2016/567 K. 2016/807 T. 28.9.2016

VDDK., E. 2016/567 K. 2016/807 T. 28.9.2016

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/567
Karar No.: 2016/807
Karar tarihi: 28.09.2016

İstemin_Özeti : Dava; Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının, Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğleri ekinde yer alan Taahhütnamelerle ilgili 10.4.2007 tarih ve (17) sayılı Damga Vergisi Sirküleri ile bu Sirkülerin noter odası başkanlıklarına ve noterlere duyurulmasına ilişkin Türkiye Noterler Birliğinin 3.5.2007 tarih ve 20 sayılı Genelgesinin iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 18.4.2008 gün ve E:2007/386, K:2008/248 sayılı bozma kararı uyarınca davayı inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 19.10.2015 gün ve E:2013/867, K:2015/10942 sayılı kararıyla; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1'inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların Damga Vergisine tabi olduğu, 3'üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, 4'üncü maddesinde, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı, kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli, kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılacağı, 10'uncu maddesinde, damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınacağı, nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli paranın maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas olduğu, belli para teriminin, kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade edeceği; Damga Vergisi Kanununun 1.1.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5821 sayılı Kanunun 7'nci maddesi ile değişik (I) sayılı Tablonun "Akitlerle İlgili Kağıtlar" başlıklı I/A bölümünde, belli parayı ihtiva eden kağıtlar olarak mukavelenameler, taahhütnameler, temliknamelerin binde 7,5 oranında damga vergisine tabi olduğunun hükme bağlandığı, 1.1.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5821 sayılı Kanunun 7'nci maddesi ile yapılan değişikliğin ardından, 1.1.2005 tarihinden itibaren belli bir parayı ihtiva etmeyen taahhütnamelerin damga vergisine tabi olmadığı, olayda; Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğleri ekinde yer alan taahhütnameler, bir taahhüdü içeriyor olmakla birlikte, söz konusu taahhüt malın bedeline değil, satın alınan malın, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununda öngörüldüğü şekilde kullanılıp kullanılmayacağına, dolayısıyla bir işin yapılıp yapılmamasına, yani paradan mücerret bir edimin ifasına ilişkin olması nedeniyle, yukarıda yer alan düzenlemeler uyarınca damga vergisine tabi tutulamayacakları, anılan kağıtların nispi oranda damga vergisine tabi tutulması gerektiği yolunda düzenlemelere yer verilen dava konusu (17) sayılı Damga Vergisi Sirküleri ile bu Sirkülerin noter odası başkanlıklarına ve noterlere duyurulmasına ilişkin Türkiye Noterler Birliğinin 3.5.2007 tarih ve 20 sayılı Genelgesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davaya konu düzenlemeleri iptal etmiştir.

Maliye Bakanlığı tarafından; 488 sayılı Kanunun 1'inci maddesinde, Kanuna ekli (I) sayılı Tabloda yer alan, belli bir parayı ihtiva eden taahhütnamelerin damga vergisine tabi olduğu kurala bağlanmış olup, kanuni düzenlemeye açıklık getiren sirkülerin idari davaya konu edilebilecek nitelikte idari bir işlem sayılamayacağı, Noterler Birliği tarafından da sirkülerin, genelgeyle duyurulmasının görevleri arasında bulunduğu, usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi :Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemlerin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay 9. Dairesinin 19.10.2015 gün ve E:2013/867, K:2015/10942 sayılı kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz istemlerinin reddine, 28.9.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.