2017/14888 K. 2019/561 T. 17.1.2019

11. CD., E. 2017/14888 K. 2019/561 T. 17.1.2019

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2017/14888
Karar No.: 2019/561
Karar tarihi: 17.01.2019
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet

HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında 2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesi:

Sanığın, suç konusu faturaları düzenleyen şirketin ortağı ve müdürü olduğunu, ancak sahte fatura düzenlemediğini, şirketin muhasebecisinin .... olduğunu ve bütün kayıtları.... ’in tuttuğunu, beyannameleri düzenleyerek vergileri düzenli ödediğini, sahte fatura düzenlemediğini savunması nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;

1-Sanığın savunmasında adı geçen muhasebeci .... ’ın, CMK’nin 46/1-c maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenilmesi ve sanığın savunması doğrultusunda şirket adına düzenlenen suça konu faturalar ile ilgili bilgisinin sorulması,

2- Her yıla ilişkin kanaat oluşturacak sayıda fatura asılları getirtilip sanığa gösterilerek, yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde;

a) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,

b) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;

aa) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,

bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,

cc) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,

c) Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;

aa) Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılması,

bb) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,

Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,

3- Kabule göre de;

a) 2007 takvim yılı yönünden; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4369 sayılı Kanun ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü, suç tarihinden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde aynı suçun cezası üç yıldan beş yıla kadar hapis olarak belirlenmiş ise de aleyhe olan bu hükmün uygulanamayacağı gözetilmeden, alt sınırı 18 ay olan temel cezanın, teşdiden uygulandığına ilişkin bir gerekçe de gösterilmeden, 3 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,

b) 2008, 2009 ve 2010 takvim yılları yönünden; sahte fatura düzenleme suçu 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde düzenlendiği halde, uygulama maddesi olarak 359/b-1 maddesi olarak hatalı gösterilmesi,

c) Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 17.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.