2016/791 K. 2016/800 T. 28.9.2016

VDDK., E. 2016/791 K. 2016/800 T. 28.9.2016

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/791
Karar No.: 2016/800
Karar tarihi: 28.09.2016

İstemin_Özeti : Dava; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün 30.4.2009 tarih ve 2009/12 sayılı "Tam Beyanlı Yaygın Basitleştirilmiş Usul" konulu Genelgesinin iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Yedinci Dairesi, 19.1.2016 gün ve E:2016/47, K:2016/169 sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14'üncü maddesi ile 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24'üncü maddesi hükümlerine değindikten sonra; bir idari davanın ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştayda görülebilmesi için, idari davaya konu edilen idari işlemin düzenleyici nitelikte olması gerektiği, idare hukukunda, düzenleyici işlemin, idarenin, aynı durumda olan idare edilenler için bağlayıcı, soyut hukuk kuralı koyan, yani normatif nitelikte olan tek yanlı tasarrufları olduğu, bu nitelikte olmayan, alt idari birimlere ya da idare edilenlere açıklamalar getiren idari tasarruflar, Hukuk Düzeninde herhangi bir değişiklik yaratmayacaklarından, idare edilenler yönünden bağlayıcı, dolayısıyla da düzenleyici olamayacakları, idarenin bu nitelikteki bir işleminin idari yargı denetimine tabi tutulmasının, bu denetimin varlık nedenine uygun düşmeyeceği, davaya konu genelgede, genel olarak; tam beyanlı yaygın basitleştirilmiş usul çerçevesinde gümrük işlemleri yürütülen eşyaya ilişkin olarak özet beyana göre ortaya çıkan noksanlıklarda yapılacak işlemler ile basitleştirilmiş usulden yararlanılması durumunda alınacak teminatın türü ve bu usulden faydalanmak isteyenlerin taleplerinin değerlendirilmesine ilişkin hususların açıklandığının anlaşıldığı, bu bakımdan, davalı idarenin, tam beyanlı yaygın basitleştirilmiş usul çerçevesinde yapılacak işlemlerle ilgili olarak tüm Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüklerine yönelik talimat içeren ve idarenin iç işleyişi ile ilgili olan davaya konu Genelgenin, kural koyucu, yani düzenleyici olarak kabulüne ve iptali istemiyle açılan davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davayı, 2577 sayılı Kanunun 15'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendi uyarınca incelenmeksizin reddetmiştir.

Davacı tarafından; kanunda yer almayan belgelerin Genelgeyle istenmesinin hukuka aykırı olduğu, pek çok uygulama işleminin söz konusu düzenlemeye dayandığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi : Kamu gücüne dayanılarak kurulan, kesin ve yürütülmesi zorunlu, yani etkili olan ve düzenleyici olma niteliğini kural koymasından aldığı için normatif değer taşıyan düzenleyici işlem niteliğindeki davaya konu genelgenin, 2575 sayılı Kanunun 24'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (c) bendi uyarınca Danıştayda davaya konu edilebilmesinde hukuka aykırılık görülmediğinden, davaya konu genelgenin üst hukuk normlarına ve hukuka uygun olup olmadığı incelenerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, düzenleyici idari işlemin bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün 30.4.2009 tarih ve 2009/12 sayılı "Tam Beyanlı Yaygın Basitleştirilmiş Usul" konulu Genelgesinin iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendi uyarınca incelenmeksizin reddine ilişkin Daire kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Danıştay Kanununun 24'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (c) bendinde; Bakanlıkların düzenleyici işlemleri ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak iptal davalarının ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görüleceği kurala bağlanmıştır. İdari bir işleme karşı ilk derecede Danıştayda dava açılabilmesi için işlemin, yürütülmesi gereken genel düzenleyici idari işlem niteliğini taşıması gereklidir. İdare hukuku ilkelerine göre düzenleyici işlemler, kamu gücüne dayanılarak kurulan, kesin ve yürütülmesi zorunlu olup düzenleyici olma niteliğini kural koymasından alan ve bu nedenle normatif değer taşıyan tek yanlı işlemlerdir.

İdarenin kendi görev alanı içerisinde Anayasa ve yasalara uygun olmak koşuluyla genel ve soyut nitelikte kurallar koymak için düzenleyici işlemler yapma yetkisi bulunmaktadır. Anayasada düzenleyici işlemler tüzük ve yönetmelikler olarak belirtilmiş ise de düzenleme yetkisi bununla sınırlı olmayan idareler, genelge, tamim, sirküler gibi değişik adlar altında da düzenleyici işlemler yapmaktadırlar. Danıştayın yerleşik kararlarında, idarenin, örgütlerine, mevcut mevzuat anlayışını bildiren, onlara hareket tarzlarını gösteren bu haliyle de üçüncü şahısların hak ve menfaatlerini ihlal etmeyen genelgelerinin idari davaya konu olamayacakları ancak, böyle bir tasarruf, hukuk alemine yeni bir unsur kattığı; ilgililerin subjektif haklarını, menfaatlerini ihlal ettiği takdirde iptal davasına konu edilebilecekleri kabul edilmektedir.

Bu itibarla, davaya konu edilen işlemlerin, düzenleyici işlem niteliğinde olup olmadığının tespitinde, işlemin adının ne olduğundan öte, içeriğinin nitelendirilmesi önem arzetmektedir.

Davaya konu yapılan Genelgede, tam beyanlı yaygın basitleştirilmiş usul çerçevesinde yapılacak işlemlere ilişkin düzenlemeler getirildiği anlaşılmaktadır.

Kamu gücüne dayanılarak kurulan, kesin ve yürütülmesi zorunlu, yani etkili olan ve kural koymasından aldığı normatif değer nedeniyle düzenleyici işlem niteliği taşıdığı sonucuna varılan Genelgenin, 2575 sayılı Kanunun 24'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (c) bendi uyarınca Danıştayda davaya konu edilmesinde hukuka aykırılık görülmediğinden, Genelgenin üst hukuk normlarına ve hukuka uygun olup olmadığı incelenerek çözümlenmesi gereken davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Danıştay Yedinci Dairesinin, 19.1.2016 gün ve E:2016/47, K:2016/169 sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 28.9.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, Danıştay Yedinci Dairesince verilen kararın dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.