2017/114 K. 2017/158 T. 29.3.2017
VDDK., E. 2017/114 K. 2017/158 T. 29.3.2017
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/114
Karar No.: 2017/158
Karar tarihi: 29.03.2017
İstemin_Özeti : Kanuni temsilcisi ve ortağı olduğu F1 Dekorasyon İzolasyon İnşaat Taşımacılık Sanayi Ticaret Limited Şirketinde bulunan hisselerinin devrine ve müdürlük görevine son verilmesine ilişkin 26.9.2003 tarihli ortaklar kurulu kararı, 11.7.2005 tarihinde tescil, 15.7.2005 tarihinde ise Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen davacı adına, anılan şirketin 2005 yılının Mart ilâ Temmuz dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizine ilişkin kamu alacağının tahsili amacıyla, kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 29.11.2011 tarih ve 16 sayılı ödeme emri ile ortak sıfatıyla düzenlenen 29.11.2011 tarih ve 13, 14, 15 ve 17 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Bursa 1. Vergi Mahkemesi, 19.9.2012 gün ve E:2012/1024, K:2012/1326 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10'uncu maddesinin birinci fıkrası ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35'inci maddesinin birinci fıkrasına yer verdikten sonra, Türk Ticaret Kanununun tescilin üçüncü şahıslara tesirini açıklayan 38'inci maddesinde; ticaret sicili kayıtlarının nerede bulunurlarsa bulunsunlar üçüncü şahıslar hakkında, kaydın gazete ile ilan edildiği, ilanın tamamı aynı nüshada yayınlanmamış ise son kararın yayınlandığı günü takip eden iş gününden itibaren hüküm ifade edeceği, limited şirket mukavelesinin değiştirilmesini açıklayan (E) işaretli bölümünün tescil ve ilana ilişkin 515'inci madesinde; mukavelede yapılan her değişikliğin, ilk mukavelede olduğu gibi tescil ve ilan edileceği, mukavelenin değiştirilmesi hakkındaki kararların üçüncü şahıslar hakkında, tescil tarihinden itibaren hüküm ifade edeceğinin belirtildiği, limited şirket ortaklarının aynı zamanda şirket müdürü olması halinde, şirketin vergi borçlarından yasada aranan şartlar oluşmak koşuluyla hem kanuni temsilci hem de ortak sıfatıyla sorumlu tutulabilecekleri, borçlu şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin, bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle ilanen tebliğ edildiği, ödeme emirlerinin ise ikamet adresinde bizzat kanuni temsilcisine 14.3.2012 tarihinde tebliğ edildiği, şirketin malvarlığının, kesinleşen vergi borçlarını karşılayamayacağının anlaşılması üzerine dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, davacının, şirketteki hisselerinin devrine ve müdürlük görevine son verilmesine ilişkin 26.9.2003 tarihli ortaklar kurulu kararının tescil edildiği 11.7.2005 tarihine kadar hem şirket ortağı, hem de kanuni temsilci olarak hukuki sorumluluğu bulunduğundan, dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 22.5.2013 gün ve E:2012/10669, K:2013/5027 sayılı kararıyla; olay tarihinde yürürlükte bulunan 6702 sayılı Türk Ticaret Kanununun 30'uncu maddesinde, tescil talebinin, ilgililer veya mümessilleri yahut hukuki halefleri tarafından salahiyetli sicil memurluğuna yapılacağı, bir hususun tescilini istemeye birkaç kimse mecbur veya salahiyetli olduğu takdirde, kanunda aksine hüküm olmadıkça, bunlardan birinin talebi üzerine yapılan tescilin, hepsi tarafından istenmiş sayılacağının belirtildiği, Ticaret Sicili Nizamnamesinin 31'inci maddesinin ikinci fıkrasında, ilgilinin kim olduğunu kanun veya bu nizamname hükmünün bildireceği, üçüncü fıkrasında ise ilgililerin, tacirin hükmi şahıs olması halinde onun salahiyetli uzuvları veya salahiyetli temsilcileri olduğu hükmüne yer verildiği, 6702 sayılı Kanun ve Ticaret Sicili Nizamnamesinin ilgili maddelerinin değerlendirilmesinden, Bursa 3. Noterliğinin 26.9.2003 tarih ve 42628 yevmiye numaralı hisse devri sözleşmesi ile hisselerini devreden davacının, gerek ortak, gerekse kanuni temsilci olarak asıl borçlu şirketle hukuki bağı kalmadığından, şirketin hukuki durumunda meydana gelen değişiklik hakkında tescil ve ilan talebinde bulunmasının mümkün olmadığı sonucuna varıldığı, bu durumda, noterce 26.9.2003 tarihinde onaylanan hisse devri sözleşmesi ile hisselerini devreden davacının, bu tarih itibarıyla kanuni temsilcilik ve ortaklık sıfatı sona erdiğinden, devir tarihinden sonraki uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuş: davalı idarenin karar düzeltme istemini reddetmiştir.
Bursa 1. Vergi Mahkemesi, 15.7.2015 gün ve E:2015/584, K:2015/952 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı tarafından; 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 520'inci maddesinde, hisse devrinin gerçekleşebilmesi için tescil ve ilan koşulunun aranmadığı, eski şirket kanuni temsilcisi ve ortağı olarak tescil ve ilan talebinde bulunma yetkisinin bulunmadığı, hisse devir sözleşmesinin onaylandığı 26.9.2003 tarihinden sonraki dönemlere ait vergi ve cezalardan sorumlu olmadığı ileri sürülerek, ısrar kararının bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : K1
Düşüncesi :Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, Bursa 1. Vergi Mahkemesinin, 15.7.2015 gün ve E:2015/584, K:2015/952 sayılı ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddine, 29.3.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.