2017/266 K. 2017/312 T. 5.7.2017
VDDK., E. 2017/266 K. 2017/312 T. 5.7.2017
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/266
Karar No.: 2017/312
Karar tarihi: 05.07.2017
İstemin_Özeti : Davacı adına, basit usulde mükellefiyet şartlarını taşımadığından bahisle 1.1.2015 tarihinden itibaren gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmesine ilişkin 19.8.2015 tarih ve 50564 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Antalya 1. Vergi Mahkemesi, 31.3.2016 gün ve E:2015/1179, K:2016/448 sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 46 ve 47'nci maddesi hükümlerine değindikten sonra; 1.1.2015 tarihi itibarıyla basit usulde vergi mükellefi olan ve bebek ve çocuk giyim ticareti ile çay ocağı işletmeciliği faaliyetinden dolayı iki ayrı işyerinde faaliyet gösteren davacının, 193 sayılı Kanunun 47'nci maddesinde öngörülen kendi işinde bilfiil bulunmak ve çalışmak şartını sağlamadığından bahisle, 1.1.2015 tarihi itibarıyla gerçek usulde mükellefiyete geçirildiği, birden fazla işyeri bulunan davacının bilfiil işin başında bulunarak çalışması şartını taşımadığının açık olduğu, aynı binanın altında yan yana bulunan her iki işyeriyle de ilgilendiği, ayrıca sigortalı çalışanı bulunduğu iddia edilmişse de bu durum tek başına bilfiil işin başında bulunmak koşulunu sağlamadığından, söz konusu iddianın yerinde görülmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 8.11.2016 gün ve E:2016/11923, K:2016/5476 sayılı kararıyla; 13.3.2015 tarihinde nezdinde düzenlenen tutanak ile davacının "A1" adresinde bebek ve çocuk giyim ticareti, aynı binanın 2/E kısmında ise çay ocağı işletmesi faaliyetinde bulunduğu, ilk iş yerinin merkez, çay ocağı işletmesinin ise şube kaydı olduğu, çay ocağı işletmesinde sigortalı işçisinin çalıştığı, kendisinin ise işin başında bulunduğu ve her iki iş yerinin de sevk ve idaresinin kendisinde olduğunun tespit edildiği, mükelleflerin işin gerektirdiği işlemlerle kısmen veya tamamen kendisinin uğraşması veya işin sevk ve idaresinin kendisinde bulunmasının kendi işinde bilfiil çalışma şartını bozmadığı, iki ayrı iş yeri bulunmasının basit usule tabi olmanın genel şartlarına aykırılık teşkil etmeyeceği ve sigortalı işçi çalıştırmanın da kendi işinde bilfiil çalışmak ve bulunmak şartının ihlali anlamına gelmeyeceği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Antalya 1.Vergi Mahkemesi, 31.3.2017 gün ve E:2017/144, K:2017/297 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı tarafından; bir kişinin birden fazla işyerinin olmasının basit usulden yararlanmasına engel olmadığı, yan yana iki işyerinde bilfiil bulunmanın mümkün olamayacağı yolundaki yorumun iki işyerine sahip kişilerin basit usulden yararlanmasının otomatik olarak engellenmesi anlamına geleceği ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi : K1
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca tebligat işlemleri tamamlandığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca karar verilmesine gerek görülmeyerek, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı adına, basit usulde mükellefiyet şartlarını taşımadığından bahisle 1.1.2015 tarihinden itibaren gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmesine ilişkin 19.8.2015 tarih ve 50564 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ısrar kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Danıştay Üçüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 5.7.2017gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.