2016/629 K. 2016/619 T. 25.5.2016

VDDK., E. 2016/629 K. 2016/619 T. 25.5.2016

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/629
Karar No.: 2016/619
Karar tarihi: 25.05.2016

İstemin Özeti: Davacı şirket adına, nezdinde yapılan aramalı incelemede, şirket yetkilisinin rızası ile bilgisayardan alınan imajlarda bulunan ve şirket yetkilisince muhasebe kayıtlarının takip edildiği program olarak beyan edilen programın tetkiki sonucu, çift kayıt kullanılmak suretiyle bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolunda düzenlenen inceleme raporu uyarınca Haziran 2010 dönemi için tekerrür hükümleri uygulanarak re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi davaya konu yapılmıştır.

Ankara 1. Vergi Mahkemesi, 17.6.2014 gün ve E:2013/2146, K:2014/1593 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, F1 Plastik Limite Şirketi, F2 Tekstil Limited Şirketi ile perde ticareti faaliyetinde bulunan davacı şirketin ortağı ve müdürü olan K1 hakkında yapılan ihbar sonucu Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesinin arama kararına istinaden bu kişinin işyeri adresinde 7.7.2011 tarihinde yapılan aramada ele geçirilen 172 adet klasör ile bir koli içinde alış faturaları, bilgisayar ve harddisklerin imajları ile muhasebe kayıtlarını takip ettiği X1 programının yedeklerinin incelenmesi sonucu davacı şirketin, N1 ve N2 kodlu olmak üzere iki ayrı muhasebe kaydı tuttuğunun tespit edildiği, N1 kodlu kaydın, satış faturaları, yevmiye defteri ve beyanlarıyla uyumlu olduğu, N2 kodlu kayıtta yer alan satışların yarısının yasal kayıtlara aktarıldığı ve katma değer vergisi oranının da olması gerekenin yarısı tutarında gösterildiği, inceleme elemanınca, kurum lehine maliyet unsuru dikkate alınarak kayıt dışı hasılatın belirlendiği, davacı şirket nezdinde yapılan aramalı inceleme sonucu şirket yetkilisinin rızası ile bilgisayardan alınan imajlarda bulunan ve şirket yetkilisince muhasebe kayıtlarının takip edildiği program olarak beyan edilen X1 programının tetkiki ile bazı satışlarda çift kayıt kullanıldığı şirket yetkilisi nezdinde düzenlenen tutanakla tespit edildiğinden, çift defter kullanılmadığının, hasılatın gizlenmediğinin ispat yükünün davacıya ait olduğu, şirket yetkilisince; 2010, 2011 yıllarında toplam 3.000.000,00 TL'ye yakın çek ve senedin tahsil edilemediği, müşterilerden alınan çek ve senetlerin vadelerinin bir yıldan iki yıla kadar olması nedeniyle geleceğe yönelik tahsil kabiliyetinin ne olacağının da bilinemediği, müşterilerin ödemelerini yapmasından sonra alacakları varsa iade edildiği, bakiye kalması halinde fatura kesildiği, alacakların takibi için iki kayıt sistemi oluşturulduğu, çift defter kullanımına yönelik bir kastın bulunmadığı ileri sürülmüş ise de N2 kodlu kayıtta gösterilen satışların gerçek satışlar olduğu, tahsil edilemediği için N1 kodlu kayıtta eksik hasılat gösterildiğinin şirket yetkilisince kabul edildiği ayrıca, sonradan tahsil edilen tutarlar için fatura düzenlendiğinin de tespit edilemediği, vergiyi doğuran olayın mal teslimi ile ortaya çıktığı dikkate alındığında, davacı iddialarının yerinde olmadığı, davacı şirket tarafından Ankara 13.Asliye Ceza Mahkemesine sunulan bilirkişi raporunun lehlerine olduğu belirtilmekte ise de incelemenin sadece 3 adet faturaya ilişkin olmadığı, 3 adet faturaya ilişkin işlemlerin örnek teşkil etmek üzere vergi inceleme raporunda gösterildiği, iki hesabın karşılaştırılması sonucu satılan malların nevi ve niteliklerinin aynı olduğu, birim fiyatları farklı gösterilerek hasılatın yarısının yasal defter ve beyanlara yansıtıldığı, hesaplarda gösterilen tutarlar ile hasılat dışı tutarın davacı nezdinde düzenlenen tutanakla tespit edildiği, N2 nolu kaydın alacakların takibi amacıyla tutulan yardımcı kayıt niteliğinde olmayıp, gerçek satışların takibinde kullanıldığı ve iki kayıt kullanılmak suretiyle vergi matrahının azaltıldığı sonucu varıldığından, üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde yasaya aykırılık bulunmadığı ancak, 2009 yılı için kesilerek 2010 yılında kesinleşen vergi ziyaı cezasının, tekerrüre esas alınamayacağı gerekçesiyle üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden davayı reddetmiş; vergi ziyaı cezasının tekerrüre ilişkin kısmını kaldırmıştır.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 9.2.2015 gün ve E:2014/6125, K:2015/222 sayılı kararıyla; temyiz dilekçesinde katma değer vergisine ilişkin olarak ileri sürülen iddiaların, kararın buna ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediği, Vergi Mahkemesince, vergiyi doğuran olayın mal teslimi ile ortaya çıktığı, bu nedenle, tahsil edilemeyen tutarlar için de fatura düzenlemeyen davacının, bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı sonucuna varılarak tarhiyata uygulanan vergi ziyaı cezası hakkında hüküm kurulmuş ise de olayda, davacının muhasebe işlemlerini kaydettiği bilgisayar ortamında yer alan verilerden hareketle kayıt dışı hasılat tespit edildiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359'uncu maddesinde yer aldığı şekilde davacının başka kayıt ortamlarında tespit edilmiş bir hasılatı bulunmadığı gibi kayıt dışı hasılatın davacının kendi muhasebe kayıtları üzerinden tespit edildiği sabit olduğundan, vergi ziyaı cezasının üç kat kesilmesini gerektiren fiillerin olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle kararın, vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş; diğer temyiz istemini ve tarafların karar düzeltme istemlerini reddetmiştir.

Bozma kararına uymayan Ankara 1. Vergi Mahkemesi, 5.2.2016 gün ve E:2016/244, K:2016/213 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; vergi ziyaı cezasının, ziyaı uğratılan verginin kaç katına göre hesaplanacağı, eylemin niteliğine göre tayin edilmiş olup, iki kayıt kullanmak eylemi, 213 sayılı Kanunun 359'ncu maddesi kapsamında bulunan davacı şirket adına, ziyaı uğratılan verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı gibi uyuşmazlığın niteliği, matrahın bulunuş şekli ve benzeri sebeplerin, cezanın üç kattan bir kata indirilmesini hukuka uygun kılmayacağı gerekçesiyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ilk kararında ısrar etmiştir.

Davacı tarafından; üç adet faturanın genele teşmil edilmesinin hukuka aykırı olduğu, şirket müdürü hakkında bu nedenle beraat kararı verildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Ankara 1. Vergi Mahkemesinin, 5.2.2016 gün ve E:2016/244, K:2016/213 sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 25.5.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.