2017/107 K. 2017/144 T. 8.3.2017

VDDK., E. 2017/107 K. 2017/144 T. 8.3.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/107
Karar No.: 2017/144
Karar tarihi: 08.03.2017

İstemin_Özeti : Davacı adına, 18.12.2007 tarihinde satın aldığı minibüs hattı ve ticari plakasını beş yıllık süre dolmadan 2008 yılında satışından elde ettiği değer artışı kazancını eksik beyan ettiği iddiasıyla takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi davaya konu yapılmıştır.

Denizli Vergi Mahkemesi, 25.6.2015 gün ve E:2015/366, K:2015/550 sayılı kararıyla; Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun, 25.2.2015 gün ve E:2014/1248, K:2015/23 sayılı bozma kararına uyarak; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3, 30, 31 ve 75'inci maddeleri ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 ve 81'inci madde hükümlerine yer verdikten sonra, görevi dolayısıyla haiz olduğu inceleme yetkisi uyarınca, Özdilek minibüs hattının 2008 yılı satış tutarını tespit edebilecek olan takdir komisyonunca, bu yetki kullanılmaksızın, Çavuşbaş, Karşıyaka, Termal ve Karşıyaka minibüs hatlarının, uyuşmazlık konusu dönemden sonraki satış bilgilerini içeren 8.1.2013 tarihli tutanağa göre matrah takdir edilmesi, 213 sayılı Kanunun 134'üncü maddesinde öngörülen ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırma ve tespit etme amacına aykırı düştüğünden, eksik incelemeye dayalı olarak yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle vergilendirmeyi kaldırmıştır.

Davalı idare tarafından; satışın yapıldığı tarihteki gerçeğe en yakın bedel dikkate alınmak suretiyle bulunan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozma kararı uyarınca verilen kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasında, davanın incelendiği ilk derece yargı yeri kararının temyiz incelemesi sonunda bozulmasından sonra bozmaya uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmesi halinde, bu karara karşı yapılan temyiz isteminin İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından inceleneceği ve Kurulların kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu öngörülmekle; yargılamanın bu aşamasında, ne bozulmakla kaldırılan ilk karar ve ne de ısrar edilmekle hükmüne uyulmayan bozma kararına göre temyiz incelemesi yapılamayacağı için ısrar kararı, Vergi Dava Daireleri Kurulu kararıyla bozulan vergi mahkemesi tarafından yeniden verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunun, uyulması yasadan dolayı zorunlu olan Kurulun bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak incelenebileceğine ve bu incelemenin, uyulması zorunlu bozma kararını veren Kurulumuz tarafından yapılabileceğine; aynı nedenle temyiz isteminin Kurulumuzca incelenmesi gerektiğine; Kurul Üyeleri K2, K3, K4 ve K5'ün bu konudaki karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verilerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine vergi mahkemelerince verilen kararlar, bozma esaslarına uygunluk yönünden temyizen incelenebileceğinden, Denizli Vergi Mahkemesinin, 25.6.2015 gün ve E:2015/366, K:2015/550 sayılı kararının, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararındaki esaslara uygun olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine, 8.3.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Dosyada; Vergi Mahkemesi direnme kararının Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca bozulması üzerine, bu karara uyularak aynı Mahkemece verilen kararın temyizen bozulması istenilmektedir.

2575 sayılı Danıştay Kanununun 38'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, Vergi Dava Daireleri Kurulunun, vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararları ile vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği hükme bağlanmıştır. Dosyada temyizen bozulması istenilen karar vergi mahkemesince verilmiş bulunduğundan, temyiz başvurusunun Kurulca incelenebilmesi için, söz konusu kararın ısrar (direnme) kararı niteliğinde olması gerekmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 3'üncü ve 4'üncü fıkralarında yer alan düzenlemeden, "ısrar" kararının, Danıştayın ilgili dava dairesince kararı bozulan ilk derece mahkemesinin bu karara uymaması, ilk kararında direnmesi olduğu çok açık biçimde görülmektedir. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun görevi, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu ile ilgilidir. Anılan 4'üncü fıkrada açıkça belirtildiği üzere, Kurul, bu başvuruyu inceledikten sonra, bozma kararını uygun görürse, mahkemenin ısrar kararını bozar ve direnme kararını ortadan kaldırır. Direnme kararı ortadan kalkan Mahkeme, bozma kararına uymak zorundadır. Bu şekilde davranan mahkeme, gerçekte, Kurul kararıyla uygun görülen daire kararına uymuş demektir. Başka anlatımla; Kurulun bozma kararının gereği, kararı bozulan mahkemenin daire kararının gereklerine uygun karar vermesidir. Dolayısıyla, bu kararın temyizi halinde inceleme, kararın daire kararına uygunluğu yönünden olacaktır. Bunu yapmaya yetkili olan merci de, ilk bozma kararını veren dava dairesidir. Yani Kurul başvurunun incelenmesinde görevsizdir.

Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı uyarınca mahkemece yeniden inceleme yapılarak verilen karar, direnme kararı niteliğinde olmadığı halde temyiz dosyasını görüşen Danıştay Dördüncü Dairesince; temyizen incelenen kararın Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine verilen bir karar olması nedeniyle temyiz isteminin görüşülüp karara bağlanmasının anılan kurulun görevine girdiği gerekçesiyle dosyayı Vergi Dava Daireleri Kuruluna gönderdiği, Vergi Dava Daireleri Kurulunca da temyiz isteminin incelenerek karar verildiği anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Kurul, başvurunun incelenmesinde görevsiz olduğundan temyiz istemini inceleme olanağı bulunmadığı, bu halde de iki yargı yeri arasında görev uyuşmazlığı oluşacağı açık olup temyiz isteminin hangi yargı yerinde çözümleneceği hususunun belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerektiği oyu ile Kurul kararına katılmıyoruz.