2016/5749 K. 2018/10296 T. 12.12.2018

11. CD., E. 2016/5749 K. 2018/10296 T. 12.12.2018

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2016/5749
Karar No.: 2018/10296
Karar tarihi: 12.12.2018
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet

HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın türü ve süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 318. maddesi uyarınca reddine oy birliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü:

Sanık hakkında 2010 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesi:

1- Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 20.02.2013 tarihli iddianamesi ile vergi tekniği raporları ile mütalaya uygun olarak sanık hakkında "2010 takvim yılında sahte fatura kullanmak" suçundan kamu davası açıldığı; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/b-1 maddesinde düzenlenen “sahte fatura kullanmak” suçu ile 359/a-2 maddesinde düzenlenen "muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma" suçunun birbirinden farklı ve bağımsız suçlar olduğu gözetilmeden, muhteviyatı itibarıyla sahte ve yanıltıcı belge kullanmak suçundan ve gerekçe ile hükümde çelişki oluşturmak suretiyle mahkumiyet hükmü kurulması,

2- Sanığın suçlara konu olan faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını savunması nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;

a) Suçlara konu olan faturaları düzenleyen mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,

b) Faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların verilmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,

c) Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;

aa) Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullanan sanığın şirketine ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi,

bb) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan sanığın şirketinin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,

Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

3- Kabule göre;

a-Aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda verilen Katma Değer Vergisi beyannamelerinin birden fazla sahte fatura kullanma eylemini oluşturduğu gözetilerek zincirleme olarak işlenen suç nedeniyle sanık hakkında TCK'nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

b-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından sonuç ceza miktarı itibarı ile sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 12.12. 2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.