklar tarafından düzenlendiği iddia edilen her yıla ait fatura asılları getirilerek, yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını söyledikleri takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,

2-Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olmadığının anlaşılması halinde ise;

a)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,

b)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,

c)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,

3-Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;

a)Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılması,

b)Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,

Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,

4-Sanık K2 yönünden kabule göre;

a) Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK'nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

b)Hükümden sonra 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140

esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanık K2'un kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 13.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.