2016/9062 K. 2019/1872 T. 25.2.2019

11. CD., E. 2016/9062 K. 2019/1872 T. 25.2.2019

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2016/9062
Karar No.: 2019/1872
Karar tarihi: 25.02.2019
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Sahte fatura kullanmak

HÜKÜM : Mahkumiyet

Yargıtay Ceza Genel Kurulu‘nun 11.03.2014 tarihli 2012/11-1382 Esas-2014/124 Karar ve 11.07.2014 tarihli 2012/11-1512 Esas-2014/366 Karar sayılı ilamlarında belirtildiği üzere; sahte fatura kullanma ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma suçlarının vasıfları farklı olmakla birlikte birbirlerine dönüşebileceği anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

1- Sanığın, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura kullandığı iddiasıyla açılan kamu davasında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından;

a) Faturaları düzenleyen ...Yapı İnş.Ltd.Şti. hakkındaki vergi inceleme raporlarının ilgili vergi dairesinden getirtilmesi,

b) Aynı şirket yetkilileri hakkında “sahte fatura düzenleme” suçundan dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyanın getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,

2- Kabule göre de ;

a) Sanığın gerçekte mal aldığı mükellefler yerine sahte fatura düzenleyicisi olduğu tespit edilen mükelleflere ait gerçek mal ve hizmet teslimine dayalı olmayan farklı tarihlerde düzenlenmiş sahte faturaları KDV indiriminde kullanma şeklindeki eyleminin, 213 sayılı VUK’nin 359/b maddesi gereğince her takvim yılı için ayrı ayrı olmak üzere zincirleme şekilde sahte fatura kullanma suçunu oluşturduğu halde, aynı Kanun’un 359/a-2 maddesi uyarınca “muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma” suçundan tek hüküm kurulması,

b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,.

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 25.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.