2016/768 K. 2016/789 T. 22.6.2016

VDDK., E. 2016/768 K. 2016/789 T. 22.6.2016

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/768
Karar No.: 2016/789
Karar tarihi: 22.06.2016

İstemin Özeti: Davacı adına, Temmuz-Eylül 2004 dönemi için re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı geçici vergi ile hesaplanan gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen 9.11.2010 tarih ve 739 sayılı ödeme emri davaya konu yapılmıştır.

Ankara 6. Vergi Mahkemesi, 10.2.2016 gün ve E:2016/256, K:2016/219 sayılı kararıyla; Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 26.11.2014 gün ve E:2014/918, K:2014/1197 sayılı bozma kararına uyarak; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 102'nci maddesi, 103'üncü maddesinin 2'nci fıkrası ve 107'nci maddesine göre tebligatın hem posta hem de memur vasıtasıyla yaptırılabileceği, memur vasıtasıyla tebliğ yaptırılması durumunda da posta yoluyla tebliğe ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği, posta yoluyla yapılacak tebligatlarda tebliğ alındılarının 102'nci maddeye göre düzenlenerek tutanak haline getirilmesi zorunlu olduğu gibi memur eliyle tebliğ yapılması halinde de tebliğ yapılacak mükellefin adreste geçici ya da daimi bulunup bulunmadığı, adresin değiştirilip değiştirilmediği hususlarının yasada öngörülen usule uygun olarak tespit edilmesi ve bu durumun adres tespit tutanağına yazılması, ayrıca davacının bilinen adreslerine yönelik olarak yapılacak tüm bu işlemlerin ilanen tebliğ işleminden önce gerçekleştirilerek tamamlanması gerektiği, incelenen dosyada, davacı adına yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnamenin, bilinen "A1 " adresinde 16.12.2009 tarihinde ve diğer bilinen "A2" adresinde 23.12.2009 tarihinde memur eliyle tebliğ edilmeye çalışıldığı, mahalle muhtarları nezdinde düzenlenen adres tespit tutanakları ile adreste bulunamama halinin tespit edildiği, 19.12.2009 tarihinde ise ilanen tebliğ işleminin gerçekleştirilerek amme alacağının kesinleştirildiğinin anlaşıldığı, ilanen tebliğ işlemleri 213 sayılı Kanunun 102 ve 103'üncü maddelerinde belirtilen usul ve esaslara göre yapılmakta olup, tebliğ muhatabının bilinen adresi yanlış veya değişmiş olması ve bu yüzden gönderilmiş olan mektubun geri gelmiş olması hallerinde, tebliğin ilanla yapılması mümkün olmakla birlikte, ilanen tebliğ işleminin gerçekleştirilmesinden önce muhataba bilinen tüm adreslerinde tebligat yapılmaya çalışılmasının yasal bir zorunluluk olduğu, dosyada bulunan tebliğ evraklarının incelenmesinden "A2" adresinde düzenlenen tutanağın 23.12.2009 tarihli olduğu, ilanen tebliğ işleminin ise 19.12.2009 tarihinde gerçekleştirildiği anlaşıldığından, ilanen tebliğ işleminden önce davacının bilinen tüm adreslerinde tebliğe çalışılmadığı sonucuna varıldığı, usulüne uygun olarak tebliğ işlemleri tamamlanmadığı anlaşılan kamu alacağının kesinleştiğinin söylenemeyeceği gerekçesiyle ödeme emrini iptal etmiştir.

Davalı idare tarafından; davacının bilinen adreslerinde bulunamaması üzerine ilanen tebliğ yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi: K1

Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozma kararı uyarınca verilen kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasında, davanın incelendiği ilk derece yargı yeri kararının temyiz incelemesi sonunda bozulmasından sonra bozmaya uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmesi halinde, bu karara karşı yapılan temyiz isteminin İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından inceleneceği ve Kurulların kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu öngörülmekle; yargılamanın bu aşamasında, ne bozulmakla kaldırılan ilk karar ve ne de ısrar edilmekle hükmüne uyulmayan bozma kararına göre temyiz incelemesi yapılamayacağı için ısrar kararı, Vergi Dava Daireleri Kurulu kararıyla bozulan vergi mahkemesi tarafından yeniden verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunun, uyulması yasadan dolayı zorunlu olan Kurulun bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak incelenebileceğine ve bu incelemenin, uyulması zorunlu bozma kararını veren Kurulumuz tarafından yapılabileceğine; aynı nedenle temyiz isteminin Kurulumuzca incelenmesi gerektiğine; Kurul Üyeleri K2 ve K3'nun bu konudaki karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verilerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine vergi mahkemelerince verilen kararlar, bozma esaslarına uygunluk yönünden temyizen incelenebileceğinden, Ankara 6. Vergi Mahkemesinin 10.2.2016 gün ve E:2016/256, K:2016/219 sayılı kararının, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararındaki esaslara uygun olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine, 22.6.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Vergi Mahkemesinin ısrar kararının Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca bozulması üzerine, bu karara uyularak aynı Mahkemece verilen kararın temyizen bozulması istenilmektedir.

2575 sayılı Danıştay Kanununun 38'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, Vergi Dava Daireleri Kurulunun, vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararları ile vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği hükme bağlanmıştır. Dosyada temyizen bozulması istenilen karar vergi mahkemesince verilmiş bulunduğundan, temyiz başvurusunun Kurulca incelenebilmesi için, söz konusu kararın ısrar kararı niteliğinde olması gerekmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasında yer alan düzenlemeden, "ısrar" kararının, Danıştayın ilgili dava dairesince kararı bozulan ilk derece mahkemesinin bu karara uymaması, ilk kararında direnmesi olduğu anlaşılmaktadır. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun görevi, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu ile ilgilidir. Anılan 4'üncü fıkrada belirtildiği üzere Kurul, bu başvuruyu inceledikten sonra, dairenin bozma kararını uygun görürse, mahkemenin ısrar kararını bozar ve söz konusu kararı ortadan kaldırır. Israr kararı ortadan kalkan Mahkeme, bozma kararına uymak zorundadır. Bozma üzerine verilen vergi mahkemesi kararının temyizi halinde ise inceleme, kararın daire kararına uygunluğu yönünden olacaktır. Bu incelemey yapmaya yetkili merci de Vergi Dava Daireleri değil ilk bozma kararını veren dava dairesidir.

Bu nedenle ısrar niteliğinde bulunmayan kararı temyizen incelemek üzere dosyanın ilgili dava dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile temyiz isteminin esasının incelenmesi yolundaki karara katılmıyoruz.