2017/269 K. 2017/310 T. 5.7.2017

VDDK., E. 2017/269 K. 2017/310 T. 5.7.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/269
Karar No.: 2017/310
Karar tarihi: 05.07.2017

İstemin_Özeti : Davacı adına, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle 2004 yılının Aralık döneminden devreden katma değer vergisinin azaltılması sonucu 2005 yılının Ocak ilâ Mart ve Mayıs dönemleri için tekerrür hükümleri dikkate alınarak re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileridavaya konu yapılmıştır.

İstanbul 8. Vergi Mahkemesi, 9.12.2011 gün ve E:2010/3335, K:2011/4418 sayılı kararıyla; bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı idarece, tekerrüre esas alınan cezanın ne olduğu ve kesinleşip kesinleşmediğine ilişkin herhangi bir belge dosyaya ibraz edilmediğinden tekerrür hükümlerinin uygulanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden davayı reddetmiş, vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılan kısmını kaldırmıştır.

Tarafların temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 10.3.2015 gün ve E:2012/1307, K:2015/922 sayılı kararıyla; dava konusu uyuşmazlığın dayanağını oluşturan 2004 yılı tarhiyatına karşı açılan davada verilen vergi mahkemesi kararı, Dairelerinin 10.3.2015 gün ve E:2012/1306 K:2015/921 sayılı kararıyla bozulduğundan, bozma kararı uyarınca verilecek kararın sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi, davalı idarenin temyiz dilekçesinde yer alan, 2002 yılı için kesilen ve 19.3.2003 tarihinde tebliğ edilerek kesinleşen vergi ziyaı cezasının bulunduğu yolundaki iddiasının da yeniden verilecek kararda değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, kararı bozmuş, davalı idarenin karar düzeltme istemini reddetmiştir.

İstanbul 8. Vergi Mahkemesi, 18.1.2017 gün ve E:2016/1754, K:2017/38 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; tekerrür hükümlerinin uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek ısrar kararının tekerrüre ilişkin hüküm fıkrasının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının tekerrüre ilişkin kısmının Danıştay DokuzuncuDairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Davacı adına, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle 2004 yılının Aralık döneminden devreden katma değer vergisinin azaltılması sonucu 2005 yılının Ocak ilâ Mart ve Mayıs dönemleri için tekerrür hükümleri dikkate alınarak re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerine karşı açılan davada verilen ısrar kararının, vergi ziyaı cezasının tekerrürden kaynaklanan kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrası, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen 10.3.2015 gün ve E:2012/1307, K:2015/922 sayılı kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 8. Vergi Mahkemesinin 18.1.2017 gün ve E:2016/1754, K:2017/38 sayılı ısrar kararının, vergi ziyaı cezasının tekerrürden kaynaklanan kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 5.7.2017gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Bilindiği gibi hukuk dilindetekerrür, daha önce işlemiş olduğu bir suçtan dolayı hakkında ceza hükmedilen kişinin, cezası kesinleştikten sonra, kanunun belirtmiş olduğu süreler içinde tekerrüre esas olacak yeni bir suç işlemesi durumudur.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 339'uncu maddesine göre vergi cezalarına tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için, tekerrüre esas alınacak sonraki eylemin, ilk eylem için kesilen cezanın kesinleşme tarihini takip eden yılın başından sonra gerçekleşmiş olması gerekmekte olup"tekerrür" müessesesiyle amaçlanan, kişinin yeniden suç işlemesi halinde daha ağır cezayla karşılaşacağını bilerek suç işlemekten caydırılmasıdır.

Olayın katma değer vergisi açısından ayrıca değerlendirilmesi, verginin kendine has özelliği açısından önem arzetmektedir. Buna göre daha önce hakkında vergi ziyaı cezası kesilmiş ve kesinleşmiş bulunan bir mükellef adına, ziyaa uğrattığı katma değer vergisi bulunduğunun tespiti üzerine, ödenecek verginin doğduğu ilk vergilendirme dönemi için kesilecek vergi ziyaı cezasının, 213 sayılı Yasanın 339'uncu maddesindeki şartların varlığı değerlendirilerek tekerrür nedeniyle artırılmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak; katma değer vergisi beyanlarına göre, devreden katma değer vergisi beyan etmiş bulunan mükelleflerin sonraki dönem beyanlarının, vergi ziyaına yol açan eylemin gerçekleştiği ilk döneme bağlı olarak düzeltilmesi sonucu ortaya çıkan vergiler nedeniyle kesilecek cezalara da tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda; mükellefin yeni bir eylemi ve/veya aynı eylemde ısrarı olmadığı halde, ceza miktarı aynı eyleme bağlı olarak birden fazla artırılmış olup, bu durum, tekerrür hükümlerinin getiriliş amacına uygun düşmemektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında olayda, devreden katma değer vergisinin değişmesinden kaynaklanan katma değer vergisi nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılan kısmı hukuka aykırı olduğundan, temyiz isteminin bu nedenle reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.