2017/119 K. 2017/161 T. 29.3.2017
VDDK., E. 2017/119 K. 2017/161 T. 29.3.2017
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/119
Karar No.: 2017/161
Karar tarihi: 29.03.2017
İstemin_Özeti : Motorlu kara taşıtları ve motobisiklet yakıtı perakende ticareti alanında faaliyet gösteren ve özel tüketim vergisi beyannamelerini vermeyen davacı adına, hakkında düzenlenen 18.12.2014 tarih ve 2014-A-218/100 sayılı vergi tekniği raporundaki verilere göre 27.11.2014 tarihinde sevk edildiği takdir komisyonunca 8.1.2015 tarihli kararla takdir edilen matrah farkı üzerinden, 15.4.2015 tarihinde tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnameleriyle 2009 yılının Nisan, Mayıs, Haziran dönemleri için re'sen salınan vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisi davaya konu yapılmıştır.
Kocaeli 2. Vergi Mahkemesi 8.10.2015 gün ve E:2015/337, K:2015/749 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 113, 114'üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 374'üncü madde hükümlerine yer verdikten sonra, tarhiyat yetkisinin vergi dairesine ait olduğu, takdir komisyonu ve/veya inceleme elemanının ise vergi matrahını takdir etme yetkisinin bulunduğu, inceleme elemanının, kendisi gibi vergi matrahını takdir yetkisi bulunan takdir komisyonuna yetkisini devretmesinin hukuka aykırı olduğu, böyle bir işlemin, takdirin takdiri anlamına geleceği, hakkında vergi incelemesi devam eden davacının, sırf zamanaşımını kesmek amacıyla takdire sevkinin istenilmesinin ardından zamanaşımı süresi dolduktan sonra düzenlenen inceleme raporundaki verilerin takdir komisyonunca doğrudan dikkate alınması suretiyle matrah takdir edilmesi halinde, Vergi Usul Kanununun 113 ve 114'üncü maddelerinin işlemesinin söz konusu olamayacağı, piyasadan tedarik ettiği kimyasal maddelerden kaçak akaryakıt imal ettiği tespit edilen K2 tarafından, davacının banka hesabına para gönderildiğinden söz edilerek incelenmesinin talep edildiği, vergi müfettişi tarafından, vergi dairesine yazılan 10.11.2014 tarihli yazıyla, zamanaşımı süresinin dolmasına az bir zaman kalması nedeniyle davacının takdire sevk edilmesinin istenilmesi üzerine 27.11.2014 tarihinde sevk edildiği takdir komisyonunca, vergi müfettişi tarafından düzenlenen 18.12.2014 tarih ve 2014-A-218/100 sayılı vergi tekniği raporu done kabul edilmek suretiyle verilen 8.1.2015 tarihli kararlar uyarınca dava konusu tarhiyatların yapıldığı, olayda, dava konusu tarhiyatın, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde ve en geç 31.12.2014 tarihine kadar mükellefe tebliğ edilmesi gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 15.4.2015 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle zamanaşımına uğradığı, her ne kadar davalı idare tarafından, davacının 27.11.2014 tarihinde takdire sevk edilmesi nedeniyle zamanaşımının bu tarih itibarıyla durduğu ve tarhiyatın zamanaşımına uğramadığı iddia edilmişse de dava konusu tarhiyatın asıl dayanağının vergi tekniği raporu olduğu ve vergi incelemesine başlanılmasının zamanaşımını durdurmayacağı, salınan vergi ve kesilen cezanın, takdir komisyonunca yapılan matrah takdirine değil, vergi tekniği raporunda belirtilen tespitler ve hesaplanan matrah farkına dayandığı, matrah takdiri amacı dışında ve sadece zamanaşımı süresini durdurmak maksadıyla takdir komisyonuna başvurulmasının, vergi tekniği raporu sonucuna göre gerçekleştirilen tarhiyata herhangi bir etkisinin bulunmadığı, zira takdir komisyonuna başvurulmasının; komisyonun matrah takdiri ile sonuçlanacak farklı bir süreci ve duran zamanaşımının yeniden işlemeye başlamasıyla ilgili olarak takdir komisyonu için özel biçimde öngörülen kimi hükümlerin uygulanmasını zorunlu olarak beraberinde getirmekte olduğu, bu nedenlerle, davalı idarenin, ancak takdir komisyonu kararı üzerine ve bu karar esas alınarak yapılacak tarhiyat için geçerli olabilecek olan zamanaşımına ilişkin iddiasının yerinde görülmediği gerekçesiyle vergilendirmeyi kaldırmıştır.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi, 31.5.2016 gün ve E:2016/1511, K:2016/4847 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinin (B) bendi, 30'uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 31'inci maddesinin birinci fıkrası, 74'üncü maddesi, 75'inci maddesinin birinci fıkrası, 134'üncü maddesinin birinci fıkrası ve 113 ve 114'üncü madde hükümlerine yer verdikten sonra, 213 sayılı Kanunda, haklarında re'sen tarh sebeplerinden biri bulunan mükelleflerin hangi hallerde 135'inci maddede sayılan incelemeye yetkili olanlar tarafından incelemeye tabi tutulacakları, hangi hallerde matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilecekleri hususunda herhangi bir düzenleme yapılmadığı, 213 sayılı Kanunun 30'uncu maddesi karşısında, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği tartışmasız olup bu durumdaki bir mükellefin vergi incelemesine başlanmadan önce veya vergi incelemesi devam ederken takdire sevk edilmesine ve düzenlenen inceleme raporlarının takdir komisyonunca veri olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmadığı, zamanaşımı süresi içinde takdire sevk edilmekle işlemekte olan zamanaşımı süresinin duracağının 213 sayılı Kanunun 114'üncü maddesinin gereği olduğu, amacı, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırarak, tespit etmek ve sağlamak olan takdir komisyonunun inceleme yapma yetkisinin mevcut olması karşısında, takdire sevk üzerine duran zamanaşımı süresinin sona ermesinden önce, yine incelemeye yetkili olan vergi müfettişi tarafından yapılan inceleme üzerine düzenlenen rapordaki verilerin esas alınması suretiyle matrah takdir edilerek, zamanaşımı süresi dolmadan 15.4.2015 tarihinde tebliğ edilen ihbarnameyle duyurulan vergi ve cezanın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Kocaeli 2. Vergi Mahkemesi 24.11.2016 gün ve E:2016/1463, K:2016/1271 sayılı kararıyla; aynı hukukusal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Davalı idare tarafından; tarh zamanaşımı süresi dolmadan önce davacının takdire sevk edildiği, takdir komisyonuna sevkin zamanaşımını durduracağı ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : K1
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Kocaeli 2. Vergi Mahkemesinin 24.11.2016 gün ve E:2016/1463, K:2016/1271 sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 29.3.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.