2017/130 K. 2017/155 T. 29.3.2017

VDDK., E. 2017/130 K. 2017/155 T. 29.3.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/130
Karar No.: 2017/155
Karar tarihi: 29.03.2017

İstemin_Özeti : Bir dönem kanuni temsilcisi ve ortağı olduğu F1 Matbacılık ve Tanıtım Hizmetleri Limited Şirketine ait vergi borçlarının tahsili amacıyla davacının N1 plakalı aracının trafik kaydına konulan haczin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

Ankara 5. Vergi Mahkemesi, 21.4.2015 gün ve E:2014/2003, K:2015/1071 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 54, 55 ve 62'nci maddeleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10'uncu madde hükümlerine yer verdikten sonra; asıl borçlu şirketin kanuni temsilciliğinden, 23.11.1999 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan 17.11.1999 tarihli ortaklar kurulu kararıyla, hisselerini devretmek suretiyle ayrıldığı anlaşılan davacının, bu tarihten sonraki dönemlere ait borçlardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, haczi kaldırmıştır.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 12.4.2016 gün ve E:2015/7376, K:2016/1572 sayılı kararıyla; haczin dayanağı ödeme emrini iptal eden Ankara 5. Vergi Mahkemesinin 29.5.2015 gün ve E:2014/2004, K:2015/1364 sayılı kararının, Dairelerinin 12.4.2016 gün ve E:2015/10077, K:2016/1580 sayılı kararıyla bozulduğu gerekçesiyle, söz konusu karar sonucu oluşacak hukuki durum dikkate alınarak yeniden karar verilmek üzere, kararı bozmuştur.

Ankara 5. Vergi Mahkemesi, 2.11.2016 gün ve E:2016/1569, K:2016/1491 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; kanuni temsilcisi olduğu şirkete ait borçların tahsili amacıyla uygulanan hacizde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi :Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Bir dönem kanuni temsilcisi ve ortağı olduğu F1 Matbacılık ve Tanıtım Hizmetleri Limited Şirketinin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla davacının N1 plakalı aracının trafik kaydına konulan haczin kaldırılması yolunda verilen vergi mahkemesi ısrar kararı, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 54 ilâ 101'inci maddelerini içeren ikinci kısmında, amme alacağının cebren tahsil usulleri düzenlenmiş, 54'üncü maddesinde cebren tahsil esasları ortaya konularak; önce, varsa teminatların paraya çevrilmesi ya da kefilin takibi öngörülmüş, sonrasında haciz yoluyla takip usulüne yer verilmiştir. Kanunun 55'inci maddesindeki düzenlemeye göre cebren tahsilata başlanabilmesi için vadesinde ödenmeyen bir amme alacağının bulunması ve borçluya ödeme emri tebliğ edilerek (7) gün içinde bu borcu ödemesi veya mal bildiriminde bulunması gerekliliğinin duyurulması şartlarının yerine getirilmesi gerekmektedir. Söz konusu ödeme emrinin dava yoluyla veya dava açılmaksızın kesinleşmesinden sonra tahsil dairesince, usulüne uygun düzenlenmiş haciz varakalarına dayanılarak haciz yoluyla takibe geçebilecektir. Cebri takip ve tahsilatı başlatan ödeme emri düzenlenmeden ve/veya tebliğ edilmeden haciz işlemi tesis edilmesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır.

Olayda ise Kanunda öngörülen bu sıralamaya uyulmadığı; şirketin 1999 ilâ 2005 yıllarına ilişkin muhtelif vergi borçlarından sorumlu tutulan davacının, önce malvarlığına 2.3.2012 tarihinde dava konusu haczin uygulandığı, yaklaşık iki yıl sonra adına düzenlenen 4.7.2014 tarih ve 2 sayılı ödeme emrinin, düzenlendiği tarihte tebliğ edildiği anlaşıldığından, haczin kaldırılması yolundaki ısrar kararında, sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 29.3.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin bu nedenle reddi gerektiği oyu ile kararın gerekçesine katılmıyoruz.