2016/867 K. 2016/964 T. 28.9.2016
VDDK., E. 2016/867 K. 2016/964 T. 28.9.2016
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/867
Karar No.: 2016/964
Karar tarihi: 28.09.2016
İstemin_Özeti : Davacı adına, işyeri kirasına ilişkin ödemelerini banka kanalıyla yapmaması nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355'inci maddesi uyarınca Kasım, Aralık 2008, Ocak ilâ Temmuz 2009 dönemleri için kesilen özel usulsüzlük cezaları ile sevk irsaliyesine düzenleme tarihinin yazılmaması sebebiyle aynı Kanunun 353'üncü maddesinin 2'nci fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezaları davaya konu yapılmıştır.
Ankara 2.Vergi Mahkemesi, 31.3.2015 gün ve E:2015/528, K:2015/886 sayılı kararıyla, Mahkemelerince, 213 sayılı Kanunun 353'üncü maddesinin 2'nci fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası ile mükerrer 355'inci madde uyarınca Nisan, Mayıs, Haziran 2009 dönemleri için kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması; Kasım, Aralık 2008, Ocak, Şubat, Mart, Temmuz 2009 dönemleri için kesilen özel usulsüzlük cezaları yönünden davanın reddi yolunda verilen kararın, redde ilişkin hüküm fıkrasının, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun, 18.6.2014 gün ve E:2014/359, K:2014/570 sayılı kararıyla bozulması üzerine; bozma kararı uyarınca verilen ara kararına cevaben gönderilen belgelerden, işyeri kira ödemelerinin banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilemediğinin somut ve hukuken geçerli şekilde tespit edilmediği gerekçesiyle özel usulsüzlük cezalarını kaldırmıştır.
Davalı idare tarafından; işyeri kira bedellerini banka kanalıyla ödemediği, sevk irsaliyesine düzenleme tarihinin yazılmadığının tespiti üzerine kesilen özel usulsüzlük cezalarının 213 sayılı Kanuna uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : K1
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozma kararı uyarınca verilen kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasında, davanın incelendiği ilk derece yargı yeri kararının temyiz incelemesi sonunda bozulmasından sonra bozmaya uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmesi halinde, bu karara karşı yapılan temyiz isteminin İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından inceleneceği ve Kurulların kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu öngörülmekle; yargılamanın bu aşamasında, ne bozulmakla kaldırılan ilk karar ve ne de ısrar edilmekle hükmüne uyulmayan bozma kararına göre temyiz incelemesi yapılamayacağı için ısrar kararı, Vergi Dava Daireleri Kurulu kararıyla bozulan vergi mahkemesi tarafından yeniden verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunun, uyulması yasadan dolayı zorunlu olan Kurulun bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak incelenebileceğine ve bu incelemenin, uyulması zorunlu bozma kararını veren Kurulumuz tarafından yapılabileceğineynı nedenle temyiz isteminin Kurulumuzca incelenmesi gerektiğine; Kurul Üyeleri K2 ve K3'ün bu konudaki karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verilerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı adına, işyeri kirasına ilişkin ödemelerini banka kanalıyla yapmaması nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355'inci maddesi uyarınca Kasım, Aralık 2008, Ocak ilâ Temmuz 2009 dönemleri için kesilen özel usulsüzlük cezaları ile sevk irsaliyesine düzenleme tarihinin yazılmaması sebebiyle de aynı Kanunun 353'üncü maddesinin 2'nci fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarına karşı açılan davayı, Kasım, Aralık 2008, Ocak, Şubat, Mart, Temmuz 2009 dönemleri için kesilen özel usulsüzlük cezaları yönünden reddeden, diğer dönemler için kesilen cezaları kaldıran Vergi Mahkemesi kararının, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasından sonra verilen karar, vergi idaresi tarafından temyiz edilmiştir.
