2016/639 K. 2016/626 T. 25.5.2016

VDDK., E. 2016/639 K. 2016/626 T. 25.5.2016

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/639
Karar No.: 2016/626
Karar tarihi: 25.05.2016

İstemin Özeti: Davacı şirket adına, nezdinde yapılan aramalı incelemede, şirket yetkilisinin rızası ile bilgisayardan alınan imajlarda bulunan ve şirket yetkilisince muhasebe kayıtlarının takip edildiği program olarak beyan edilen programın tetkiki sonucu çift kayıt kullanılmak suretiyle bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolunda düzenlenen inceleme raporu uyarınca Ekim ilâ Aralık 2010 dönemi için tekerrür hükümleri uygulanarak re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı geçici vergi davaya konu yapılmıştır.

Ankara 1. Vergi Mahkemesi, 17.6.2014 gün ve E:2013/2161, K:2014/1601 sayılı kararıyla; davaya konu tarhiyatın dayanağı olan 2010 yılına ait üç kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisine karşı açılan dava, Mahkemelerinin 17.06.2014 gün ve E:2013/2162, K:2014/1597 sayılı kararı ile reddedildiğinden, mahsup döneminin geçmiş olması nedeniyle aslı aranmayacak olan geçici vergi nedeniyle, verginin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezasında yasaya aykırılık bulunmadığı ancak, 2009 yılı için kesilerek 2010 yılında kesinleşen vergi ziyaı cezasının, tekerrüre esas alınamayacağı gerekçesiyle üç kat vergi ziyaı cezası yönünden davayı reddetmiş; geçici vergi ile vergi ziyaı cezasının tekerrüre ilişkin kısmını kaldırmıştır.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 9.2.2015 gün ve E:2014/6189, K:2015/229 sayılı kararıyla; temyiz dilekçesinde geçici vergiye ilişkin olarak ileri sürülen iddiaların, kararın buna ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediği, Vergi Mahkemesince, vergiyi doğuran olayın mal teslimi ile ortaya çıktığı, bu nedenle, tahsil edilemeyen tutarlar için de fatura düzenlemeyen davacının, bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı sonucuna varılarak tarhiyata uygulanan vergi ziyaı cezası hakkında hüküm kurulmuş ise de olayda, davacının muhasebe işlemlerini kaydettiği bilgisayar ortamında yer alan verilerden hareketle kayıt dışı hasılat tespit edildiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359'uncu maddesinde yer aldığı şekilde davacının başka kayıt ortamlarında tespit edilmiş bir hasılatı bulunmadığı gibi kayıt dışı hasılatın davacının kendi muhasebe kayıtları üzerinden tespit edildiği sabit olduğundan, vergi ziyaı cezasının üç kat kesilmesini gerektiren fiillerin olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle kararın, vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş; diğer temyiz istemini ve tarafların karar düzeltme istemlerini reddetmiştir.

Bozma kararına uymayan Ankara 1. Vergi Mahkemesi, 5.2.2016 gün ve E:2016/253, K:2016/211 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; vergi ziyaı cezasının, ziyaı uğratılan verginin kaç katına göre hesaplanacağı, eylemin niteliğine göre tayin edilmiş olup, iki kayıt kullanmak eylemi, 213 sayılı Kanunun 359'ncu maddesi kapsamında bulunan davacı şirket adına, ziyaı uğratılan verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı gibi uyuşmazlığın niteliği, matrahın bulunuş şekli ve benzeri sebeplerin, cezanın üç kattan bir kata indirilmesini hukuka uygun kılmayacağı gerekçesiyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ilk kararında ısrar etmiştir.

Davacı tarafından; üç adet faturanın genele teşmil edilmesinin hukuka aykırı olduğu, şirket müdürü hakkında beraat kararı verildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Ankara 1. Vergi Mahkemesinin, 5.2.2016 gün ve E:2016/253, K:2016/211 sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 25.5.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.