2017/153 K. 2017/199 T. 26.4.2017
VDDK., E. 2017/153 K. 2017/199 T. 26.4.2017
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/153
Karar No.: 2017/199
Karar tarihi: 26.04.2017
İstemin_Özeti : Davacı adına, F1 Ticaret Anonim Şirketinin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İstanbul 6. Vergi Mahkemesi, 28.2.2014 gün ve E:2013/2273, K:2014/384 sayılı kararıyla; şirket borçlarından dolayı kanuni temsilciler adına ödeme emri ile takibe geçilebilmesi için öncelikle ortada usulüne uygun tarh ve tahakkuk ettirilmiş ve ihtilafsız kesinleşmiş veya davanın reddi suretiyle tahsili kabil hale gelen kamu alacağı bulunması ve usulüne uygun olarak icra edilen bu işlemler neticesinde söz konusu amme alacağının şirketten tahsili imkansızlığının ortaya konulması gerektiği, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağının, asıl borçlu şirket hakkında yapılan 2003 yılı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatından kaynaklandığı, söz konusu tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin borçlu şirkete tebliğ edildiği, vadesinde ödenmemesi üzerine şirket adına düzenlenen 23.01.2013 tarih ve 129 takip numaralı ödeme emrine karşı İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin E:2013/897 sayılı dosyasında dava açıldığı görülmüş olup kanuni temsilcinin takip edilmesi öncesinde şirket adına vergi borcunun kesinleştirilmesi ve sonrasında amme alacağının şirketten tahsil imkansızlığının ortaya konulması gerektiği halde olayda ödeme emrine karşı açılan söz konusu dava nedeniyle şirket hakkında bu kapsamda kesinleşen bir amme alacağı bulunduğundan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emrini iptal etmiştir.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 6.4.2015 gün ve E:2014/3755, K:2015/1532 sayılı kararıyla; temyiz istemini reddetmiş ise de; karar düzeltme istemini kabul ederek önceki kararını kaldırdıktan sonra temyiz istemini yeniden inceleyerek verdiği 22.6.2016 gün ve E:2015/8441, K:2016/3291 sayılı kararıyla; asıl borçlu şirket adına 23.1.2013 tarihinde düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı açılan davanın, şirketin, 6111 sayılı Kanun kapsamında borçlarını yapılandırması nedeniyle "karar verilmesine yer olmadığı" kararıyla sonuçlandığı, yapılandırılan amme alacağı için şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı ve mal bildiriminde bulunulmadığı, malvarlığı araştırmasında da herhangi bir malvarlığına rastlanılmaması üzerine, söz konusu amme alacağının tahsili amacıyla 213 sayılı Kanunun 10 ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35'inci maddelerine istinaden kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına dava konusu ödeme emrinin düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu durumda, asıl borçludan tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı nedeniyle, kanuni temsilcisi sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
İstanbul 6. Vergi Mahkemesi, 28.10.2016 gün ve E:2016/2136, K:2016/2274 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; dava konusu ödeme emrinin yargısal denetiminin, işlemin tesis edildiği tarihteki hukuki durum esas alınarak yapıldığı dikkate alındığında, işleme karşı açılan davanın devamı sırasında, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağının asıl borçludan tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmış olmasının dava konusu ödeme emrini hukuka uygun hale getirmeyeceği gerekçesiyle ısrar etmiştir.
Davalı idare tarafından; şirketten tahsil edilemeyen amme alacağının kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, ısrar kararının bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : K1
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 28.10.2016 gün ve E:2016/2136, K:2016/2274 sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 26.4.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.