2017/156 K. 2017/206 T. 26.4.2017
VDDK., E. 2017/156 K. 2017/206 T. 26.4.2017
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/156
Karar No.: 2017/206
Karar tarihi: 26.04.2017
İstemin_Özeti : Davacı adına, 2006 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 16.8.2012 tarih ve B-512/62-62 sayılı yazı ekindeki verilere göre 14.11.2011 tarihinde sevkedildiği takdir komisyonunca, 25.9.2012 tarih ve 1623 sayılı kararla takdir edilen matrah farkı üzerinden, 18.10.2012 tarihinde tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamesiyle 2006 yılı Haziran dönemi için tekerrür hükümleri dikkate alınarak salınan vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisi davaya konu yapılmıştır.
İstanbul 3. Vergi Mahkemesi, 7.7.2014 gün ve E:2012/2958, K:2014/1681 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114'üncü maddesi hükmünden zamanaşımının, sadece takdir komisyonuna başvurmakla duracağının anlaşıldığı; ancak, bu durumun gerçekleşebilmesi için olayda, gerçek bir re'sen takdir nedeninin saptanmış olması, diğer bir ifadeyle salt zamanaşımını durdurmak amacıyla olayın gerçekte var olmayan bir nedene dayandırılmamış olması gerektiği, davacı hakkında özel tüketim vergisi yönünden yapılacak inceleme sonucu ortaya çıkacak vergi ve cezaların zamanaşımına uğramaması için 14.11.2011 tarih ve 2011/11 sayılı takdire sevk fişi ile ihtiyaten takdire sevk işlemi yapıldığı, sonradan incelemeyi yapmakla görevlendirilen vergi müfettişi tarafından 30.12.2011 tarihli yazı ile davacının 2006 yılı hesap dönemi hesap ve işlemleriyle ilgili vergi kanunları yönünden eleştiriyi gerektiren hususların varlığının kuvvetle muhtemel olduğundan bahisle takdire sevk edilmesinin istenildiği, zamanaşımı süresi dolduktan sonra yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 15.8.2012 tarihli tutanak ile yapılan tespitlerden hareketle, boya imalatında kullanılmak üzere ithal edilen white spirit adlı solventin bir kısmının doğrudan satıldığı sonucuna varılarak matrah takdirine done oluşturmak üzere hazırlanan "F1 Boya Kimya San. Tic. A.Ş matrah takdiri" başlıklı 16.8.2012 tarihli yazı esas alınarak takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığının anlaşıldığı, 2006 yılına ilişkin verginin zamanaşımı süresinin, 31.12.2011 tarihi itibarıyla sona erdiği, belirtilen süre içinde tarh işlemi yapılarak tebliğ edilmediği, tebligatın, zamanaşımı süresi dolduktan sonra 18.10.2012 tarihinde yapıldığının açık olduğu, bu durumda, re'sen takdir nedeninin varlığı ortaya konulmadan ihtiyaten yapılan takdire sevk işleminin zamanaşımı süresini durdurmayacağı, uyuşmazlık konusu husus ile ilgili inceleme yapılmadan, zamanaşımına uğrama riski gerekçe gösterilerek takdir komisyonuna sevki üzerine, takdir işlemlerine esas teşkil etmek amacıyla, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra düzenlenen tutanak ve yazı dikkate alınarak takdir edilen matrah üzerinden cezalı tarhiyat yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı, nitekim Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 22.5.2013 gün ve E: 2012/9726, K: 2013/5028 sayılı, Danıştay Dördüncü Dairesinin 28.3.2002 gün ve E:2001/4070, K:2002/1365 sayılı kararının da bu yönde olduğu gerekçesiyle, cezalı tarhiyatı kaldırmıştır.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi, 31.5.2016 gün ve E:2016/3275, K:2016/4851 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinin (B) bendi, 30'uncu maddesinin birinci fıkrası, 75'inci maddesinin birinci fıkrası, 134'üncü maddesinin birinci fıkrası ve 113 ve 114'üncü madde hükümlerine yer verdikten sonra 213 sayılı Kanunda, haklarında re'sen tarh sebeplerinden biri bulunan mükelleflerin hangi hallerde 135'inci maddede sayılan incelemeye yetkili olanlar tarafından incelemeye tabi tutulacakları, hangi hallerde matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilecekleri hususunda herhangi bir düzenleme yapılmadığı 213 sayılı Kanunun 30'uncu maddesi karşısında, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği tartışmasız olup, bu durumdaki bir mükellefin vergi incelemesine başlanmadan önce veya vergi incelemesi devam ederken takdire sevk edilmesine ve düzenlenen inceleme raporlarının takdir komisyonunca veri olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmadığı zamanaşımı süresi içinde takdire sevk edilmekle işlemekte olan zamanaşımı süresinin duracağının, 213 sayılı Yasanın 114'üncü maddesinin gereği olduğu amacı, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırarak, tespit etmek ve sağlamak olan takdir komisyonunun inceleme yapma yetkisinin mevcut olması karşısında, takdire sevk üzerine duran zamanaşımı süresinin sona ermesinden önce, yine incelemeye yetkili olan vergi müfettişi tarafından yapılan inceleme üzerine düzenlenen rapordaki verilerin esas alınması suretiyle matrah takdir edilerek, zamanaşımı süresi dolmadan 16.10.2012 tarihinde tebliğ edilen ihbarnameyle duyurulan vergi ve cezanın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
İstanbul 3. Vergi Mahkemesi, 26.10.2016 gün ve E:2016/2433, K:2016/2110 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Davalı idare tarafından; Vergi Usul Kanununun 114'üncü maddesi hükmü uyarınca takdir komisyonuna yapılan başvuru üzerine zamanaşımı süresinin durduğu ileri sürülerek, ısrar kararının bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : K1
Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin, 26.10.2016 gün ve E:2016/2433, K:2016/2110 sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 26.4.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.