2017/181 K. 2017/193 T. 26.4.2017
VDDK., E. 2017/181 K. 2017/193 T. 26.4.2017
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/181
Karar No.: 2017/193
Karar tarihi: 26.04.2017
İstemin_Özeti : Davacı adına, F1 Tekstil Tasarım Baskı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait 2004 yılının Ocak ilâ Aralık dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi, gecikme faizi ve yargı harcından oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla, ortak sıfatıyla düzenlenen 16.6.2011 tarih ve 10 ilâ 22 sayılı ödeme emirleri davaya konu yapılmıştır.
İzmir 1. Vergi Mahkemesi, 31.1.2012 gün ve E:2011/1196, K:2012/98 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35'inci maddesi hükmüne yer verdikten sonra, mahkemelerince verilen ara kararı üzerine gönderilen cevabi yazı ve eki Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi örneğinden, 13.11.1998 tarihinde %50 hisse ile ortak olduğu ve ortaklığının halen devam ettiği anlaşılan davacı adına, şirketin ödenmeyen vergi borçlarından dolayı hissesi oranında düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 26.10.2015 gün ve E:2012/3124, K:2015/11435 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10'uncu maddesi, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 540'ıncı maddesi ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35'inci madde hükümlerine yer verdikten sonra; limited şirketin vergi borcunun, şirketten tahsilinin olanaksız olduğunun tespit edilmesi halinde önce kanuni temsilcilerin takip edilmesi, kanuni temsilcinin şahsi malvarlığından da vergi borcu tahsil edilemezse, ilgili olduğu döneme göre sermaye hissesi gözönünde bulundurularak şirket ortağının takip edilmesinin mümkün olduğu, dosyada ve Danıştay Dokuzuncu Dairesinin E:2012/2380, 2382, 2478 sayılı dosyalarında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; şirket kanuni temsilcisi K2 adına da aynı tarihli ödeme emirleri düzenlendiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle kararı bozmuş; davalı idarenin karar düzeltme istemini reddetmiştir.
İzmir 1. Vergi Mahkemesi, 29.12.2016 gün ve E:2016/1633, K:2016/2074 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; Mahkemelerinin 17.11.2016 tarihli ara kararıyla, şirket kanuni temsilcisi K2 aleyhine tapu iptaline ilişkin açılan İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2011/601 sayılı dava dosyasının ve borçlu şirket aleyhine istihkakla ilgili açılan İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2012/387 sayılı dava dosyasının hangi aşamada olduğu; İzmir 4. İcra Müdürlüğünün E:2011/11364 sayılı dosyasındaki hacze iştirak edilip edilmediği ve satış bedelinden tahsilat yapılıp yapılmadığı, söz konusu dava ve icra takip işlemlerinin sonucunda ya da başka yollarla amme alacağının tahsil edilip edilmediğinin sorulduğu, varsa karar örnekleri ile şirket ve kanuni temsilci hakkında yapılan mal varlığı araştırmalarına ilişkin bilgi ve belgelerin istenildiği, davalı idarece; söz konusu uyuşmazlıkların henüz sonuçlanmadığı, İzmir 4. İcra Müdürlüğünün E:2011/11364 sayılı dosyasına iştirak edildiği ancak, tahsilat yapılmadığı bildirilerek, şirket ve kanuni temsilci hakkında yapılan mal varlığı araştırmalarına ilişkin bilgi ve belgelerin dosyaya sunulduğu, söz konusu bilgi ve belgelerden amme alacağının şirketten tahsilinin olanaksız hale geldiğinin anlaşıldığı, 213 sayılı Kanunun 10'uncu maddesi ile 6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesinde, kanuni temsilciler ile ortaklar arasında bir öncelik sırası öngörülmediği gerekçesiyle ısrar etmiştir.
Davacı tarafından; şirket ve kanuni temsilcinin malvarlığından amme alacağının tahsil olanağının bulunduğu ileri sürülerek, ısrar kararının bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : K1
Düşüncesi : Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile işin esası yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Dokuzuncu Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca tebligat işlemleri tamamlandığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca karar verilmesine gerek görülmeyerek, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İzmir 1. Vergi Mahkemesinin, 29.12.2016 gün ve E:2016/1633, K:2016/2074 sayılı kararının ısrar hükmü aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Vergi mahkemesi kararı, limited şirketten tahsil olanağı bulunmayan amme alacağının öncelikle kanuni temsilciden aranmadığı gerekçesiyle bozulduğundan ve uyuşmazlığın esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığından, bu incelemenin Kurulumuzca değil, ilk derece yargı yerince verilen kararları temyizen incelemekle görevli vergi dava dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddine, kararın, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası temyizen incelenmek üzere dosyanın Danıştay Dokuzuncu Dairesine gönderilmesine, 26.4.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY
2575 sayılı Danıştay Kanununun 38'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, Vergi Dava Daireleri Kurulunun, vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararları ile vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği hükme bağlanmıştır.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun görevi, sözü edilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularının incelenmesini kapsadığından, ısrar niteliği taşımayan mahkeme kararına yönelik temyiz incelemesinin Kurulumuzca değil, Danıştay Dokuzuncu Dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz incelemesi sonuçlandırılmak üzere dosyanın Danıştay Dokuzuncu Dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
X - KARŞI OY
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.