2016/5586 K. 2019/6917 T. 2.10.2019

11. CD., E. 2016/5586 K. 2019/6917 T. 2.10.2019

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2016/5586
Karar No.: 2019/6917
Karar tarihi: 02.10.2019
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Sahte fatura düzenlemek

HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Dava dışı ...'a ait ikamet ve işyeri adreslerinde yapılan aramalarda ... matbaası-... tarafından 2010 yılında basılan sanık ... tarafından muhtelif kişiler adına 2010 yılı 8 ve 11. aylarda düzenlenmiş görünen -12- adet faturaya rastlanması üzerine yapılan vergi incelemesinde sanığın gerçek bir faaliyetinin bulunmadığının tespit edildiğinden bahisle hakkında “2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, Kocaeli'nde hurda metal şirketi kurduğunu ancak ailesinin Gaziantep'te ikamet ettiğini, çocuğunun üzerine sıcak su dökülüp yanması nedeniyle Gaziantep'e döndüğünü, hiç bir faaliyet gösteremeden şirketi bırakmak zorunda kaldığını, kapanışını verdiğini, Kocaeli'nde bir hafta bile kalmadığını, eğer faaliyet gösterilmiş ise bunu ortakları ..., ... ve ...'ın yapmış olabileceğini, suça konu takvim yıllarında kendisinin Gaziantep ilinde olduğunu savunması, sanığın PTT aracılığı ile gönderdiği 12.10.2010 tarihli terk dilekçesine istinaden işi bırakma tarihinin 30.09.2010 olarak vergi dairesi kayıtlarında yer aldığı, 15.04.2010 tarihinde mükellefiyet tesis ettiren sanığın 01.05.2010 tarihinde ..., 07.06.2010 tarihinde ise ... ünvanlı matbaalara fatura bastırdığı, ...'a ait yerlerde ele geçen -12- adet faturanın ise ... matbaası-... tarafından basıldığının anlaşılması karşısında; 5271 sayılı CMK’nin 116 ve devamı maddelerinde “arama ve elkoyma” işlemine dair usul ve esaslar düzenlenmiş ise de 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesindeki suçlar yönünden anılan Kanun'un 142 ve devamı maddelerinde aramanın usul ve şartları ayrıca hükme bağlandığından; öncelikle suça konu faturaların ele geçirildiği ...'a ait ikamet ve işyeri adreslerinde usule uygun arama ve elkoyma işlemi yapılıp yapılmadığının tespiti bakımından, suça ilişkin arama elkoyma kararları ve tutanaklarının ve dosyayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin bir örneğinin dosya içerisine alınması, arama ve elkoyma işlemlerinin usule uygun olması halinde de sanığın savunmasında adı geçen şahıslar ile ...'ın sanığın beyanları doğrultusunda tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması, ... hakkında dava açılmış olup olmadığı belirlenip, açıldığının anlaşılması durumunda dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; ele geçen faturaların sanık tarafından bastırılan ve teslim alınan faturalardan olup olmadığının araştırılması, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında Ba formu ile sanığın şirketinden mal aldığını bildiren ve ele geçen faturalarda yeralan mükelleflerin CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılıp tanık sıfatıyla dinlenerek kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması, gerektiğinde suça konu faturalar üzerindeki imza ve yazıların aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması sonucuna göre toplanan tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması,

2-Kabule göre de;

a)Aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK'nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 02.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.