2016/5575 K. 2018/7874 T. 11.10.2018

11. CD., E. 2016/5575 K. 2018/7874 T. 11.10.2018

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2016/5575
Karar No.: 2018/7874
Karar tarihi: 11.10.2018
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet

HÜKÜM : Sanık ... hakkında kayıt ve belgeleri ibraz etmemek suçundan: Mahkumiyet

Sanık ... hakkında sahte fatura kullanmak suçundan: Mahkumiyet

Sanıklar ... ve ... hakkında 2007 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan: Mahkumiyet

Sanık ... hakkında defter ve belge ibraz etmemek suçundan: Beraat

A) Sanık ... hakkında defter ve belge ibraz etmeme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan kurum vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi:

Sanığa yüklenen suçun yasal unsurları oluşmadığından, CMK'nin 223. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca beraati gerektiği Mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan kurum vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,

B) Sanık ... hakkında kayıt ve belgeleri ibraz etmeme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz itirazlarının incelenmesi:

1- 213 sayılı VUK'nin 139. maddesine göre; vergi incelemeleri, esas itibarıyla incelemeye tabi tutulan iş yerinde yapılır. İş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin yerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede

yapılabilir. İş yeri faal olan mükelleflere gönderilen, defter, kayıt ve belgelerin vergi dairesine getirilmesi yönünden yapılan tebligatlar usulüne uygun olmadığında suçun unsurları oluşmayacaktır. Somut olaya gelince, vergi denetmeni tarafından kayıt ve belgelerini ibraz etmesi için çıkarılan tebligatın sanık ...'a 21.01.2010 tarihinde yapıldığı, defter ve belgelerin incelenmek üzere ibrazı için denetmenlik adresine getirilmesi istenerek sürecin mükellef aleyhine tersine çevrildiğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti açısından; hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı Kanun'un 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin, iş yerinde faaliyetin devam edip etmediğinin incelemeyi yapan vergi dairesinden sorulması, iş yeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespit varsa belgesinin dosyaya ibrazının istenmesi, aksi takdirde yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

2- Kabule göre ise;

a) Kayıt ve belgelerini vergi incelemesine esas olmak üzere vaki istem üzerine merciine teslim etmediğinden bahisle eylemine uyan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/a-2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılan sanık hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, somut bir zarara yer verilmediği; vergi ve cezaların eylemden doğan zarar niteliğinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde sanık hakkında "defter ve belgeleri gizlemek" eylemi nedeniyle CMK'nin 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturabilecek somut bir zararın bulunmadığı gözetilmeden; engel sabıkası bulunmayan, hakkında takdiri indirim nedeni uygulanan ve hükmolunan hapis cezası “yeniden suç işlemeyeceği” kanaatiyle ertelenen sanık hakkında, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 08.02.2008 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesiyle değişik CMK'nin 231. maddesinin zarar giderilmediği gerekçesiyle uygulanmaması,

b) Zincirleme suç bulunmadığı halde, TCK'nin 43/1. maddesi uyarınca cezanın artırılması,

c) Sanığa 2007 yılına ait kayıt ve belgeleri ibraz etmesi için 21.01.2010 tarihinde usulüne uygun olarak yapılan tebligat sonucunda kanunen tanınan 15 günlük sürenin bittiği 06.02.2010 suç tarihinden önce, 03.07.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5409 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/a-2 maddesi gereğince hapis cezasının alt sınırının 18 aya yükseltildiği gözetilmeden, 6 ay olarak uygulanması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,

Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının korunmasına,

C) Sanık ... hakkında sahte fatura kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz itirazlarının incelenmesi:

İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığının 09.12.2010 tarih ve 2010/3787 esas sayılı iddianamesi ile sanık ... hakkında “2007 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan kamu davası açılmış ise de; atılı suça ilişkin olarak sanık hakkında verilmiş bir mütalaa bulunmadığı anlaşıldığından; 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

D) Sanıklar ... ve ... hakkında 2007 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafiinin temyiz talebinin incelenmesi:

1- Sanıkların suçlara konu olan faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını savunmaları; sahte fatura kullanma suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ''Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır'' hükmünün yer alması; suç konusu faturaların dosya içinde bulunmadığının ve getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; suç unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, sanığın 2007 takvim yıllarında kullandığı iddia olunan 2 adet faturanın asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanun'un 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,

2- Faturaların zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;

a) Suçlara konu olan faturaları düzenleyen mükellefler hakkında düzenlenmiş vergi inceleme raporlarının ilgili vergi dairesinden getirtilmesi,

b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,

c) Faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların verilmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,

d) Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;

aa) Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullananlara ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi,

bb) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,

Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,

3- Kabule göre; uzun süreli hapis cezaları ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından hiçbir şekilde uygulanamayacağının gözetilmemesi; bu maddenin uygulanmasının hükümden sonra yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 11.10.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.