2016/872 K. 2016/962 T. 28.9.2016
VDDK., E. 2016/872 K. 2016/962 T. 28.9.2016
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2016/872
Karar No.: 2016/962
Karar tarihi: 28.09.2016
İstemin_Özeti : F1 Toptan ve Perakende Gıda Giyim Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin ödenmeyen vergi borçların tahsili amacıyla, davacıdan olan alacağına 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi uyarınca haciz konulduğunu duyuran haciz bildirisine itiraz edilmediği ileri sürülerek düzenlenen 1.6.2012 tarih ve 1 ilâ 4; 25.5.2012 tarih ve 147 ilâ 151,153,155 ilâ 192,194 ilâ 205 sayılı ödeme emirleri davaya konu yapılmıştır.
İstanbul 4. Vergi Mahkemesi, 20.5.2015 gün ve E:2015/1123, K:2015/1254 sayılı kararıyla; Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 22.10.2014 gün ve E:2014/593, K:2014/860 sayılı bozma kararına uyarak, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58, 62 ve 79'uncu maddesinin 3'üncü fıkrasında yer alan düzenlemelere göre amme borçlusunun üçüncü şahıslardaki alacakları üzerine haciz uygulanabilmesi için borçlunun, üçüncü şahıs nezdinde alacağı olduğunun tespit edilmesi ve tespit edilen tutar için haciz konulması gerektiği, her ne kadar yukarıda yer verilen madde hükmü uyarınca haciz bildiriminin tebliğinden itibaren 7 gün içinde tahsil dairesine yazılı beyanda bulunulmamış ise de davalı idarece asıl borçlu şirketin davacıdan alacağı olduğu yolunda ve alacağın miktarına ilişkin somut bir tespit yapılmadığı, 6183 sayılı Kanunun 62'nci maddesinin 1'inci fıkrasında haciz için öngörülen koşulların oluşmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerini iptal etmiştir.
Davalı idare tarafından; haciz bildirisine karşı süresi içinde itiraz etmeyen davacı adına, zimmetinde sayılan borç nedeniyle düzenlenen ödeme emirlerinde Yasaya aykırılık bılunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : K1
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozma kararı uyarınca verilen kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasında, davanın incelendiği ilk derece yargı yeri kararının temyiz incelemesi sonunda bozulmasından sonra bozmaya uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmesi halinde, bu karara karşı yapılan temyiz isteminin İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından inceleneceği ve Kurulların kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu öngörülmekle; yargılamanın bu aşamasında, ne bozulmakla kaldırılan ilk karar ve ne de ısrar edilmekle hükmüne uyulmayan bozma kararına göre temyiz incelemesi yapılamayacağı için ısrar kararı, Vergi Dava Daireleri Kurulu kararıyla bozulan vergi mahkemesi tarafından yeniden verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunun, uyulması yasadan dolayı zorunlu olan Kurulun bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak incelenebileceğine ve bu incelemenin, uyulması zorunlu bozma kararını veren Kurulumuz tarafından yapılabileceğine; aynı nedenle temyiz isteminin Kurulumuzca incelenmesi gerektiğine; Kurul Üyeleri K2 ve K3'ün bu konudaki karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verilerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine vergi mahkemelerince verilen kararlar, bozma esaslarına uygunluk yönünden temyizen incelenebileceğinden, İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin, 20.5.2015 gün ve E:2015/1123, K:2015/1254 sayılı kararının, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararındaki esaslara uygun olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine, 28.9.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY
Dosyada; Vergi Mahkemesi direnme kararının Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca bozulması üzerine, bu karara uyularak aynı Mahkemece verilen kararın temyizen bozulması istenilmektedir.
2575 sayılı Danıştay Kanununun 38'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, Vergi Dava Daireleri Kurulunun, vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararları ile vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği hükme bağlanmıştır. Dosyada temyizen bozulması istenilen karar vergi mahkemesince verilmiş bulunduğundan, temyiz başvurusunun Kurulca incelenebilmesi için, söz konusu kararın ısrar (direnme) kararı niteliğinde olması gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 3'üncü ve 4'üncü fıkralarında yer alan düzenlemeden, "ısrar" kararının, Danıştayın ilgili dava dairesince kararı bozulan ilk derece mahkemesinin bu karara uymaması, ilk kararında direnmesi olduğu çok açık biçimde görülmektedir. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun görevi, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu ile ilgilidir. Anılan 4'üncü fıkrada açıkça belirtildiği üzere, Kurul, bu başvuruyu inceledikten sonra, bozma kararını uygun görürse, mahkemenin ısrar kararını bozar ve direnme kararını ortadan kaldırır. Direnme kararı ortadan kalkan Mahkeme, bozma kararına uymak zorundadır. Bu şekilde davranan mahkeme, gerçekte, Kurul kararıyla uygun görülen daire kararına uymuş demektir. Başka anlatımla; Kurulun bozma kararının gereği, kararı bozulan mahkemenin daire kararının gereklerine uygun karar vermesidir. Dolayısıyla, bu kararın temyizi halinde inceleme, kararın daire kararına uygunluğu yönünden olacaktır. Bunu yapmaya yetkili olan merci de, ilk bozma kararını veren dava dairesidir. Yani Kurul başvurunun incelenmesinde görevsizdir.
Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı uyarınca mahkemece yeniden inceleme yapılarak verilen karar, direnme kararı niteliğinde olmadığı halde temyiz dosyasını görüşen Danıştay Dördüncü Dairesince; temyizen incelenen kararın Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine verilen bir karar olması nedeniyle temyiz isteminin görüşülüp karara bağlanmasının anılan kurulun görevine girdiği gerekçesiyle dosyayı Vergi Dava Daireleri Kuruluna gönderdiği, Vergi Dava Daireleri Kurulunca da temyiz isteminin incelenerek karar verildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Kurul başvurunun incelenmesinde görevsiz olduğundan temyiz istemini inceleme olanağı bulunmadığı, bu halde de iki yargı yeri arasında görev uyuşmazlığı oluşacağı açık olup temyiz isteminin hangi yargı yerinde çözümleneceği hususunun belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerektiği oyu ile Kurul kararına katılmıyoruz.