2016/599 K. 2016/1269 T. 14.12.2016

VDDK., E. 2016/599 K. 2016/1269 T. 14.12.2016

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/599
Karar No.: 2016/1269
Karar tarihi: 14.12.2016
 

Anahtar Kelimeler : 6111 Sayılı Kanun, Af Kapsamında Yapılandırma, Kısmi Af Başvurusu

Özeti : Açılmış olan davalardan kısmen vazgeçilmek suretiyle 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma yapılamayacağı hakkında.

Temyiz Eden : Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü

Vekili : Av. ...

Karşı Taraf : ... Turizm Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi

Vekili : Av. ...

İstemin Özeti : Davacı tarafından 6111 sayılı Kanun’un 3'üncü maddesinden kısmen yararlandırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 5.5.2011 tarih ve 12536 sayılı işlem davaya konu edilmiştir.

Antalya 2. Vergi Mahkemesi 29.3.2012 gün ve E:2011/590, K:2012/251 sayılı kararıyla; 6111 sayılı Kanunun 3'üncü madde hükmüne yer verdikten sonra; davacı adına tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine karşı açılan davada Antalya 1.Vergi Mahkemesinin 23.3.2011 gün ve E:2010/945 K:2011/474 sayılı kararıyla, düşük bedelli fatura düzenleme sebebiyle bulunan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatlar yönünden davanın reddedilmesi, arsa sahiplerine yapılan teslimlere yönelik tarhiyatın kaldırılması üzerine davacının 20.4.2011 tarihli dilekçe ile tarhiyatın, davanın reddine ilişkin kısmı hakkında 6111 sayılı Kanun’un 3'üncü maddesinden faydalanmak istemesi üzerine idare tarafından, aynı esas sayılı dosyada dava konusu yapılan farklı dönemlere ait kısmi yapılandırma talebinin kabul edilemeyeceği belirtilerek dilekçenin işleme konulamayacağının bildirilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı, mükellefler tarafından; bir dönemde birden fazla fiil sebebiyle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi nedeniyle birden fazla tarh nedeni ile vergi tarh edilmesi karşısında bu vergilere karşı tek dava açılabileceği gibi birden fazla dava açılması da tabi olup dolayısıyla tarh edilen vergilerin tamamına veya bir kısmına karşı uzlaşma ya da feragat dilekçesi verebilecekleri, buna göre tek dilekçede dava konusu edilen birden fazla matrah farkından doğan tarhiyata ilişkin olarak 6111 sayılı Kanun’dan kısmen faydalanılması mümkün olup Kanunda böyle bir başvuru yapılamayacağı hususunda bir hüküm bulunmadığı gibi bu hususta bir düzenleme yapabilme konusunda da yetki verilmediği gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.

Vergi idaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 24.3.2015 gün ve E:2013/4520, K:2015/1575 sayılı kararıyla; 6111 sayılı Kanun’un 3'üncü maddesinin 1'inci fıkrasında, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği, 10'uncu fıkrasında, bu madde hükmünden yararlanılması için madde kapsamına giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmamasının şart olduğu, aynı kanunun 20'nci maddesinin 5'inci fıkrasının (a) işaretli alt bendinde, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri gereken borçluların, bu kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri gerektiğinin hüküm altına alındığı, yukarıda yer verilen maddelerde açık biçimde belirtildiği üzere, ilgililerin sözü edilen yasadan yararlanmak amacıyla süresi içinde yapmış oldukları başvurularında, dava açmayacakları veya açmış oldukları davalardan vazgeçtiklerine ilişkin iradelerini belirtmelerinin şart olduğu, dolayısıyla, açılmış olan davalardan kısmen vazgeçilmek suretiyle 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma yapılmasının mümkün olmadığı, yapılandırma, davalardan tamamen vazgeçme ön koşuluna bağlandığından, davalı idarece tesis edilen işlemde yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Antalya 2. Vergi Mahkemesi, 17.11.2015 gün ve E:2015/1077, K:2015/1737 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; 6111 sayılı Kanun ve kanunun verdiği yetkiye istinaden çıkarılan genel tebliğ ve iç genelgelerin ilgili düzenlemeleri uyarınca, davaların dosya bazında değerlendirilmesi gerektiği, aynı esas numarasında dava konusu yapılan farklı dönemlerin bulunması halinde dönemler bazında kısmi yapılandırma yapılacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Davacı tarafından, 6111 sayılı Kanun’un 3'üncü maddesinden kısmen yararlandırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali yolundaki ısrar kararı temyiz edilmiştir.

Danıştay Üçüncü Dairesinin, 24.3.2015 gün ve E:2013/4520, K:2015/1575 sayılı kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile Antalya 2. Vergi Mahkemesinin, 17.11.2015 gün ve E:2015/1077, K:2015/1737 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 14.12.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.