Vergi Mahkemesinin ilk kararının, 213 sayılı Kanunun 353'üncü maddesinin 2'nci fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası ile mükerrer 355'inci maddesi uyarınca Nisan, Mayıs, Haziran 2009 dönemleri için kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen ilk kararın diğer hüküm fıkralarının bozulmasından sonra verilen ısrar kararının varlığı, ilk kararın kesinleşen hüküm fıkrasının yeniden temyizen incelenmesini olanaklı kılmayacağından, söz konusu hüküm fıkrasına karşı yapılan temyiz iddialarının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine vergi mahkemelerince verilen kararlar, bozma esaslarına uygunluk yönünden temyizen incelenebileceğinden, Ankara 2.Vergi Mahkemesinin, 31.3.2015 gün ve E:2015/528, K:2015/886 sayılı kararının; Kasım, Aralık 2008, Ocak, Şubat, Mart, Temmuz 2009 dönemleri için kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararındaki esaslara uygun olduğu anlaşıldığından, söz konusu hüküm fıkrasına karşı temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin, kesinleşen hüküm fıkralarına yönelik temyiz isteminin incelenmeksizin reddine; bozma kararı uyarınca kaldırılan cezalara ilişkin hüküm fıkrasına karşı yapılan temyiz isteminin ise reddine, 28.9.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY
Dosyada; Vergi Mahkemesi kararın ısrara ilişkin hüküm fıkrasının Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca bozulması üzerine, bu karara uyularak aynı Mahkemece verilen kararın temyizen bozulması istenilmektedir.
2575 sayılı Danıştay Kanununun 38'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, Vergi Dava Daireleri Kurulunun, vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararları ile vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği hükme bağlanmıştır. Dosyada temyizen bozulması istenilen karar vergi mahkemesince verilmiş bulunduğundan, temyiz başvurusunun Kurulca incelenebilmesi için, söz konusu kararın ısrar (direnme) kararı niteliğinde olması gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 3'üncü ve 4'üncü fıkralarında yer alan düzenlemeden, "ısrar" kararının, Danıştayın ilgili dava dairesince kararı bozulan ilk derece mahkemesinin bu karara uymaması, ilk kararında direnmesi olduğu çok açık biçimde görülmektedir. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun görevi, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu ile ilgilidir. Anılan 4'üncü fıkrada açıkça belirtildiği üzere, Kurul, bu başvuruyu inceledikten sonra, bozma kararını uygun görürse, mahkemenin ısrar kararını bozar ve direnme kararını ortadan kaldırır. Direnme kararı ortadan kalkan Mahkeme, bozma kararına uymak zorundadır. Bu şekilde davranan mahkeme, gerçekte, Kurul kararıyla uygun görülen daire kararına uymuş demektir. Başka anlatımla; Kurulun bozma kararının gereği, kararı bozulan mahkemenin daire kararının gereklerine uygun karar vermesidir. Dolayısıyla, bu kararın temyizi halinde inceleme, kararın daire kararına uygunluğu yönünden olacaktır. Bunu yapmaya yetkili olan merci de, ilk bozma kararını veren dava dairesidir. Yani Kurul başvurunun incelenmesinde görevsizdir.
Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı uyarınca mahkemece yeniden inceleme yapılarak verilen karar, direnme kararı niteliğinde olmadığı halde temyiz dosyasını görüşen Danıştay Dördüncü Dairesince; temyizen incelenen kararın Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine verilen bir karar olması nedeniyle temyiz isteminin görüşülüp karara bağlanmasının anılan kurulun görevine girdiği gerekçesiyle dosyayı Vergi Dava Daireleri Kuruluna gönderdiği, Vergi Dava Daireleri Kurulunca da temyiz isteminin incelenerek karar verildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Kurul başvurunun incelenmesinde görevsiz olduğundan temyiz istemini inceleme olanağı bulunmadığı, bu halde de iki yargı yeri arasında görev uyuşmazlığı oluşacağı açık olup temyiz isteminin hangi yargı yerinde çözümleneceği hususunun belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerektiği oyu ile Kurul kararına katılmıyoruz.