2016/7380

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU BAŞVURUSU (4)

(Başvuru Numarası: 2016/7380)

 

Karar Tarihi: 12/1/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Mustafa İlhan ÖZTÜRK

Başvurucu

:

Kemal KILIÇDAROĞLU

Vekilleri

:

Av. Çiğdem Çağlayan DEMİROĞLU

 

 

Av. Celal ÇELİK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, bir siyasi parti lideri olan başvurucunun bir mitingde Başbakan'a karşı söylediği sözler nedeniyle aleyhine tazminata hükmedilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 19/4/2016 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

7. Olayların meydana geldiği tarihte Başbakan olan, daha sonra Cumhurbaşkanı seçilmiş olup hâlen bu görevine devam eden Recep Tayyip Erdoğan (davacı) 2/6/2013 tarihinde katılmış olduğu bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalar yapmıştır. Söz konusu programda ağırlıklı olarak o tarihlerde gündemi yoğun şekilde meşgul eden ve Gezi Parkı eylemleri olarak bilinen protesto gösterileri ile birlikte başka birçok konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştur.

8. Olayların geçtiği tarihte ve hâlen Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) genel başkanı olan başvurucu ise 29/10/2013 tarihinde Tandoğan Meydanı'ndaki mitingde davacının yapmış olduğu açıklamalarla ilgili olarak sert eleştirilerde bulunmuştur.

9. Davacı, başvurucunun anılan konuşmasında kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla 1/11/2013 tarihinde Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) 100.000 TL'lik manevi tazminat davası açmıştır. Davacı; başvurucunun konuşmasında kendisine hakaret ettiğini, ifade özgürlüğü ve eleştiri sınırlarını aşan sözler sarf ederek kişisel haklarına saldırıda bulunduğunu ileri sürmüştür. Mahkeme 8/5/2014 tarihli kararla davanın kısmen kabulü ile başvurucunun davacıya 10.000 TL tazminat ödemesine karar vermiştir.

10. Başvurucunun temyizi üzerine karar, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince 8/6/2015 tarihinde oyçokluğuyla onanmıştır. Başvurucu 28/8/2015 havale tarihli dilekçe ile karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Daire 11/2/2016 tarihinde karar düzeltmeye konu tutarın 12.690 TL'den az olması durumunda bu yola başvurulamayacağı, somut olayda söz konusu tutarın bu düzeye ulaşmadığı gerekçesiyle dilekçenin reddine karar vermiştir.

11. Söz konusu karar düzeltme talepli dilekçenin reddi kararı başvurucuya 22/3/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup başvurucu 19/4/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Kanun Hükümleri

12. 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“I. Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir;

...

III. Yargıtayın aşağıdaki kararları hakkında karar düzeltmesi yoluna gidilemez.

1-Miktar veya değeri ALTI MİLYAR liradan az olan davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin kararlar''

13. 1086 sayılı mülga Kanun’un 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle eklenen ek 4. maddesi şöyledir:

“Görev, kesin hüküm, istinaf, temyiz, Yargıtayda duruşma, senetle ispata ve sulh mahkemelerindeki taksim davalarında muhakeme usulünün belirlenmesine ilişkin maddelerdeki parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların onmilyon lirayı aşmayan kısımları dikkate alınmaz. Bu uygulama nedeniyle mahkemelerce görevsizlik kararı verilemez.

Yukarıdaki fıkra uyarınca her takvim yılı başından geçerli olmak üzere uygulanan parasal sınırların artışı, artışın yürürlüğe girdiği tarihten önce ilk derece mahkemelerince nihaî olarak karara bağlanmış davalar ile bölge adliye mahkemesi kararı üzerine yeniden bakılan davalarda ve Yargıtayın bozma kararı üzerine kararı bozulan mahkemece yeniden bakılan davalarda uygulanmaz.”

B. Yargıtay İçtihatları

14. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 31/1/2007 tarihli ve E.2007/4-48, K.2007/46 sayılı kararı ile HGK'nın 25/11/2005 tarihli ve E.2014/13-443, K.2015/2688 sayılı kararında karar düzeltme yoluna başvurulabilmesine olanak tanıyan parasal sınırların her yıl belirlendiği, karar düzeltme sınırında davadaki miktar ve değer yerine asıl istemin kabul ve reddedilen bölümünün esas alınacağı ve bu miktarın altında kalan başvurular için karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği hususları belirtilmiştir.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Mahkemenin 12/1/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

16. Başvurucu, kendisinin ana muhalefet partisi genel başkanı olarak somut bir duruma ilişkin olarak siyasi sorumluluğu gereği değerlendirmelerde bulunduğunu ve kendisinin siyasi eleştirilerde bulunma hakkının olduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu; siyasetçilerin kendilerine yönelik eleştirilere karşı daha tahammüllü olması gerektiğini ifade ederek davacıya yönelik eleştiri mahiyetindeki paylaşımlarından dolayı manevi tazminat ödemesinin ifade özgürlüğünü, yeterli delil toplanmadan karar verilmesinin de adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir.

B. Değerlendirme

17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının bir bütün olarak ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

18. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri de başvuru süresidir. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması gereken bir usul hükmüdür.

19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.

20. Başvuru konusu olayda davacı tarafından Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan manevi tazminat davasında verilen 8/5/2014 tarihli kararla dava kısmen kabul edilmiş ve başvurucunun 10.000 TL manevi tazminat ödemesine karar verilmiştir. Başvurucunun temyiz isteği üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 8/6/2015 tarihli kararıyla anılan hükmün onanmasına karar verilmiştir. Başvurucu tarafından onama kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmuş, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince dava değeri itibarıyla karar düzeltme yoluna başvurulamayacağı gerekçesiyle 11/2/2016 tarihinde karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

21. Karar düzeltme yolu kapalı olan hüküm, temyiz onama karar tarihi itibarıyla kesinleşir. İlgili onama kararında karar düzeltme yoluna gidilebileceğine ilişkin bir ibare yer almadığı ve inceleme tarihi itibarıyla uyuşmazlığa konu değer karar düzeltme sınırının altında olduğundan karar düzeltme dilekçesi reddedilmiş olmakla hükmün 8/6/2015 tarihli onama kararıyla kesinleştiği ve başvurucunun nihai kararı en geç karar düzeltme talebinde bulunduğu 28/8/2015 tarihinde öğrendiği kabul edilmelidir. Başvurucunun nihai kararı öğrendiği 28/8/2015 tarihinden itibaren otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 19/4/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır (benzer yöndeki bir karar için bkz. Erendiz Önal, B. No: 2014/1133, 30/6/2014).

22. Açıklanan gerekçelerle başvuru yollarının tüketildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 12/1/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.