2017/13831 K. 2022/5241 T. 29.3.2022

11. CD., E. 2017/13831 K. 2022/5241 T. 29.3.2022

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2017/13831
Karar No.: 2022/5241
Karar tarihi: 29.03.2022
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

HÜKÜMLER : Mahkumiyet

A) Sanık hakkında 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine ilişkin sanık müdafisinin ve katılan vekilinin temyizinin incelenmesi:

2008 ve 2009 takvim yıllarında en son aralık ayında matrahlı beyanname verilmesi nedeniyle suç tarihlerinin en aleyhe kabulle sırasıyla "31.12.2008 ve 31.12.2009" olduğu belirlenerek yapılan incelemede;

Sanığa yüklenen "2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarının kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanık müdafi ile katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,

B) Sanık hakkında 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafisinin ve katılan vekilinin temyizinin incelenmesi:

Yapılan yargılamaya, gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafisinin ve katılan vekilinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;

1) Sanık hakkında, 213 sayılı VUK'nin 359/b ve TCK'nin 43/1. maddeleri uygulanmak suretiyle hükmolunan 3 yıl 9 ay hapis cezasından, TCK'nin 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması sırasında, "3 yıl 1 ay 15 gün" yerine, "2 yıl 6 ay" hapis cezasına hükmedilmek suretiyle eksik ceza tayini yasaya aykırı

2) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının 2 numaralı bölümünün TCK'nin 62. maddesinin uygulandığı paragrafta yer alan "(4 KEZ)" ibaresinin çıkartılarak yerine "2008 takvim yılı için" ibaresinin eklenmesi ve yine aynı bölümde yer alan "AYRI AYRI" ibaresinin çıkartılması, 2 numaralı bölümün 3. paragrafından sonra gelmek üzere "2010, 2011 ve 2012 takvim yılları yönünden, sanığın sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri, lehine takdiri indirim nedeni olarak kabul edilerek 5237 Sayılı Türk Ceza Yasasının 62/1. maddesi gereğince cezasından takdiren 1/6 oranında indirilerek (3 KEZ) 3 YIL 1 AY 15 GÜN HAPİS CEZASI İLE AYRI AYRI CEZALANDIRILMASINA" cümlesinin ve hüküm fıkrasına “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararından sonra oluşan duruma göre, sanık hakkında, TCK'nin 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

C) Sanık hakkında defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafisinin ve katılan vekilinin temyizinin incelenmesi:

1) Sanığın 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılı defter ve belgeleri ayrı yazılar ve ayrı tebligatlarla istenmiş ise de, vergi suçu ve vergi tekniği raporlarına göre söz konusu defterlerin aynı sebeple istendiği anlaşıldığından, tek defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçu oluşabileceği gözetilmeden yazılı şekilde ayrı ayrı mahkûmiyet hükümleri kurulması,

2) Kabule göre de;

a) 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/a-2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılan sanık hakkında; düzenlenen vergi inceleme raporunda somut bir zarara yer verilmediği ve sanık hakkında soyut tehlike suçu niteliğinde bulunan "defter, kayıt ve belgeleri gizleme" eylemi nedeniyle CMK'nin 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasına engel oluşturabilecek somut bir zararın meydana geldiğinin kanıtlanamadığı gözetilmeden; hakkında takdiri indirim nedeni uygulanan ve hükmolunan hapis cezası “tekrar suç işlemeyeceği” kanaatiyle ertelenen sanık hakkında, CMK‘nin 231. maddesinin uygulanmasını kabul ettiği halde, zarar giderilmediğinden bahisle yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,

b) Sanığın adli sicil kaydına göre tekerrüre esas olmayan ancak 3 aydan fazla hapis cezasını gerektiren mahkûmiyet hükmü bulunması nedeniyle hakkında 5237 sayılı TCK’nin 51. maddesinde düzenlenen erteleme hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden hapis cezasının ertelenmesi,

c) 5237 sayılı TCK'nin 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında, “denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenilmesi halinde ertelenen cezasının tamamen infaz kurumunda çektirilmesine” karar verilerek infazın kısıtlanması,

d) 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması yasaya aykırı,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 29.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.