2017/306 K. 2017/313 T. 5.7.2017

VDDK., E. 2017/306 K. 2017/313 T. 5.7.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/306
Karar No.: 2017/313
Karar tarihi: 05.07.2017

İstemin_Özeti : Davacı adına, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak mahsuben ve nakden iadesi yapılan katma değer vergisinin kabul edilmemesi suretiyle 2004 yılının Temmuz, Ağustos, Kasım ve Aralık dönemleri için re'sen tarh edilen katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri dikkate alınarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezası davaya konu yapılmıştır.

İstanbul 10. Vergi Mahkemesi, 21.9.2011 gün ve E:2010/394, K:2011/2348 sayılı kararıyla; yüklenilen katma değer vergilerinin indirim olarak dikkate alınabilmesi ve indirimden kaynaklı iade yapılabilmesi için kanuni belgelerde yer aldığının tespiti ve gerektiğinde yükümlü tarafından ispatının yasal zorunluluk olduğu, davacı tarafından, indirim konusu yaptığı katma değer vergilerinin dayanağını oluşturan kanuni belgeler, mal/hizmet aldığı kişi, kurum ve kuruluşlardan temin edilerek Mahkemelerine ibraz edilmediği gibi ibraz edilebilceği yönünde bir iddiada da bulunulmadığından salınan vergilerde yasaya aykırılık görülmediği, defter ve vesikaların, selden zarar görmesi nedeniyle elinden çıktığı hususu, Düzce Sulh Hukuk Mahkemesinin 8.8.2005 tarih ve E:2005/130, K:2005/112 sayılı kararıyla alınan zayi belgesi ile ispat edildiğinden vergi ziyaı cezası kesilemeyeceği gerekçesiyle katma değer vergileri yönünden davayı reddetmiş; vergi ziyaı cezalarını kaldırmıştır.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 14.5.2015 gün ve E:2012/799, K:2015/4932 sayılı kararıyla; şirketin kanuni temsilcisinin ikamet adresinde şirket adına yapılacak tebliğin, bizzat ilgilisine yapılması gerektiği; söz konusu tebliğ o adreste bulunanı değil şirketi ilgilendirir nitelikte olduğundan, şirket adına yapılacak tebliğ işlemlerinde, ilgilisinin o anda adreste bulunamaması halinde tebligat şirketle ilgisi olmayan eşe yapılamayacağı gibi ilgili tebliğ alındısının tetkikinden, tebliğatın neden ilgilisi olan şirket temsilcisi yerine temsilcinin eşine yapıldığına ilişkin bir açıklama ya da şerh de yazılmadığının saptandığı, kanuni temsilcinin ikamet adresinde eşine yapılan ve şirketi ilgilendiren tebligat, bu haliyle usulsüz olduğundan davanın reddi yolundaki mahkeme kararında isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuş; davalı idarenin karar düzeltme isteminireddetmiştir.

İstanbul 10. Vergi Mahkemesi, 14.12.2016 gün ve E:2016/2096, K:2016/2088 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; dava konusu tarhiyatlara ilişkin ihbarnamelerin şirket yetkilisi K1'un ikametgah adresinde şirket yetkilisinin eşine 31.12.2009 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 30 günlük dava açma süresi içerisinde açıldığı görüldüğünden, davacının tebligatın usulsüz olduğu yönündeki iddilarına itibar edilmediği gerekçesiyle ısrar etmiştir.

Davacı tarafından; Mahkemece kendilerinden belge ibrazının istenilmediği, davalı idarenin ortaya koymadığı delillerin kendilerinden istenemeyeceği, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu; davalı idare tarafından ise tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti :Davacı tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş; davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K2

Düşüncesi : Vergi mahkemesince verilen ilk kararın diğer hüküm fıkralarının bozulmasından sonra verilen ısrar kararının varlığı, ilk kararın kesinleşen hüküm fıkrasının yeniden temyizen incelenmesini olanaklı kılmayacağından, davalı idarenin temyiz isteminin incelenmeksizin reddi; davacının temyiz isteminin iseısrar hükmü yönünden reddi ile işin esası yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Dördüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Davacı adına, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak mahsuben ve nakden iadesi yapılan katma değer vergisinin kabul edilmemesi suretiyle 2004 yılının Temmuz, Ağustos, Kasım ve Aralık dönemleri için re'sen tarh edilen katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri dikkate alınarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasına karşı açılan davada verilen ısrar kararı taraflarca temyiz edilmiştir.

Vergi mahkemesi kararının, vergi ziyaı cezalarının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının temyiz edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Vergi mahkemesince verilen ilk kararın diğer hüküm fıkralarının bozulmasından sonra verilen ısrar kararının varlığı, ilk kararın kesinleşen hüküm fıkrasının yeniden temyizen incelenmesini olanaklı kılmayacağından, davalı idarenin söz konusu hüküm fıkrasına yönelttiği temyiz iddialarının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin, 14.12.2016 gün ve E:2016/2096, K:2016/2088sayılı kararının ısrar hükmü aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bu yönden bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Vergi mahkemesi kararı, şirketi ilgilendiren ve kanuni temsilcinin ikamet adresinde eşine yapılan tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle bozulduğundan, uyuşmazlığın esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmamış olup, bu incelemenin Kurulumuzca değil, ilk derece yargı yerince verilen kararları temyizen incelemekle görevli vergi dava dairesince yapılması gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idare temyiz isteminin incelenmeksizin reddine; davacının temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddine, kararın, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası temyizen incelenmek üzere dosyanın Danıştay Dördüncü Dairesine gönderilmesine, 5.7.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46'ncı maddesinde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda temyiz edilebileceği, 49'uncu maddesinde, temyiz incelemesi sonucunda yasada yazılı sebeplerin varlığı halinde Danıştayın incelenen kararı bozacağı ve dosyanın karar veren mahkemeye gönderileceği, mahkemenin dosyayı diğer öncelikli işlere nazaran daha öncelikle inceleyeceği ve yeniden karar vereceği, kararların kısmen onanması ve kısmen bozulması halinde kesinleşen kısmın Danıştay kararında belirtileceği kurala bağlanmıştır.

Vergi Mahkemesinin ısrar kararında, tekerrür hükümleri dikkate alınarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına ilişkin olarak hüküm kurulmuş olması nedeniyle davalı idarenin temyiz isteminin de incelenmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.