2017/1287 K. 2021/1166 T. 8.2.2021

11. CD., E. 2017/1287 K. 2021/1166 T. 8.2.2021

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2017/1287
Karar No.: 2021/1166
Karar tarihi: 08.02.2021
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Sahte fatura düzenleme, defter ve belgeleri gizleme

HÜKÜM : Mahkumiyet

TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiillerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiillere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümlerde bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; sanığın temyiz talepleri yerinde görülmediğinden, hükümlerin ONANMASINA, 08.02.2021 tarihinde Başkan ...'in karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Temyiz incelenmesine konu olan somut olayda; 02.05.2012 tarihinde Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan ihbar üzerine gerçekleşen eylemde; sanık ... baştan beri yaptığı bir plan dahilinde Ege Vergi Dairesi Müdürlüğünden ... 3787 vergi kimlik numaralı vergi mükellefiyetliliğini tesis ederek, vergi mükellefiyetinin avantajları ile temin ettiği faturaları hukuki ve fiili kesinti söz konusu olmaksızın; 2013 takvim yılında defter ve belgeleri gizleme ile 2011 ve 2012 yıllarında gerçek bir mal teslimine dayanmaksızın komisyon karşılığı sahte fatura düzenleme suçundan sübut bulan eylemi gerçekleştirmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Doktrin “aynı suç işleme kararı”nı tespit etmek için sanığın baştan itibaren yaptığı bir plan içinde hareket etmesi gerektiği görüşündedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda defter ve belgeleri gizleme, sahte fatura düzenleme suçlarında, suçların oluşumu bakımından takvim yılının esas alınmasını gerektirir herhangi bir düzenleme bulunmaması, VUK'de özel düzenleme olmayan hususlarda 5237 sayılı TCK'nin genel hükümlerinin uygulanmasında zorunluluk bulunması, sanığın ardışık şekilde 2010 ve 2011 yıllarında hukuki bir kesinti olmadan devam eden eylemlerine zincirleme suç hükümlerine ilişkin 5237 sayılı TCK'nin 43. maddesinde belirlenen esasların gözetilmesi gerektiği,

Yüksek 11. Ceza Dairemizde yapılan temyiz incelemesi sonucunda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 359. maddesinde düzenlenen vergi kaçakçılığı suçundan İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesince 2013 yılında defter ve belgeleri gizleme, 2011 ve 2012 yıllarında sahte fatura düzenleme eylemlerinden her iki takvim yılı için kurulan hükmün onanması yönündeki karara, her takvim yılında suç işleme iradesinin yenilendiğine dair dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge olmaması dikkate alındığında hukuki kesinti olmadan devam eden eylemlerine ait VUK'de ayrı bir suç olduğuna dair herhangi bir yasal düzenleme  bulunmaması, 5237 sayılı TCK'nin genel hükümlerinin uygulanmasının gerekmesi, sanığın eylemlerinin   her birinin  yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçlar olduğuna dair yeterli kanıt olmaması, sanık hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesine göre bir kez uygulama yapılarak 5237 sayılı Yasanın 61. maddesine göre cezanın belirlenerek sanığın "2013 yılında defter ve belgeleri gizleme, 2011 ve 2012 yıllarında sahte fatura düzenleme şeklinde devam eden eylemlerinin", "bir suç işleme icrası" kapsamında değerlendirilerek 5237 sayılı Yasanın 43. maddesinin uygulanarak sonuç cezanın belirlenmesi gerektiğinden; sanık hakkında iki kez hüküm kurulmasına ilişkin sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. 08.02.2021