2017/16791 K. 2022/5783 T. 5.4.2022

11. CD., E. 2017/16791 K. 2022/5783 T. 5.4.2022

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2017/16791
Karar No.: 2022/5783
Karar tarihi: 05.04.2022
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇLAR : Sahte fatura düzenleme, Defter, kayıt ve belgeleri gizleme

A) “2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen hüküm yönünden yapılan incelemede;

Akaryakıt ürünleri ve madeni yağ satışı faaliyetinde bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettiren sanığın 2012 takvim yılında toplam 13.574.800,06 TL tutarında fatura tanzim ettiği, çeşitli tarihlerde yapılan yoklamalarda cirosunu karşılayacak oranda ticari emtianın bulunmadığı ya da adresin kapalı olduğu, ayrıca yapılan incelemede sanık ile iş yeri adına kayıtlı herhangi bir araç, makine ve ekipman bulunduğuna ve işçi çalıştırıldığına dair bir tespit yapılmadığı, 2012 yılına ait para yatırma ile çekme işlemlerinin incelenmesinde dava dosyasında yer alan banka dekontlarında çeşitli tutarlarda paraların sanık tarafından ... Pet. Ür. San. Tic. Ltd. Şti. hesabına yatırıldığı ve yine sanık tarafından aynı gün çekildiğinin tespit edildiği, sanığın fatura düzenlediği ... Pet. Ltd. Şti. hakkında sahte fatura düzenleme eyleminden yürütülen soruşturmada iş yerinde yapılan denetimde motorin depolama kapasitesinin 154.000 litre olduğu, sanık tarafından anılan firmaya tek seferde Mayıs/2012 döneminde 178.000 litre, Ağustos/2012 döneminde 200.480 litre motorin faturasının düzenlendiğinin anlaşılması karşısında 5271 sayılı CMK'nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip suçun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşan Mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, sahte fatura düzenleme suçunun sübutu yönünden eksik inceleme ve araştırmaya ilişkin tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafisinin ve katılan vekilinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;

1) Edremit Cumhuriyet Başsavcılığının 12.02.2014 tarihli ve 2014/543 Esas sayılı iddianamesi ile "...kendisine yapılan tebliğe rağmen yasal süre içerisinde söz konusu işletme defterini ibraz etmeyerek Vergi Usul Kanunu'nun 359/b-1 maddesini ihlal ederek üzerine atılı suçu işlediği, ...faturaların sahte olduğu, şüphelinin bu şekilde Vergi Usul Kanunu'nun 359/a-2. maddesini ihlal ederek üzerine atılı suçu işlediği..." belirtilmek suretiyle suç adı ve sevk maddelerini yanlış gösterildiğinin anlaşılması karşısında; sanığa defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan VUK'nin 359/a-2. maddesinin sahte fatura düzenleme eylemine ilişkin olarak da VUK'nin 359/b maddesinin uygulanması ihtimaline binaen 5271 sayılı CMK'nin 226. maddesi uyarınca sanığa ek savunma hakkı hatırlatılmayarak savunma hakkının kısıtlanması,

2) Sanık hakkında 2012 takvim yıllarında sahte belge düzenleme suçundan açılan kamu davasında sanığın birden fazla sahte belge düzenleme şeklinde gerçekleşen eylemlerine ilişkin olarak, TCK'nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanmayarak eksik ceza tayini,

B) “Defter, kayıt ve belgeleri gizleme” suçundan verilen hüküm yönünden yapılan incelemede;

1) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/250-2009/13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK'nin 231/6-c. maddesinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; engel adli sicil kaydı bulunmayan, iyi halli olduğu değerlendirilerek hükmolunan cezası ertelenen ve CMK'nin 231. maddesinin uygulanmasını kabul eden sanık hakkında, “zarar giderilmediğinden” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,

2) Kabule göre de;

a) 5237 sayılı TCK'nin 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; Mahkemece sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın tamamen infazına denilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı,

b) Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından hiçbir şekilde uygulanamayacağının gözetilmemesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 05.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.