2017/100 K. 2017/134 T. 8.3.2017

VDDK., E. 2017/100 K. 2017/134 T. 8.3.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/100
Karar No.: 2017/134
Karar tarihi: 08.03.2017

İstemin_Özeti : Davacı adına, F1 İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Nakliye Asansör Ticaret Limited Şirketi tarafından gerçek bir emtia teslimine dayanmaksızın düzenlenmiş faturaları kayıtlarına dahil etmesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek 2005 yılının Ocak ilâ Aralık dönemleri için re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353'üncü maddesinin 1'inci bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası davaya konu yapılmıştır.

İstanbul 1. Vergi Mahkemesi, 24.12.2010 gün ve E:2009/110, K:2010/3491 sayılı kararıyla; F1 İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Nakliye Asansör Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda; 30.9.2003 tarihinde faaliyete başladığı, bilinen adreslerinde bulunamaması üzerine 31.12.2006 tarihinde mükellefiyetinin re'sen terkin edildiği, 2003-2004-2005 takvim yıllarına ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin verildiği, 2003 yılının Eylül ilâ Aralık, 2004 ve 2005 yılının Ocak ilâ Aralık dönemlerine ilişkin katma değer vergisi beyannamelerinin verilmesine karşın cüz'i tutarlarda ödenecek katma değer vergisi çıktığı, ayrıca bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödenmediği, muhtasar beyannamelerinde ortalama 20-25 işçi beyan edilmesine karşın, şirketin çalışanlarının bulunduğu yönünde fiilen yapılmış bir tespit bulunmadığı, ayrıca bu beyannameler üzerine tahakkuk eden söz konusu vergilerin de ödenmediği, muhtasar beyannamelerin haricinde şirket çalışanlarının varlığına dair hiçbir done bulunmadığı, 2003-2005-2006 yıllarına ilişkin defter tasdik bilgilerinin bulunduğu, şirketçe bastırılan fatura ve irsaliyelerin ne kadarının kullanıldığının bilinmediği, 2.10.2003 tarihli işe başlama yoklamasında büro olarak kullanılan 25 m² civarındaki iş yerinde, (2) masa, (1) bilgisayar ve (3) koltuk bulunduğu, emtiası bulunmadığı, iş yeri açılış yoklamasında (10) işçi çalıştığı beyan edilmesine karşın çalışanlarla ilgili yapılmış herhangi bir fiili tespitin bulunmadığı, şirketin 2.1.2005 tarihinden itibaren işyeri adresini değiştirdiği, faaliyet konusu inşaat, taahhüt ve asansör montajı olarak beyan edilmesine karşın, iş yeri adresinden başka depo, şube, adına kayıtlı herhangi bir araç bulunmadığı, 22.6.2006 tarihinde yapılan yoklamada iş yerinde bulunamadığı, adresini bildirimsiz terk ettiği, mal alımında bulunduğu firmalar hakkında olumsuz tespitler bulunduğu, bilançolarında herhangi bir banka ve çek hesabına rastlanmadığı hususlarına yer verildiği, sözü edilen tespitler, davacıya düzenlenen faturalar içeriğinin, adı geçen şirketin faaliyet konularıyla uyumsuz olması ve fatura bedellerinin tamamının nakit ödendiği yolundaki ticari hayatın gereklerine uymayan davacı iddiası birlikte değerlendirildiğinde faturaların sahte olduğu sonucuna ulaşıldığı, özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektiren şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden davayı reddetmiş, özel usulsüzlük cezasını kaldırmıştır.

Tarafların temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 8.5.2014 gün ve E:2011/5742, K:2014/2347 sayılı kararıyla; kararın, özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairelerince de uygun görüldüğü, F1 İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Nakliye Asansör Ticaret Limited Şirketi ile ilgili ilk yoklamanın 2.10.2003 tarihli işe başlama yoklaması olduğu, bu yoklamada, büro olarak kullanılan 25 m² civarındaki işyerinde muhtelif büro mobilyaları bulunduğu hususunun tespit edildiği, 2004 ve 2005 yıllarında başkaca bir yoklama yapılmadığı, 22.6.2006 tarihli yoklamada, işyerinin boş ve kapalı olduğu, herhangi bir demirbaş veya emtiasının bulunmadığının tespit edildiği, davacı şirket yetkilileri hakkında, 213 sayılı Kanunun 359'uncu maddesine muhalefet ettiklerinden bahisle açılan ve İstanbul 1. Asliye Ceza Mahkemesinin E:2009/120 esas sayısında kayıtlı olan davada yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; faturada yazılı hizmetlerin gerçekten yaptırıldığı, bu hizmetlerin faturaları düzenleyen şirket dışında başka firmalara yaptırıldığına ilişkin bir tespit bulunmadığı, faturaların sahte olarak değerlendirilmemesi gerektiğinin belirtildiği, uyuşmazlık yılında, fatura düzenleyen şirketin faaliyette olmadığına ilişkin herhangi bir tespit yapılmadığından ve davacı şirketin, eleştirilen faturalarda belirtilen hizmetleri gerçekten aldığı ve bu hizmetlerin başka bir firmadan alındığına dair de bir tespit bulunmadığı anlaşıldığından, faturaların sahte olduğu iddiasının eksik incelemeye dayandığı gerekçesiyle kararın, üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş, davalı idarenin temyiz ve karar düzeltme istemlerini reddetmiştir.

İstanbul 1. Vergi Mahkemesi, 1.12.2016 gün ve E:2016/1764, K:2016/2492 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararının bozulan hüküm fıkrasında ısrar etmiştir.

Davacı tarafından; faturaların gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayandığı, Daire kararınının gerekçesinin dikkate alınmadığı, şirket müdürleri hakkında beraat kararı verildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca tebligat işlemleri tamamlandığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca karar verilmesine gerek görülmeyerek, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan İstanbul 1. Vergi Mahkemesinin 1.12.2016 gün ve E:2016/1764, K:2016/2492 sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 8.3.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.