2016/9288 K. 2019/8002 T. 14.11.2019

11. CD., E. 2016/9288 K. 2019/8002 T. 14.11.2019

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2016/9288
Karar No.: 2019/8002
Karar tarihi: 14.11.2019
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Defter ve belge gizleme, sahte fatura kullanma

HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Sanık hakkında defter ve belge gizleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;

Gerekçeli karar başlığında "2013" şeklinde eksik yazılan suç tarihinin "04.05.2013"olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Toplanan deliller gerekçeli kararda incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı nedenin bulunmadığı, azaltıcı sebeplerin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz nedenlerinin reddiyle hükmün ONANMASINA,

2-Sanık hakkında 2012 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz nedenlerinin incelenmesine gelince;

a)... Tur.San.Ltd.Şti. yetkilisi olan sanığın 2012 takvim yılında sahte fatura kullandığı iddia ve kabul edilen kamu davasında sanığın suçlamaları kabul etmediği, dosya arasında mevcut 06.06.2013 tarih, 2013-A-536/17 sayılı vergi inceleme raporunda "mükellefin 2012 takvim yılı defter ve belgelerine ulaşılamadığından kastın varlığı ....defter ve belgeler üzerinden tespit edilememiştir.Mükellef tarafından BA bilgi formu ile bu faturalar beyan edildiğinden faturaların bilmeden kullanıldığı kabul edilmiş olup mükellef hakkında 213 sayılı VUK'in 359-367. maddeleri uyarınca işlem yapılmasına gerek bulunmadığı kanaatine varılmıştır" denilmek suretiyle suçun manevi unsuru olan bilerek kullanmanın gerçekleşmediği yönünde kanaat bildirilmiş olduğu anlaşılmakla gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, öncelikle vergi dairesinden sanığın bu faturaları bilerek kullandığına yönelik başka tespitleri olup olmadığı sorulup, sanığın kullandığı ve sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen şahıs/şirketler hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan dava açılıp açılmadığının, açılmış ise akıbetinin araştırılması; haklarında dava açıldığı bildirilen şahıs/kişilere ait dava dosyaları getirtilip incelenerek özetinin duruşma tutanağına geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren ve sahtecilikle ilgili olan delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına konulması; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre toplanan tüm deliller değerlendirilip sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması,

b)Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.